Şeytanlar translate French
1,340 parallel translation
Hıristiyanları canlı canlı yiyen mavi şeytanlar.
Des démons bleus qui mangent les Chrétiens. Tu n'es pas chrétien, dis-moi?
- Şeytanlar.
- Les démons.
O andan sonra, şeytanlar üşüştü.
Dès cet instant... les démons ont surgi.
Hiç bozuk param kalmadı. O küçük şeytanlar evi yumurta yagmuruna tutacak.
Ils vont lancer des œufs sur la maison.
Meleğin yolunda dans eden şeytanlar
Les diables dansent devant les anges
Samantha, bu zehir şeytanları alıp götürecek.
Samantha, le poison... fera fuir les démons.
Ben, diğer şeytanlar öldürerek bir iblis anlamına gelir.
Un démon qui tue d'autres démons. Est-ce vraiment grave?
Yani, ne güçlü şeytanlar bu yapışkan elbise olacağını biliyor musunuz?
Quels puissants démons s'habilleraient aussi vulgairement?
Ama ben maskeli şeytanlar bir şey buldun.
Mais j'ai quelque chose sur les démons masqués.
L şeytanlar için aynı şeyi söyleyemeyiz.
Je ne peux pas en dire autant des démons.
Ya da şeytanlar her yerde bizden sonra her zaman peşinde olacaksın ki?
Ou que les démons allaient nous pourchasser sans répit?
Büyü ve şeytanlar ile, ne ben gider demek.
Pour la magie et les démons, c'est moi qui décide.
Elders ve şeytanlar oluşur lt'sa konseyi kimsenin hiç kullanımı hakkında bilgi bulur yapmak için, sihirli izlemek için.
Un conseil composé de Fondateurs et de démons pour contrôler la magie, pour que personne n'apprenne son existence.
Ve gevşek sonuna kadar bağlı değiliz Biz bu şeytanlar gelip gerçek şanslı biridir?
On a de la chance que ce démon soit venu pour régler tout ça, hein?
Hayır, scabber şeytanlar.
Non, des démons.
Phoebe ne, şeytanlar tarafından takip ediliyor?
Phoebe est pourchassée par des démons, c'est ça?
Her gün şeytanları öldürmek.
Je tue des démons.
Nasıl bu kadar çok şeytanlar zaten, sen ahold aldın?
Comment autant de démons ont-il réussi à se servir de vous?
Bu şeytanlar değil, bu doğum günü şeyler.
Ce ne sont pas les démons, mais les fêtes.
Eğer şeytanlar onlara kadar durmak yok, kim olacak?
Si les démons ne leur font pas face, qui le fera?
Şeytanlar sonra Yaşam.
Une vie après les démons.
Evet, ama koruyucu melekler pek az şeytanlar vardır.
Mais les anges gardiens ne sont pas des démons inférieurs.
Magic, şeytanlar?
La magie, les démons?
Biz saldırı oturup şeytanlar için sabırsızlanıyordu, Piper ve ben gerçekten hayat var çünkü.
On n'allait pas attendre qu'ils attaquent parce que Piper et moi avons nos vies.
Tamam, şeytanlar sırf her zaman olmak zorunda anlamına gelmez bu yüzden "eww".
Ce n'est pas parce qu'on est des démons qu'on doit être si "beurk".
Oh, bu, şeytanlar değil, cadılar gelen olduğunu.
Des démons, oui, pas des sorcières.
Benim gelecekte daha fazla şeytanlar.
Un avenir plein de démons.
Orada şeytanların bütün bir yeraltı var ölü isteyen, ve bugün bir istisna değildir, geri cadı katil bana getiriyor.
Il y a tout un monde de démons qui vous veulent mortes en ce moment même, ce qui me ramène à ce tueur de sorcières.
Lt üst düzey şeytanlar çekmek olacaktır.
- Ça attirerait des démons supérieurs.
Şeytanlar mı - Oh, Bilmiyorum, ile başlamak için cadı bir şey çalmak.
Vous demanderez aux démons de leur voler quelque chose.
Herhangi bir iblis yeterince güçlü yeraltı organize edilmesi, veya çalışıyor olabilir herhangi bir iblis genç şeytanlar için eğitim kampı bir çeşit,
Un démon assez puissant pour réorganiser les Enfers ou qui aurait monté un camp d'entraînement pour jeunes
Ezici fiziksel gücü ile Tamam, üst düzey şeytanlar.
O.K., démons supérieurs de grande force physique.
O bugün üç üst düzey şeytanlar tarafından saldırıya uğradı.
Elle a été attaquée par des démons supérieurs.
Bu gamesmasters tüm boyunca arıyordum şeytanlar vardır.
Les maîtres du jeu sont les démons que vous recherchez.
Hepimiz birlikte arıyorlardı Bu yüzden 1 00 yüzde belirli bu şeytanlar edildi mi?
Sommes-nous absolument sûrs que ce sont eux que nous cherchions?
Ama bana benim kız korumak için canlı tutulan çocuklar gibi onlardan sonra gelen tüm şeytanlar gelen.
Mais ça m'a permis de protéger mes filles des démons qui les pourchassaient, petites.
Bu hepimizin içinde öfkeyle devam eden bir savaştır, kendi doğamızın daha iyi melekleri ile içimizdeki baştan çıkarıcı şeytanlar arasında.
C'est une guerre permanente qui fait rage en chacun de nous. Entre les aspects angéliques de notre nature et les tentations de nos démons intérieurs.
Bana yazdıklarından bahsetsene. Şeytanlar hakkında olandan. Marina hikayenin gerçekten iyi olduğunu söyledi.
Que dire, si ce n'est que cette femme est unique...
Sadece bazı şeytanları kovuyorum
J'exorcise quelques démons.
Hepimizin şeytanları vardır, değil mi?
- On a tous nos démons, oui?
"Şeytanlar, dikkat edin! İmza : Budala, çevredeki dostunuz Turta Adam."
"Malfaiteurs, prenez garde" Signé Simon, votre serviteur faiseur de tartes.
Eğer yanılmıyorsam, hükümetiniz Batı kapitalizminin şeytanlarıyla birlik olan kadınlara karşı pek iyi şeyler düşünmüyor.
Et votre gouvernement ne se montre pas avenant avec les femmes qui se sont fourvoyées avec les diables capitalistes de la société occidentale.
Sonra da şu küçük şeytanlar boğulmadan kabı buraya..... getirirsiniz ve biz de onları "fingo" ya dönüştürürüz.
Ensuite, rapportez tout ça ici avant que votre progéniture se noie et nous les transformerons en sorbets.
Şeytanlar onun içinde yaşıyor. Konuşup bir şeyler yaptırıyorlar.
Des démons vivent en elle.
Pekala, Tanrı'nın benimle hiç konuşmamasının sebebi kaçmamı sağlayıp, buraya gelmemi ve beni takip edip, uzman bilgilerini kullanarak, bu zavallı kızın ruhundan şeytanları çıkarmanı sağlamak olamaz mı?
Peut-être que si il ne m'a jamais parlé, c'est parce qu'il voulait que je parte... parce qu'il avait besoin de moi ici, et il voulait que vous me suiviez... pour retirer les démons de l'âme de cette pauvre fille?
Plastik hayvanlar aracılığıyla şeytanların seninle konuştuğunu uydurdun ama seninle konuşmuyorlardı, aynı benimle konuşmadıkları gibi.
Tu as inventé cette histoire d'animaux qui parlent. - Mais rien ne te parle, à toi comme à moi.
Gidin, cehennemin şeytanları!
Disparaissez, démons de l'enfer!
Duydum ki tavşanların istilası altındasın, ben de koşa koşa o küçük şeytanları yok etmeye geldim.
On m'a parlé lapin, je rapplique aussi sec pour éliminer ces salopards.
Şeytanlar duvarların içinde diyorum.
Je dis que... les démons sont dans ces murs.
Biz şeytanları için avcılık dışında biz olan tek nedeni kabul sürekli
On était bien d'accord :
Uzak dursun şeytanlar.
Que Dieu nous protège!