000 metre translate Portuguese
248 parallel translation
Chaplin yapıtının mükemmel olmasını istedğinden 27.000 metre film şeriti kullanmış ve dört gün gece aralıksız "Göçmen" i son haline getimek için uğraşmıştır.
Foram gastos 27 Km de negativos e Chaplin ficou 4 dias e noites finalizando o trabalho.
Beni yerden 3000 metre yukarıya çıkartacak.
Ele vai elevar-me 3.000 m no ar.
Bir hektarı sulamak için... yaklaşık 1000 metre küp su lazımdı galiba.
Segundo me lembro, pode-se irrigar um hectare... com cerca de 1.000 metros cúbicos de água.
Bu ay tam 40.000 metre plastik boru ürettik.
Este mês produzimos 40 mil metros de mangueiras. É considerável.
- 6000 metre.
- 6.000 metros.
- 12.000 metre.
- 12000 metros.
- 40.000 metre.
- 40.000.
- 52.000 metre.
- 52.000.
Sizin ölçünüzle yeryüzünün 1.000 metre altındayız.
Estamos 1. 000 dos teus metros abaixo da superfície.
232 Zulu, 64 km güney-doğu, 3,000 metre.
Zulu 232, 40 milhas sudeste a 10.000 pés.
Menzil--1, 000 metre.
Alcance.... 1000 metros.
Menzil--1,000 metre.
Alcance.... 1000 metros.
Okyanusun 4000 metre dibinde petrol mu?
Espera-se que encontremos petróleo a 2 000 braças de profundidade?
Neredeyse 900,000 metre küp beton kullanılmış.
São quase 690 mil "metros" de concreto. Isso mesmo. É muito concreto!
Yaklaşık 9000 metre.
A cerca de 8.000 metros.
"10.000 metre yüksekte, bir uçağın üzerinden bakmıyorum." "Daha alçaktan, ülkeyi yürüyerek kat eden özel bir adamın gözlerinden bakıyorum."
"Sem ser a olhar para baixo num avião a 9.000 metros de altura, mas a partir do ângulo baixo dum homem especial que quer atravessá-lo a pé, guiando um puro-sangue para um local secreto, para um ob jectivo pessoal."
1.000 metre, yani bir kilometre araba.
5280 pés, uma milha de carros!
Z - eksi 10.000 metre.
Z menos dez mil metros.
Ayrıca Sheridan'ın 900 ila 1,000 metre gibi mesafelerde kör noktası oluyor.
Além disso o'Sheridan'tem um ponto cego... para uma distancia de 900 a 1.100 metros.
Birazcık daha. 31.000 metre, haydi bakalım.
Só mais um pouco. Cá vamos aos 31.000.
Ertesi gün, bizi vadiye, Kamboçya'dan yaklaşık 2000 metre uzakta bir tabura geri gönderdiler.
Mandaram-nos de volta ao vale no dia seguinte, a 2.000 metros do Camboja, dentro do perímetro de um batalhão.
Bu ot, deniz seviyesinin tam 2,000 metre üzerinde yetişiyor.
Esta erva cresce a 2000 pés do nível do mar.
3.000 metre yükseklikteyiz. Oksijen durumu nasıl?
Estamos a dez mil pés, verifiquem as máscaras de oxigénio.
Geçen yıI bu zamanlar, 8,000 metre yükseklikte... bir tanesini cidden ayarttım.
Por esta altura, no ano passado, a 7.500 m acima do nível do mar, consegui conquistar uma.
Yaklaşık 2,000 metre.
São 2.000 metros.
1,000 metre.
1.000 metros.
Bense 10,000 metre yüksekte beni giydiren bir kadınla votkalı kokteyl içiyor olacağım.
E eu vou estar a 9 mil metros de altitude a beber vodka... com uma mulher que me veste.
Yükseklik tam olarak, 12.000 metre.
A altitude está certa, 37 mil pés.
En az 300 metre var.
São 3.000 metros.
- 3300 metre mi?
- 4.000 metros?
- Metre başına on üç bin!
26.000 o metro quadrado!
300 metre derinliğinde.
Tem mais de 1.000 pés.
Evans City'nin 20bin metre üstündeler.
60.000 pés acima de Evans City.
Bu, metre başına 3.000 dolar eder Roper!
- Isso é quase 1,000 dólares o metro, Roper!
750-800 metre genişliğindeki böyle bir adaya 20.000 kişiyi yığdığınızı düşünün. Oldukça kalabalık olur.
Temos de lembrar-nos que a ilha tinha apenas 800 m de extensão e quando pomos 20 mil homens numa ilha assim, é uma multidão.
4,600 metre'de ağır hava boşluğu ön görülüyor.
Há previsão de turbulência muito forte acima dos 15.000 pés.
Harekat, Kolombiya 409 uçuş seviyesi 240 için ( 7,315 metre ) 610 metredeyiz.
Controlo, Columbia 409 a 2.000 pés de altitude e nível de voo 240.
2,100 metre'de bildirin.
Comunique aos 7.000 pés.
232 Zulu, 48 km kuzey batı 3352 metre.
Zulu 232, 30 milhas noroeste a 11.000 pés.
3,600 metre.
12.000 pés.
2,450 metre.
Continua enquanto muda 79, 78... 8.000 pés. Oito.
- Menzil : 5500 metre efendim.
- Raio : 5.000 metros, comandante.
Onlara gereken enerji yerin 1500 metre altında.
Todo o líquido que eles precisam a 5.000 pés abaixo da superfície.
Petrol 2 kilometre içeride, ve 600 metre tebeşirli granitin altında değil.
Não é a 2.000 metros da costa, mais a 700 metros de profundidade através de granito cretácico.
Beni öldürmek için eğitilmiş 4,000 Kübalıdan 250 metre uzakta kahvaltı yapıyorum. Onun için, bir anlığına bile, buraya gelerek bir rozet parıldatıp beni sinirlendirebileceğini sakın düşünme.
Tomo o pequeno-almoço a 250 m de 4 mil cubanos treinados para me matar... por isso não pensem, nem por um segundo, que podem vir aqui mostrar um distintivo e deixar-me nervoso.
Kendisini öldürmek için eğitilmiş 4,000 Kübalıdan 250 metre uzaklıkta kahvaltı yapıyor. Kimse ona birliğini nasıl yöneteceğini söylemeyecek. En azından sevimsiz beyaz üniformalarının içindeki Harvard ağızlılar.
Ele vive a 250 metros de 4 mil cubanos... treinados para matá-lo... e ninguém contesta o seu comando... especialmente alguém num uniforme branco apaneleirado.
Komuta / Sonar : 2750 metre ve yaklaşıyor, efendim.
Comando, Sonar. A 3.000 jardas e a aproximar-se, senhor.
1800 metre.
2.000 jardas.
920 metre ve hızla yaklaşıyor.
1.000 jardas e aproximando-se rapidamente.
Akula ile aramızda 900 metre olduğunda haber ver.
Informem-me quando o nosso alcance a esse Akula atingir as 1.000 jardas.
900 metre de ne için?
Para que são as 1.000 jardas?