Alamadım translate Portuguese
2,180 parallel translation
Ve bir iş alamadım.
E não arranjavas trabalho.
Hayır çünkü bugün resitalde kendimi Becky'nin öğretmenine bakmaktan alamadım.
Não, sinto mesmo, porque hoje no recital, não conseguia parar de olhar para a professora da Becky.
- Sadece zaman düşündüm herhangi bir kötü alamadım.
Quando foi que pensaste que não poderia ficar pior.
- Ben iyi bak alamadım Bu arada içeri
Não dei uma boa olhada nele quando ia entrar.
- Ve hiçbir şey için alamadım.
E não entendeste nada.
- Neden kocan alamadım onu almak için?
Por que não dizes ao teu marido para arranjá-lo?
Evet. Bende fazla alamadım.
Eu também não dormi lá muito bem.
DNA testi için 6.000 dolardan daha düşük fiyat alamadım.
Não há ninguém que me peça menos de 6000 dólares pelo teste de ADN.
Onu alamadım
Apenas não entendo!
Gözlerimi ondan alamadım.
Eu tentei não olhar, mas não consegui!
Kendimi alamadım Sam.
Não o pude evitar, Sam
Selam Alice, tekrar arıyorum. Hala senden haber alamadım. İyi misin?
Alice, é o Óscar novamente, ainda não tenho notícias tuas.
Neler oluyor? Noel'den beri haber alamadım senden.
Desde o Natal que não davas notícias.
Duş bile alamadım.
Nem sequer tomei banho.
220 yardadan daha fazla koşup bir travestinin ağzına vermekten başka bir şey alamadım ben!
Eu corro para mais de 200 metros e só tenho direito a que um transexual me faça um bico?
Bütün öğlen ikinizi düşünmekten kendimi alamadım. Birlikte oluşunuzu. Ve ona dokunduğunu.
só conseguia pensar em vocês dois, juntos, e tu a tocares-lhe.
Onu kucağıma hiç alamadım.
Nunca tive a oportunidade de segurá-la.
- Aramaya çalıştım cevap alamadım.
- Telefonei, mas não tive resposta.
Fakat bu tahmin ettiğinden daha masraflı bir işti. Bir süre ondan haber alamadım.
Mas custou mais do que ele pensava, e não soube dele durante um tempo.
Merhaba Vanessa, benim uzun süredir senden haber alamadım sanırım benimle konuşmak istemiyorsun.
Olá, Vanessa. Sou eu. Não tive notícias tuas durante muito tempo, então imagino que isso signifique que não queres saber de mim.
- Alamadım.
- Não consegui.
Uzun süre senden haber alamadım. Hem de çok uzun...
Eu não ouço nada sobre ti durante não sei quanto tempo, e apareces de repente?
Senden haber alamadım.
Não tivemos notícias suas.
Bakmaktan kendimi alamadım.
Não consegui parar de ver.
Yeniler eskileri oyun dışı bıraktı ve Bo'nun gücü olmadan onlardan bir şey alamadım.
Tipos novos expulsaram os mais velhos, e não lhes conseguia sacar nada sem os capangas do Bo.
Üzgünüm, daha fazla alamadım.
Desculpe, não pude trazer mais.
Görünüşe bakılırsa "Liseden arkadaşım (! )" da öyle Çünkü bütün gün ondan haber alamadım.
Bem, parece que o tipo deu mesmo uma de "saboroso", porque não tive notícias dele todo o dia.
İşe yarar bir parmak izi de alamadım.
E não consegui obter uma impressão digital viável.
Ama öte yandan, hiç onun gibi hızlı koşamadım onun gibi iyi notlar alamadım, onun gibi sevilmedim.
Nunca corri tão rápido, tive melhores notas, ou fui tão amoroso, como ele.
Çünkü senden haber alamadım.
porque eu não tive noticias tuas.
Lisede, hastalığım yüzünden ehliyetimi alamadığımı ve Motorlu Taşıt Dairesi'ne bildiremediğimi söylemiştim, hatırladın mı?
Lembras-te... lembras-te na escola, quando te disse-te que não conseguia tirar a minha carta de condução porque estava doente e não ia para a escola de condução?
Kontrol altına alamadığım bir şeye giriştim.
Comecei com uma coisa. Agora não consigo controlá-la.
Ve istediğimi alamadığım zaman asilce çıldırırım. Tipik ben işte.
E passo-me quando não consigo o que quero.
65 yaşında, dul ve 65 yaşındaki bir kadından sağlık kayıtlarını alamadın mı, Sam? Benim cazibeme tamamen bağışıklıklı.
Mas tem 65 anos, é viúva e é completamente imune ao meu charme.
Bugün sizden haber alamadım
Só estou a verificar.
Doğrusu lisansımı alamadım.
Na verdade nunca obtive a licença.
Telekom işini hatırlıyor musun? Hani geçen sene alamadığımızı söylemiştim?
Lembras-te do caso das telecomunicações que disse não termos conseguido o ano passado?
Bazılarımız bu yaptığımızın karşılığını alamadığımızı düşünüyor.
Bem... alguns de nós sentem que o favor não foi retribuído.
Veya sonucunuz "bu okyanus gerçekten çok büyük ve bu bardakla çok fazla örnek alamadım." mı olurdu?
Após, construiremos sistemas e atingiremos o tamanho do cérebro dos mamíferos.
- Kokusunu alamadın mı?
Não o cheiraste?
Günlerdir senden haber alamadım.
- Não tenho notícias tuas há dias.
Borsada çalışmıyor olabilirim ama bu, takım elbiseli bir dolandırıcının kokusunu alamadığımı göstermez.
Posso não trabalhar em Wall Street, mas não significa que não consiga cheirar um tubarão de fato.
Televizyonculardan kayıtları alamadık mı hâlâ? Sürekli bir şeyleri bahane ediyorlar- -
- Já conseguiste as filmagens?
Helikopteri alamadın mı?
- Não o conseguiste?
İşi alamadım.
Não consegui o emprego.
- İşi kalbim yüzünden alamadım.
Não o consegui por causa do meu coração.
Hayatına mâl olabileceğini bildiğin halde kendini alamadığın bir aşka saplanıp kalmadın mı hiç?
Nunca te sentiste preso por um amor que sabe que pode matar-te e mesmo assim não consegues evitar?
Sesimi alamadı. Onu uyaramadım.
- Não ouviu, não o avisei.
Tevye rolünü alamadığım zaman oradaydın.
Quando não consegui o papel de Tevye na peça, o Shel estava lá.
Adres veya benzeri bir şey alamadığım için üzgünüm.
Desculpe não ter conseguido um endereço ou algo do género.
İzin alamadım.
Não conseguia uma licença.