Arayın onu translate Portuguese
368 parallel translation
Gidip arayın onu.
Vai à procura dele.
Arayın onu... Dikkatlice.
Revistem-no.
Durmayın arayın onu.
Bem, avance, reviste-o.
Arayın onu!
Encontrem-no!
Arayın onu.
- Nada dessa tagarelice russa.
Arayın onu Evet efendim.
- Revistem-no. - Sim, Sr.
- Arayın onu.
- Tenta encontrá-la.
Onu bulmak için her yeri karış karış arayın.
Faça todos os possíveis para encontrar o Conway.
Onu yalnız kitaplarda arayın. Çünkü artık anılarda bir hayal o.
Só nos livros se encontra agora, pois não passa da recordação de um sonho.
Çıkın ve onu arayın.
Despacha-te e procura-o.
Adamınız onu orada bulamazsa, kendiniz gidip cehennemde arayıverin.
Se não o encontrardes ide ao outro extremo.
Onu arayın!
Procure-o!
- Onu arayın. Az önce birisi beni aradı, beni Hank ile tehdit etti.
Recebi uma ameaça sobre o Hank.
Onu arayın ve oğlum iyi mi öğrenin.
Verifique se ele está bem.
O zaman orayı arayın! Lütfen onu arayın.
Por favor, chame-o!
Onu hemen arayın, dedi.
Ele disse para entrarmos em contacto com ele brevemente.
O zaman Gun Hill'deki şerifi arayıp onu tutuklamasını isteyelim.
Avisamos o xerife de Gun Hill, e ele o prende.
Nathan henüz bilmiyor ama arayışı bitmek üzere. Çünkü o yeni ve parlak ayakkabılar onu Alacakaranlık Kuşağı'nın başkentine götürecek.
Nate não sabe, mas sua procura vai terminar, porque esses sapatos novos e brilhantes lhe vão levar... direto a capital de Além da Imaginação.
Burada olmamın sebebi bu genç bayanın beni 5 dakika önce telefonla arayıp onu rahatsız ettiğini söylemesi.
Estou aqui porque esta jovem ligou-me há cinco minutos a dizer que você estava a aborrecê-la.
Onu evden arayın.
Ligue-lhe para casa.
Onu arayın.
Estejam atentos.
Onu arayıp mal alacaksın.
Então... entrega-nos o Jocko.
- Siz de onu arayın.
- Porque não lhe liga?
Onu izleyecek yegane kişiler özgürlüğü herhangi bir ahlaki sınırın dışında, bir zevk arayışı olarak görenler olacaktır.
Então terá, em vez disso, no seu séquito, quem interprete essa liberdade... Como... Como a busca do prazer fora de qualquer...
Onu arayın, teyit ettirin.
Está ali um telefone. Ligue-lhe.
¤ Anne orada, Pafnucio. Onu arayıp, bulacaksın.
Alí está a mãe, Pafnucio.
Sizinle irtibat kurduğunda, onu orada tutmaya çalışın, ve hemen bu numarayı arayın.
Se ele a contactar, tente retê-lo e ligue-me logo para este número.
Onu arayıp ta "Hey, beni hatırladın mı sen de devamlı gelirdin" mi demeliydim?
Ligo-lhe a dizer "Lembra-se de mim? O senhor era meu cliente habitual"?
Onu arayıp beni aramasını sağlayamaz mısınız?
Podia ligar-lhe e pedir-lhe que me ligue?
Neden onu arayıp hastalığın % 100 iyileştiğini söylemiyorsun?
Por que não telefonas a dizer-lhe que ele está 100 % curado?
Onu bu numaradan arayın.
Liga-lhe para esse número.
Onu arayıp, teslimat iptal edildi demişsin. Sonra da senin yakalandığını duymuş.
Ele diz que tu ligaste, adiaste a entrega, e depois foste apanhado no aeroporto.
Hemen onu arayıp, bu yaptığımızın çıIgınlık olduğunu söylemeliyim.
Ligo-lhe e digo-lhe que foi tudo uma loucura.
Herneyse onu arayıp, üzgün olduğumu söyleyin tekrar olmayacağını da.
A propósito, ligue para ele... e diga que sinto muito... que não voltará a acontecer.
Bu sizde kalsın. Eğer onu görürseniz hemen arayın.
Guarde isto e telefone-nos se o vir.
Onu arayın.
Reviste-o.
Ayrılın ve onu arayın.
Separem-se e procurem-no.
Waldorf-Astoria'da kalıyorum. Onu görünce, beni arayın.
Quando o vir, ligue-me para o Waldorf Astoria.
Onu arayın!
Procurem-no!
Telefonla arayın onu.
Telefone para ele.
Asistanım onu arayıp... ne yemekten hoşlandığını sormuş.
Pedi ao meu assistente para lhe telefonar e perguntar o que tu gostas de comer.
Three Crowns otelinden onu arayın, Bay Carlie.
Contacte-o no hotel Three Crowns, Sr. Carlile.
Onu gördüyseniz 1-800-PİS-GAMMAZ'ı arayın.
Se acha que o viu, ligue 1-800-B-U-F-O. Homer, pareces um rapazinho.
Adamınız onu orada bulamazsa öteki tarafta kendiniz arayın.
Se vosso mensageiro não o achar, ide buscá-lo alhures.
Arayın onu.
Revista-o.
Şimdi onu arayıp kızı bırakmasını söyleyeceksin!
- Telefona-lhe já e diz-lhe para a deixar ir!
Onu tanıyorsanız lütfen beni 5552368'den arayın.
Se souber onde o posso encontrar, fale para o 555-2368.
Onu arayın... ve... bulduğunuz zaman, lütfen...
Vá procurá-lo e, quando o encontrar..., por favor eu adoraria comer os biscoitinhos dele...
Adele, Penny'yi şimdi arayıp biyolojik babasının onu aradığını söylemeye ne dersin?
Adele, que tal ligar para Penny e contar-lhe. ... que o seu pai biológico a está a procurar.
Onu arayıp her şeyi anlatmasını isteyeceğim.
Vou telefonar-lhe e obrigá-lo a contar tudo.
Onu arayıp vedalaştığın geceyi hatırlıyor musun?
Lembras-te da noite em que te despediste dele?
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu buraya getir 82
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bana ver 330
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu buraya getir 82
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bilmiyorum 36
onu seviyorsun 78
onu biliyorum 95
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onu sevdim 104
onun da 23
onu seviyorsun 78
onu biliyorum 95
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onu sevdim 104
onun da 23