English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Arkadan

Arkadan translate Portuguese

2,955 parallel translation
Sete Gibernau, Loris Capirossi'nin Ducati'sine arkadan bindiriyor.
Sete Gibernau toca na traseira da Ducati de Loris Capirossi.
Ama kasko firmaları arkadan çarpanı yüzde yüz hatalı bulduğu için gerçeği ortaya çıkarmak için küçük bir yalan söyledim.
E como as companhias de seguro atribuem automaticamente cem por cento da culpa a quem bate por trás, a minha pequena mentira, na realidade, foi uma tentativa para obter um desfecho mais próximo da verdade.
Bana arkadan saldırdı.
Ele atacou-me por trás.
Burdan mı arkadan mı başlamalıyım?
Começo pela frente ou por trás?
Sen onları arkadan çıkar.
Leva-os pelas traseiras.
Senin dostun beni arkadan becermek istedi
O teu amigo bufou de mim.
- Arkadan konuşmuyoruz.
Não fazemos isso.
Pekala, bodrumdan gidip arkadan çıkarız.
Está bem, vamos pela cave e saímos pelas traseiras.
Tam bir motorum, arkadan vurdururum...
Eu sou uma puta. Eu gosto dele no meu rabo!
Ot içmeli ve Arkadan Çıplak Boğma hareketli bir geceye hazır mısınız?
Estão preparados para uma noite de erva marada e estrangulamentos?
Arkadan Çıplak Boğma.
Um estrangulanto por detrás.
Babanın arkadan sevdiğini duydum.
Ouvi que o teu pai gosta de coisas por detrás.
Epstein'den Arkadan Çıplak Boğma!
Rear Naked Choke por Epstein!
Tek kolla Arkadan Çıplak Boğma!
Rear Naked Choke com um braço!
Siz arkadan kaçarken onları oyalayacağım.
Distraí-los enquanto vocês fogem pelas traseiras.
Scott arkadan girdi.
Scott entrou por trás.
Bu kapı arkadan kilitleniyor Size inanmıştık Bende kapıyı kırmaya çalışırken..
Quer dizer, se você tivesse apenas girado a chave, como você disse antes, as suas impressões digitais não estariam lá, certo?
İlk kurban kolay bir hedefti, yine de şüpheli onu uzaktan ve arkadan vurdu.
A primeira vítima era frágil e um alvo fácil, mas o suspeito deu-lhe um tiro por detrás e à distância.
Yine arkadan saldırdı.
Mas por detrás na mesma.
- Sana arkadan geçiren türden bir arkadaş mı?
O tipo de amigo que asfixia com uma almofada?
Fail arkadan girmiş, ama anahtarı varmış.
O suspeito entrou pelas traseiras... mas tinha chave.
Bu sıçramaya bakılırsa ilk darbe arkadan kafaya olmuş.
Este salpico sugere que o primeiro golpe foi na cabeça, pelas costas.
Arkadan dövmüşler ve tekmelemişler
Foi chicoteada muito na parte trás, e talvez até mesmo levou pontapés.
Adi olduğunu biliyordum ama arkadan bıçaklayan bir hurdalık itinden başka bir şey değilmişsin.
Sempre soube que eras reles, mas não passas de um espeta facas nas costas, um porco de jardim!
Yani katil 911'i aramış, bu adamı boğmuş ve sonra da arkadan onu vurmuş mu?
Então o assassino liga para o 911, estrangula este homem, e atira nele pelas costas?
Ben yaptım planımı. Kadriye'yi uyandırmadan arkadan dolanacağım.
Já tenho um plano : entro pelas traseiras para não acordar a Kadriye.
Arkadan vuran ışık görüntüyü bulandırmış.
Estão ofuscadas pela luz do fundo.
Annemle babam kontrol için hastaneye gitmişler hastaneden çıkmışlar, arabalarına binmişler ve bir araba arkadan onlara çarpmış.
O meu pai levou a minha mãe ao hospital para um exame de rotina. Eles saíram, entraram no carro e outro carro bateu-lhes por trás.
Düşünsene, eğer o araba bize arkadan çarpmasaydı, annem bunu hiç bilmeyecekti.
Imagina, se o carro não lhes batesse, a minha mãe nunca teria sabido.
Arkadan bıçaklanmanın tanımı.
Esfaqueado pelas costas, literalmente.
Bu adam bana arkadan çarptı.
Esse tipo esbarrou-se comigo.
Elle yaptırması, ağzına alması bağlaması, arkadan vermem -
Punheta, bobó, lambidela, nada.
Sharon Stone'nin masasından iki masa uzaktaydım arkadan bile sinir bozucuydu.
Fiquei a duas mesas da Sharon Stone, muito chata.
Adamımı arkadan bıçaklamam için hiçbir sebep yok.
Não sei porque tenho de aguentar o meu rapaz.
Adli Tabip, topa vurmak üzereyken arkadan darbe aldığını düşünüyor.
O legista acha que o acertaram por detrás enquanto jogava.
- Arkadan yaklaşıyoruz ve çatıya geçeceğiz. - Anlaşıldı.
Estamos a aproximar-nos pelas traseiras e vamos içar-nos para o telhado.
Eğilirsen arkadan yapışırım. Kıçına arkadan bir aleti sokarım.
Queres que te ponha de joelhos, enquanto enfiar uma ferramenta no cu?
Arkadan kaçıyor!
Está nas traseiras!
Arkadan bıraktığın ipuçlarını bilmediğimi sanma, kolyeden başladın.
Ela descobriu. Não penses que eu não sei sobre as pistas que lhe tens deixado a começar pelo colar.
Kahin, Beth, arkadan dolaşın ve arabayı arkadan güvene alın.
Profeta, Beth, vão à volta e cubram o carro por trás.
Ukala dümbeleği garajı arkadan öne mi paketliyorsun?
Espertinho, arruma a garagem de trás para frente?
- Fail yüzde 90 arkadan kaçar.
9 vezes em casa 10, o criminoso vai por trás
Kendi fularıyla arkadan boğulmuş.
Enforcada por trás com a sua própria faixa.
Arkadan saldırmak adil mi?
Pensas que é errado atacar pelas costas?
Arkadan seviyor musun?
Nunca levaste umas palmadas?
Arkadan?
No cu?
Beni arkadan yapmak ister misin?
- Gostas do meu rabo?
Aslında sizi arkadan takip edebilirim, sağ salim vardığınızdan emin olmak için.
Na verdade, podia ir atrás de vocês, para me certificar que chegam lá inteiras.
Matthews'u arkadan bıçaklamaya o anda mı karar verdin?
Foi o tempo que levou para perceber que poderia apunhalá-lo pelas costas?
Sen beni arkadan bıçaklamaya cüret mi ettin, haa?
Pretendes-me apunhalar pelas costas?
- Arkadan mı aldın?
- Tu levas no rabo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]