Aç değilim translate Portuguese
2,035 parallel translation
Aç değilim.
Não estou com fome.
Mahi mahi yerine sadece bir mahi alabilir miyim, çünkü fazla aç değilim.
Em vez do mahi-mahi, quero só um mahi. Não estou com muito apetite.
Artık aç değilim.
Já não tenho fome.
Aç değilim. Eğer bunu ne olduğunu bize söylersen, göğüslerime dokunmana izin vereceğim.
Se me disseres o que é deixo-te tocar nas minhas mamas.
Aç değilim.
Não tenho fome.
Aç değilim.
Não, não estou com fome.
- Aç değilim.
- Não tenho fome.
- Ben pek aç değilim aslında.
- Sabes, não tenho lá muita fome.
- Aç değilim, Tony.
- Não tenho fome, Tone.
Gerçekten aç değilim.
Não tenho fome, a sério.
Hiç aç değilim.
Não tenho fome nenhuma.
Ben o kadar aç değilim. Neden gidip menülere bakıp seçmiyorsun?
Não estou com muita fome, porque não vês os menus e escolhes?
O kadar aç değilim.
Estou bem. Não tenho muita fome.
Ben de o kadar aç değilim.
Não estou com fome.
Hayır aç değilim.
Não, não estou com fome.
Hayatımda ilk kez aç değilim.
É a primeira vez na vida em que não sinto fome.
- İstemem, aç değilim.
- Não, não estou com fome.
Aslında pek aç değilim. Ayrıca aptal hikâyemi sana anlattım gidip arabada bekleyeceğim.
Nem sequer tenho fome e... já te contei a estúpida da minha história.
- Aç değilim.
Não estou com fome.
Cidden hiç aç değilim..
Eu não estou faminta de todo.
Aç değilim.
- Não tenho fome.
Aç değilim. Başka ilaca da ihtiyacım yok Beni rahat bırakın.
Não tenho fome, não preciso de comprimidos...
Aç değilim.
Estou sem apetite.
Aç değilim ama yine de teşekkürler.
Não tenho fome mas, mais uma vez, obrigado.
Hala aç değilim.
- Continuo sem fome.
Aç değilim. Hoşça kal.
Não tenho fome.
- Aç değilim.
- Não estou com fome.
Sadece aç değilim.
Só não tenho fome.
Aç değilim, dedim.
Já disse que não tenho fome.
Ben aç değilim.
Não tenho fome.
Öyle bağnaz birisi değilim, zaten vücut çalışıyorum. Yani bunu tutunca böyle açılmasını diyorum.
Agora, não sou uma grossa, entendes, e venho para trabalhar, mas parece improvável, não é, que o uniforme seria tão...
Aç değilim.
Porque não?
Aç değilim.
Precisa de comer alguma coisa.
Aç değilim.
Não tenho apetite.
Kararlarımı sana açıklamak zorunda değilim.
Não tenho de te dar explicações.
Publarda yabancılara açılmaya pek alışık değilim.
Não tenho o hábito de desabafar com estranhos em bares.
Ben acının büyük bir hayranı değilim.
Eu na verdade não sou um grande fã do calor.
Ben açık bir pencerenin önünde çıplak olan bir vücut değilim.
Não fui eu que dancei nu à frente de uma janela aberta.
Bak, sana açıklama yapmak zorunda değilim.
Não tenho que me explicar, sabe.
Çok aç değilim.
Não tenho muita fome. Senta-te, toma o pequeno-almoço.
Seni görmeye geldiğim zamanlarda yalnız değilim, açım.
Quando te vou ver ao restaurante, não me sinto só, sinto fome.
Gerçekten uykusuzluktan dolayı acı çekiyorum. Bu yüzden gösterdiğim garip tepkilerden dolayı sorumlu değilim.
Estou sofrer uma falta de sonho grave, assim não me faço responsável pelos meus actos.
Açıkçası ben bir aziz değilim. Yılın babası falan da değilim.
Ouçam, honestamente, eu não era nenhum santo... e também não era o melhor pai do ano.
- Sana açıklama yapmak zorunda değilim Kyle.
- Não tenho que me explicar a ti, Kyle.
Ama şu konuya açıklık getirelim, onu âşık değilim tamam mı?
Mas sejamos francos, eu não a amo.
Açıkça görülüyorki, ben herkesin yoluna çıkıp saçmalayan birinden daha fazlası değilim.
É claro que sou só uma velha chata se metendo na diversão.
Tenceremin içindekinin acı sos olduğundan emin değilim. Bunu buraya bir çocuk koymuş olmalı.
Não sei dizer se é o meu chilli na panela ou se vomitou aqui algum miúdo.
Tabutu açıp babamın ölüsü üzerinde kızları dans ettirecek değilim.
Por Deus, até parece que vou abrir o caixão e deixar as raparigas fazerem-lhe danças eróticas para a outra vida.
Hayır henüz aç değilim...
Não, ainda não tenho fome.
Artık aç bile değilim.
Já nem sinto fome.
Artık aç bile değilim.
Nem estou com mais fome.