English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Berbat bir durum

Berbat bir durum translate Portuguese

441 parallel translation
Ne berbat bir durum!
São sarilhos andantes.
Oldukça berbat bir durum.
É bastante complicado.
Ne berbat bir durum.
Ela deve ter sofrido muito.
Berbat bir durum.
É uma terrível perspectiva.
Berbat bir durum.
Grande porcaria.
Kısaca berbat bir durum olur.
Resumindo, uma bagunça total
Berbat bir durum, Haze.
É uma pena, Haze.
Berbat bir durum.
Isso é terrível.
Berbat bir durum Pat.
Que grande confusão, Pat.
- Berbat bir durum, söylemişmiydim?
- Estás numa grande alhada. Já te disse?
Biliyorum, berbat bir durum. Ama belki işimize yarar.
Sei que é péssimo para ti, mas talvez não para o que há a fazer.
Berbat bir durum.
- Que treta.
Berbat bir durum.
Uma coisa complicada.
Berbat bir durum.
Foi um inferno.
Berbat bir durum, sence?
Que desastre, não achas?
Oh, hayır, gerçekten berbat bir durum, aman ben - - gülmeden duramıyorum.
Sim, mas não consigo evitar de me rir.
Ne berbat bir durum.
De todas as coisas...
Berbat bir durum.
O tanas é que não há.
Berbat bir durum.
É monstruoso.
Sadece berbat bir durum.
Isto está uma balbúrdia, só isso.
Berbat bir durum!
Uma grande balbúrdia.
Sürekli liseyi okumak berbat bir durum olmalı.
Deve ser horrível... repetir o secundário vezes sem conta.
Bayan Devries, Bay Emile için ne berbat bir durum!
Madame Devries! Que terrível para o Sr. Émile.
- Berbat bir durum.
- Situação terrível.
Bebegim, bu çok berbat bir durum.
- Nem era muito velha.
Sizin için berbat bir durum.
É terrível para você.
Berbat bir durum.
É uma droga.
aa biliyorum berbat bir durum.
Isso é mau.
Bu berbat bir durum.
É horrível.
Senin için berbat bir durum olmalı.
Deve ter sido terrível para si.
Mega berbat bir durum.
É uma seca.
Biliyorum, berbat bir durum.
Eu sei, é horrível.
Berbat bir durum değil mi?
É lixado, não é?
Bu berbat bir durum.
Que raio de situação.
Berbat bir durum olmalı.
Deve ter sido horrível.
Berbat bir durum.
Isso é horrível.
Lane Bryant'da mağazayı soyarken yakalanmamdan daha berbat bir durum.
Cristo! É pior que quando fui apanhado a roubar numa loja em Lane Bryant.
- Çok berbat bir durum
- Isso é um grande trauma.
"Yıldızlara baktım ve bir insan için yüzünü onlara dönüp de donarak öldüğünde, bütün o parlak kalabalığın arasında bir yardım almanın veya merhamet görmenin ne kadar berbat bir durum olacağını düşündüm."
"Vi as estrelas e imaginei o horrível que seria " um homem olhá-las no momento de morrer " e não ver qualquer ajuda ou piedade na cintilante chusma.
Berbat bir durum.
É horrível.
Berbat bir durum.
É uma porcaria, meu.
- Berbat bir durum.
- lsto é terrível.
- Berbat bir durum bu.
- Isto é uma porcaria, meu!
Berbat bir durum.
Isto é horrível.
Muhtemelen ne kadar berbat bir durum içinde olduğumu görmek için gelmiştir. Günü tamamlayıp tamamlayamadığımı...
Provavelmente, veio avaliar a calamidade, ver se a filhinha ainda consegue tomar conta de si.
Berbat bir durum.
Que merda.
Evet, berbat bir durum.
Sim, eu sei. É do caralho.
Bu berbat bir durum dostum.
Mas que cabrões!
Tamam, berbat bir durum.
Foi uma parvoíce.
Bu, berbat bir durum.
Uma história terrível.
Berbat bir durum. Yani insan olmak.
É sujo, material humano.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]