Blades translate Portuguese
58 parallel translation
Patenleri bile uyumlu kumaşla kaplıyorlar.
They put little matching fabric booties over their blades.
Like shining blades of a knife
Como lâminas de faca a cintilar
Rüya gibi. "Miami Blades" in sahasında, buzun ortasındayız.
Parece um sonho. Estar no estádio dos Miami Blades.
Polisin bildirdiğine göre, South Beach'li genç bir kadının parçalara ayrılmış cesedinin "Miami Blades" in buz hokeyi sahasında bulunduğu salı gününden beri stadın gece bekçisi firarda.
De acordo com a polícia, está ao monte um guarda nocturno, depois de o corpo desmembrado de uma jovem de South Beach ter sido encontrado quinta, disposta no estádio dos Miami Blades.
Bekle yani, hayır, bana "Zaferin Kılıçları" nı izlemediğini mi söylüyorsun?
Espera. Estás a dizer-me que nunca viste o "Blades of Glory"?
- O zaman neden ismi Blades of Glory?
Então por que se chama "Láminas da Glória"?
Dedektif Nick Blades gibi polislerin eline silah veririz.
Damos aos policias, como o detective Nick Blades, armas.
Dedektif Blades bir kanun adamı olabileceğini düşünmüş. Ama olamamış.
O Detective Blades julgou que podia ser a Lei, mas não a segue.
Blades?
Blades?
Blades beş para etmez bir serseri gibi saldırıyor.
Blades marcou-me como sendo um tipo mau pouco impressionante.
Dedektif Nick Blades derhal görmen gereken bir şey var.
Detective Nick Blades... Há algo chocante que devia de ver, na State com a Chestnut.
Sana diyorum Blades, herifin raporu yasal.
Digo-te, Blades, o relatório é legitimo.
Pekala Blades, ısmarlayacağın yemek sayısı ikiye çıktı.
Certo, Blades, então agora vais pagar dois jantares.
Blades, Allah'ın cezası.
Blades. Maldição.
Ben Dedektif Nick Blades. New Orleans polisiyim.
Sou o detective Nick Blades, da policia de Nova Orleães.
- Dedektif Nick Blades.
- Detective Nick Blades.
Şey, bir de şu var karım, çocuklarımı elimden alıyor. Arabam çalındı ve Blades yüzünden polisler de hiçbir konuda yardımcı olmuyorlar.
Bem, entretanto... minha esposa vai levar os meus filhos, meu carro foi roubado... e por causa do Blades, não vou ter a ajuda da policia.
Dedektif Blades kötü bir şey olmasını engelledi, olayı kontrol altına aldı.
O detective Blades apareceu e tudo está sob controle.
Oo, Blades.
Irmão Blades.
Hapishane çetelerinin fuzuli bir kötü şöhreti vardı Blades 4-4 Syndicate Angola'nın dört yerinde dört ayrı mahkumla işe başladı.
As gangues da prisão tem uma má reputação desnecessária, Blades. O Sindicato 4-4 começou com quatro condenados do 4ª pátio em Angola.
- Blades.
- Blades.
Hayatta öyle istediğini yapıp istediğin zaman çekip gidemezsin Blades.
Não podes simplesmente ir e fazer o que queres, Blades.
O arabayı bulmam gerekiyor Blades.
Preciso de encontrar este carro, Blades.
- Merhaba Blades.
- Blades. - Gil.
- Blades sadece alıp teslim ettim.
- Blades, eu recolho, eu entrego.
Ne tatlı şeysin sen Blades.
Tu és um doce, Blades.
- Bir şeyler yapmaya uğraşıyorum Blades.
- Estou mesmo a tentar, Blades.
Blades, şu davasına baktığım yozlaşmış polis memuru.
O Blades é um policia corrupto. Sou acusador no caso dele.
Dedektif Blades?
Detective Blades?
- Korkuyorum Blades.
- Estou com medo, Blades.
- Ben niye listedeyim Blades?
- Porque estou na lista, Blades?
- Happy, ben Blades.
- Happy? Blades.
Polis olan sensin, Blades.
Tu és um polícia, Blades.
- Blades nerede?
- Onde está o Blades?
Merhaba Blades.
Blades.
Blades niye açmıyor telefonunu?
Porque raios é que o Blades não está a atender?
- Gazete nerede Blades?
- Onde está o jornal, Blades?
Blades.
Blades.
Bunu söylemekten nefret ediyorum Blades ama dedektiflikte fena değilsin.
Detesto ter que admitir, Blades, mas não és um detective nada mau.
Davayı kapatmaya karar vermeniz Dedektif Blades'in masum olduğuna bir kanıt değil.
Mas o facto de ter decidido arquivar o caso... não significa que o detective Blades seja inocente.
Dedektif Blades ile çalındığını ihbar ettiğiniz arabanızı ararken birlikte zaman geçirmişsiniz?
Soube que você passou algum tempo com o detective Blades... À procura do seu carro, que você participou como tendo sido roubado?
Siz ve Dedektif Blades sıkı bir macera yaşamışsınız anlaşıln.
Parece que você e o detective Blades tiveram uma boa aventura.
Dedektif Blades, ofisimizdeki hasarları yerlerin üstünü örten bir koruma adeta.
O detective Blades foi fundamental para descobrir uma fuga de informação... que havia no seu gabinete.
Bakın bildiğiniz gibi Dedektif Blades idari izindeydi. Ama buna rağmen verilen emirleri dinlemeyerek polislik yapmaya kalkıştı.
Olhe... sabia que nessa altura o detective estava de licença administrativa... e que tinha ordens especificas para não fazer nenhum trabalho policial?
Eminim Dedektif Blades de idari izinde olduğundan dolayı işleri karıştırmamak adına olaya karışmamıştır.
Aposto que o detective Blades saiu do seu caminho... para não enganar ninguém sobre o seu estatuto.
Clifford Blades, sözleşmeli bir muhasebeci. Bu yüzden de sik gibi hayatı var.
Clifford Blades, um contabilista priveligiado, e por isso, um triste punheteiro.
- Açılır ve emin ol başka kadınlar gelip onun boşluğunu doldurabilir. Hem de ne İskoç kadınlar doldurur bir bilsen Blades kardeşim.
-... vácuo, que com certeza outro cabrão qualquer vem preencher, e preenche com vários centimetros de bife escocês primordial.
Clifford Blades'i görmek için çıktım.
Vim cá ver Clifford Blades.
Blades kardeşimle de çok samimi oldunuz gibi görünüyor.
Bem, não estão você e o Irmão Blades a tornar-se grandes amigos?
- Blades kardeşimden bahsetmişken eşini sürekli telefonla taciz eden ve teşkilattan olan sapıklar bulundun mu?
- Por falar no Irmão Blades, aqueles palhaços de uniforme inúteis encontraram o tarado que anda a telefonar à mulher dele?
Acı farklılaştı ve bitti.
Rub ¨ ¦ n Blades