English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Brüno

Brüno translate Portuguese

42 parallel translation
Ben Brüno.
Eu sou o Bruno.
"Brüno'yla Funkyzeit programını izliyorsunuz!"
Está a ver o Funkyzeit, com o Bruno?
Brüno'yla Funkyzeit programını izliyorsunuz. Muhteşem bir program.
Está a ver o Funkyzeit, com o Bruno, que é um programa fantástico.
Brüno'yla Funkyzeit programını izliyorsunuz.
Está a ver o Funkyzeit, com o Bruno.
Funkyzeit programında çalışmak demek Brüno'nun ön saflarda yer alması demektir.
Ser o apresentador do Funkyzeit, significa que Bruno senta-se sempre na fila da frente.
Brüno, gerçek aşkı hayatında iki defa yaşadı.
Bruno conheceu o amor verdadeiro duas vezes na sua vida.
Brüno, bu gösterişli haftanın izlenimlerini aktarmak için kulise girdi.
Bruno teve acesso aos bastidores do melhor "show" da semana : Agatha Ruiz de La Prada.
Brüno out!
Bruno ficou fora de moda.
- Tamam. Brüno tamamen dışlanmıştı.
Bruno fora posto na lista negra.
Adım Brüno.
O meu nome é Bruno.
Brüno'nun birinci sınıf ünlülerle yaptığı röportajlardan oluşan yeni televizyon programını Maxout'u birazdan izleyeceksiniz.
Já devem saber que hoje vamos assistir a um novo programa de TV. A Lista Exaustiva de Celebridades Com Bruno.
Ama Brüno'nun dansını izledikten sonra.
Mas primeiro, um pouco de dança com Bruno.
Brüno!
Bruno!
Kusura bakmayın Brüno Bey.
Desculpe, Herr Bruno.
Bu yüzden Brüno, düzeltilmesi gereken bir trajediyi bulmak için yola çıktı.
Bruno só tinha de encontrar a tragédia mundial mais popular para resolver.
Amacım, her iki tarafa dünya basını önünde barış anlaşmasını imzalatarak Brüno'yu şöhrete kavuşturmak.
O meu plano era conseguir que ambos os lados assinassem um acordo de paz em frente da imprensa internacional, tornando Bruno super famoso.
"Ben barış güvercini, Brüno."
Sou Bruno, a pomba da paz
Ama Brüno'nın yeni planları var.
Mas Bruno tinha um plano novo.
Şimdi de Brüno'da bir tane var.
E agora, o Bruno tem um!
Brüno'ya hoş geldin diyelim.
Dêem as boas-vindas a Bruno.
Ama sen bir tüy kadar hafifsin, Brüno.
Mas tu és tão leve, Herr Bruno. Como uma pena.
Brüno, tarağın sırtıma batıyor.
Herr Bruno, a tua escova do cabelo está enfiada no meu traseiro.
Ben Brüno'yum.
Eu sou o Bruno.
Brüno. Hiç kimse seni, benim kadar sevemez.
Ninguém te ama como eu.
Ben Brüno'yum.
Eu sou o Bruno!
Brüno baltayı sağlam taşa vurmuştu.
Bruno tinha batido no fundo.
Sen ünlü biri olacaksın, Brüno ve dünyanın her yerinde homoseksüelliği bırakmak isteyen bir çok genç insana örnek olacaksın.
Irá ser tão famoso, Bruno... Irá preparar o caminho para outros jovens rapazes, em todo o mundo, que querem largar o estilo de vida homossexual e mudar as suas vidas.
Ve şunu diyecekler : Brüno başardıysa, ben de başarabilirim.
E eles dirão : " Se o Bruno consegue, então, eu consigo.
Bunu nasıl başardın, Brüno? "
Como é que mudou, Bruno? "
Benim, Brüno.
Sou eu, o Bruno.
Bu hadise dünyanın her yerine yayılarak, Brüno'yu ünlü yaptı.
A gravação passou em todo o lado e o Bruno tornou-se super famoso.
"İşte barış güvercini, Brüno."
E ele é Bruno, a pomba da paz
"Hey sen, Brüno! Kancıkların nerede?"
'Tá-se, Bruno No meio das gajas
"Sen Brüno. Barış güvercinisin."
És o Bruno, a pomba da paz
Brüno barış istiyor.
O Bruno quer paz.
"Ben Brüno, barış güvercini."
Sou Bruno, a pomba da paz
- Ben Brüno.
Prazer em conhecê-lo.
- Brüno.
- Bruno.
bruno 267

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]