Bulacağım translate Portuguese
9,687 parallel translation
Şehirdeki her evi aramak zorunda kalsam bile onu bulacağım.
E digo-te, vou encontrá-lo, nem que tenha que revirar esta cidade.
Bu sandalyeye oturacak değerli bir adam bulacağım.
Encontrarei um homem digno de preencher aquele lugar.
Ona de ki, hançeri kendim bulacağım.
Diz-lhe que vou encontrar o punhal sozinha.
Onu nasıl bulacağımı söyle ki yaptıklarının cezasını vereyim.
Então diga-me como o encontro, para que eu o faça pagar pelo que ele fez.
Atını bulacağım, Violet.
Não enquanto ele anda por aí. Vou encontrar o teu cavalo, Violet.
Başka bir şey olmalı ve ben onu bulacağım.
Deve haver alguma coisa. E eu vou descobrir.
Merlin'i serbest bırakmak için gereken eksik malzememizi nereden bulacağımızı biliyorum galiba.
Acho que sei onde obter o ingrediente que falta para libertar o Merlin.
Lanetini kıracak bir yol bulacağım ama bu miğferi tehditle benden alamazsın.
Descobrirei como impedir a maldição, mas não serei intimidada a devolver isto.
Onu bulacağım.
Eu vou atrás dele.
Biraz araştıracağım, bakalım neler bulacağım?
Vou mais fundo, ver o que consigo encontrar.
Fakat onu bulacağımız yer orasıdır.
Mas é aí onde vamos encontrá-lo.
Bu kulağa benim bulacağım tarzda bir ismimmiş gibi geliyor.
Até parece um nome que eu era capaz de inventa.
Kötü ejderha! Merak etme kızım. O Gronckle'ları tekrar eve götürmenin bir yolunu bulacağım.
Não te preocupes miúda, vou encontrar uma maneira de levar os Gronkels para casa.
Kazandım! Aslında ben ejderhayı bulursak biniciyi de bulacağımızı düşünüyordum.
Pensamos muito nisso, e eis o que temos até agora.
Ve ejderhayı nasıl bulacağımız konusunda oldukça iyi bir fikrim var. Keskin!
"Tens um machado na cara ou só estás contente por ver-me?"
Bak.Bunun nasıl olduğunu bulacağım ve seni ortaya çıkaracağım.
Vou descobrir como isto aconteceu, e vou denunciar-te.
Bu maskaralıkta Tristan'ın rolü her neyse korkma onu bulacağım
Qualquer que seja o papel do Tristan nesta charada, eu vou descobrir.
Ben de Zoom'u yakalayacak başka bir yöntem bulacağım.
Vou encontrar outra maneira de parar o Zoom. Espera aí.
- Beni kimin hedef aldığını bulacağım...
- Vou descobrir quem me mandou matar.
Seni bulacağım.
Vou encontrar-te.
Rebekah'ı nerede bulacağımızı söyleyeceksin... yoksa seni öldüreceğiz.
Vais dizer-nos onde podemos encontrar a Rebekah, ou vamos matar-te.
Henüz değil, ama bulacağım.
- Ainda não. Mas vou encontrar.
HIVE'ı nerede bulacağım?
Onde encontro a COLMEIA?
Geri döndüğümde, siz ikiniz sorunlarınızı çözememişseniz, aklınızı başınıza toplamaları için bir grup Mirakuru askeri bulacağım.
Se não se entenderem até voltar, vou buscar soldados da Mirakuru para colocar juízo em vocês.
Green Arrow'u nerede bulacağımı söyleyen ilk kişi... yaşamaya hak kazanır.
O primeiro que me contar onde encontro o Green Arrow, - continua vivo.
Onları nerede bulacağımı söyle sadece.
Diga-me só onde posso encontrá-los.
İyi bir hikâye bulacağım ve onlara yutturacağım.
Não te preocupes. Eu vou inventar uma boa história e eles vão engoli-la.
Bu sefer Süper Saiyajin Goddo denen kişi kesinlikle bulacağım.
Eu vou encontrar... o Super Guerreiro Deus.
Onu kesinlikle bulacağım. Süper Saiyajin Goddo denen kişiyi.
Vou encontrar o Super Guerreiro Deus, custe o que custar.
Seni bulacağım ve beynini yiyeceğim!
Irei... Vou caçá-la e comer-lhe o cérebro!
Yerleşeceğimiz yeri bulacağım, evimizi yapıp oğlumuzu da yanımıza alacağız.
Encontrarei um lugar para ficarmos, e construiremos a nossa casa, e mandaremos buscar o nosso filho.
Sonra herkesi eve döndürmenin bir yolunu bulacağım.
Então, vou arranjar maneira de levar todos para casa.
- Beğen ya da beğenme tedaviyi bulacağım.
Quer goste, quer não, vou encontrar uma cura.
İnan bana, bundan sorumlu olan şerefsizi bulacağım.
Acredite em mim, vou apanhar o responsável.
Hayır. Ben o onun bunun çocuğunu bulacağım.
Eu vou apanhar o filho da mãe.
Sara'yı bulacağım. Ve umarım senden ve Oliver'dan önce bulurum.
Vou encontrar a Sara, com sorte, antes de ti e do Oliver.
- Sana gelmenin yolunu bulacağım.
Eu encontrarei o meu caminho até ti.
Ben gidip takas kozumuzu bulacağım.
Eu vou procurar a nossa moeda de troca.
Bakayım neler bulacağım.
Deixe-me ver o que posso desenterrar. Eu não preciso pesquisa para me dizer qual é a extremidade pontiaguda. Não.
Planını uygulamana yardım eden kişiyi bulacağımızı varsaymıştık.
Achámos que encontraríamos a pessoa que a ajudou no seu plano.
Borcu ödemek için servet bulacağım.
Eu encontrarei o dinheiro para saldar a dívida.
Bize daha güvenli bir yer bulacağım.
Encontrar um lugar mais seguro.
Jessica'ya hatalı olduğunu ispatlamak yerine, neden kabul edemeyeceğimi söyleyen yasal bir bahane bulacağım.
Em vez de provar à Jessica que está errada, vou arranjar uma desculpa para não poder aceitar.
Resepsiyonist seni nerede bulacağımı söyledi.
- A rececionista disse onde estava.
- Seni burada bulacağımı biliyordum.
Sabia que te encontraria aqui.
Onu koklayarak bulacağım.
Vou farejá-lo.
Korkarım burada çareyi tatlı ortaçağ döneminden birşeyle bulacağız, kardeşim
Receio que tenhamos de recorrer a algo deliciosamente medieval, irmão.
- Bir şeyler bulacağım.
- Vou pensar em alguma coisa.
Durumun kötü göründüğünün farkındayım. Ama Murphy'i California'ya götürmenin bir yolunu bulacağız.
Sei que a situação parece má, mas encontraremos uma forma de levar o Murphy até à Califórnia.
Gardımızı alıyoruz. Belki Dan Zheng'i nerede bulacağını söylersem tekrar düşünürsün.
Talvez reconsidere se lhe disser onde o Zheng deve estar.
Tabii ki bulacağım.
Claro que vou.