Bü translate Portuguese
48 parallel translation
Özür dilerim, efendim. Sir Henry Irving... belki de bü güne kadar yaşamış en büyük İngiliz aktör.
- Desculpe, Sir Henry Irving, talvez o melhor actor inglês que alguma vez existiu.
Bü yüzden de olanları araştırmalıyız, değil mi?
Então investigaremos o o fenómeno, não é?
Olacağıyla, büy... bü...
Serei, av...?
Bü-zül-mek...
En-co-lher...
Tam olarak bü gibi şeyler erkeleri deli ediyor.
É exactamente o tipo de coisa que põe os homens doidos.
Bü yüzden kongre üyenize, paranın nükleer enerjiye akması için... mektup yazın.
Escrevam ao vosso vereador, para que continuem a injectar dólares na... energia nuclear.
Doktorlarım bana bü dünyada 6 aydan fazla kalmayacağımı söylüyor.
Os médicos dizem que me não restam mais de seis meses neste mundo.
Grafikleri oldukça iyi, bü yüzden bir sorun çıkacağını sanmıyorum
Ela está fora das cartas de navegação por isso não seremos perturbados.
- Aslında, ona "bü-yük-lük." denir.
- Diz-se condescendente.
Bü yüzden, şimdi sadece uzanıp güneşin tadını çıkaracağım ve beni eve götürmelerini bekleyeceğim.
Agora eu me deitarei e desfrutarei do sol... e esperarei que me levem para casa.
Bü-yük.
m - a-i-o-r.
Bü kağıtları imzalamamanın tek sebebi : çünkü ben istiyorum senden!
A única razão porque não assinas estes papeis é porque eu quero que o faças!
hala cevap yok, bü yüzden ölüme yakınsın?
Tão perto da morte e todavia não há resposta?
Bü yüzden, muhtemel en sert terimlerle nerede olduğunu söylemenizde ısrar ediyorum.
Por isso, estou a pedir-lhe da forma mais urgente que me diga onde ela está.
Ducky'le "bü-çük" bir şey bulduk.
Eu e o Ducky podemos ter encontrado algo "bom".
Tabii, sonra insanlar korkarlar. Bü yüzden de kendilerini uçurumun kenarından çekerler.
Então as pessoas ficam apavoradas e se afastam da borda do precipício
Bü yüzden ödeştiğimizi söyleyebilirim.
Então, suponho que posso dizer que ficamos quites.
Bü yüzden dışarda ya da herhangi bir yerde Rahat olman ne kadar sürerse sürsün, Bununla bir sıkıntım yok.
Então, não importa quanto tempo precisares para te sentires bem em público, ou assim.
Bü...
Gra...
İşte o. - "Bü..."? "Bü..."? "Bü -" de ne?
- "Gra..."? "Gra..."?
- "bü..." ne demek bilmek istiyorum.
- Quero saber o que é "Gra...".
Hey, "bü..." ne? "bü..." ne?
Olá, o que é "Gra..."? O que é "Gra..."?
- "Bü..."? "bü..." ne?
O que é "Gra..."?
Bü yüzdenmi sandık boş?
Então, o ataúde estava vazio?
- Bü yüzden mi camı kırıp geldin?
E isso fez-te entrar por uma janela? Eu sei.
Te... te... teşekkürler, bü-büyükbaba.
Obrigado, avô.
Bü-bütün dünyanın duyduğu o a-atış mı?
A jogada ouvida em todo o mundo?
Bü yüzden de silahımı alıp onu vurdum.
Então, apanhei a minha arma e atirei nele.
Bü yüzden kalibedeki diğer üyelere nazik davranmak bize tehlikeli bir şeymiş gibi gelebilir.
Então, ele pode sentir-se ameaçado em mostrar qualquer fraqueza aos outros membros da tribo.
Evet, basketçi gibi görünmeye çalışıyor, bü yüzden şu ucuz altın kaplamalı eski yüzüklerden takıyor. Anladım.
Ele quer parecer um jogador, então, usa anéis antigos, aqueles banhados a ouro baratos.
Güzel, Bü bir tür... komik isim for a fellow with your particular expertise.
É algum tipo de cerca invisível.
O Bü-büyük bir ço-çocuk.
Ele é uma cri-criança grande.
Tucker, hatırlatayım, hem "bü" nü hem de "yü" nü çalmıştı.
Tucker, devo lembrar-te que ela roubou-te o teu encanto?
Bü yüze iyi bak Shredder.
Olha melhor para este rosto, Shredder.
Tüm bü yaşananlar, çok gülünç bir şekilde üzücü. Bu şişenin durumu.
Tem uma espécie de tristeza histórica e histérica mas esta garrafa está aqui agora.
Bü yüzden mi onu yarınki toplantıda öldürmeyi planlıyorsun? - Ne? Hayır!
Foi por isso que planeou matá-lo amanhã?
Anne olmaktan bıktın, bü yüzden de bıraktın ve tuhaf, yeni arkadaşlarınla birlikte parti vermeye başladın. İşten kaytarmaya başladın ve evet... Lori Harkness'in babasıyla seviştin.
Estavas farta de ser mãe então paraste de agir como uma, e começaste a sair para festas... com as tuas novas amigas estranhas, e deixaste de ir trabalhar, para depois, teres sexo com o pai do Lori Harkness.
" Sen artık bü büyük bir kız... kızsın.
"Já és uma menina crescida."
- Hayır, efendim. Ben bir'köpek'im... Bü yüzden kokladım!
Não meu senhor como eu sou de qualquer maneira um cão senti o cheiro!
Bü beni pek etmedi.
- Não fiquei feliz!
Bu gün, bü gün.
- Hoje?
- Bü-büyükbaba!
Avô!
Bü-büyükbabam ba-bana getirdi.
O avô deu-mo.
Bü önemli ama...
Isso é importante, ena...
Ve sonra da benden bü tün bu olanları onun adına düzeltmemi isteme cüretini gösteriyor
E depois teve a lata de esperar que eu o compreendesse.
Başka kimsemiz yok, bü yüzden- -
Não há mais ninguém...
Bü yüzden gelmedin mi kulübe?
Vieste para te divertires com miúdas giras e passar um bom bocado.