Canın yanmayacak translate Portuguese
76 parallel translation
Büyükbaba en iyisidir. Hiç canın yanmayacak.
O nosso avô é o melhor, tu não irás sentir nada.
Canın yanmayacak.
Isto não magoa.
Hiç canın yanmayacak.
Isto não te vai magoar.
Sakin ol anne, canın yanmayacak.
Fique calma e não se magoa. - O que é isto?
Hayır, canın yanmayacak.
Isto não vai doer.
Canın yanmayacak.
Não vai doer nada...
Hiç canın yanmayacak.
Não vai doer nada.
Gel Miao Yin, canın yanmayacak.
Vá, Miao Yin, isto não dói.
Canın yanmayacak doktor.
Não guarde rancor de mim, Dr.
Canın yanmayacak!
Não é preciso que doa!
Pekala... Hiç canın yanmayacak.
Agora isto não vai doer nada.
Söz, canın yanmayacak!
Prometo que não te magoo!
Lokal anestezi yapacağım. Canın yanmayacak.
Vou dar anestesia local.
Canın yanmayacak.
Isto não vai doer.
Canın yanmayacak.
Ninguém vai magoá-los.
Canın yanmayacak.
Não será não doloroso. - Sim.
Sakin ol oğlum, canın yanmayacak.
- Calma. Isso.
Canın yanmayacak.
Eu não quero dor.
Pekâlâ, hiç canın yanmayacak.
Está bem! Não vai doer nada!
Şimdi rahatla, canın yanmayacak.
Agora relaxa, não irá doer.
- Bir daha canın yanmayacak.
Não te vais magoar outra vez.
Bir daha canın yanmayacak.
Nunca mais te vais magoar.
Bir daha canın yanmayacak. Söz veriyorum.
Nunca mais te irás magoar, prometo-te.
Canın yanmayacak.
Não dói.
- Çeneni kapat. Canın yanmayacak.
Cala-te e não vai-te acontecer nada.
Canın yanmayacak hem de birazcık bile.
Isto só vai doer... um... bocadinho!
Merak etme, yavaşça çekeceğim canın yanmayacak. Teşekkürler. dallama.
Não te preocupes, eu vou tirar devagar e com cuidado para não te magoar.
Güvensene bana, canın yanmayacak.
- Confia em mim, não te vou magoar.
Sizi temin ederim beyler, canınız hiç yanmayacak.
Eu asseguro-lhes, cavalheiros, que não sofrerão nenhum dano.
20 yıldır lenslerle uğraşıyorum, canınız yanmayacak.
Trabalho com lentes há 20 anos. Não vai doer.
Canınız yanmayacak.
Isto não vos vai magoar.
Şimdi, canınız yanmayacak.
Isto näo vai doer.
- Canın yanmayacak. Dur, dur, dur. - Frank.
- Não te vou magoar, espera!
Bu cihaz küçük bir kesik açacak ve sakinleştiriciyi enjekte edecek, canın çok yanmayacak,
Este dispositivo vai fazer a incisão e injectar o tranquilizante. Não vai doer... muito.
Hiç canın yanmayacak.
Fique quieta, nao vai doer nada.
Hiç canınız yanmayacak.
Isto não vai doer.
Canını yanmayacak.
Isto não dói nada.
Ama merak etmeyin. Canınız yanmayacak.
Mas não tenham medo, não doerá nada.
- Canınız yanmayacak, endişe etmeyin.
Não dói, esteja descansada.
Kimsenin canı yanmayacak, kimse hakkı olan için bedel ödemeyecek, ve kimse Karne kartını almadan buradan çıkmayacak.
Ninguém vai ser magoado, ninguém vai pagar por aquilo a que já têm direito, e ninguém vai sair daqui sem os seus cartões de ração.
Sizi temin ederim, canınız yanmayacak.
Isto não vai doer, garanto-lhe.
İş birliği yaptığınız sürece kimsenin canı yanmayacak.
Agora, enquanto cooperarem, enquanto se portarem bem ninguém se vai magoar. Vêem? Compreendem?
- Merak etme, canın yanmayacak.
Não te preocupes. Não vai doer.
Yangın hemen yayılmayacak kimsenin canı yanmayacak.
É um fogo controlado, ninguém vai-se magoar.
Söz veriyorum, canınız yanmayacak.
Prometo que não dói.
İlaçlarınızı yere atın, bayan. Kimsenin canı yanmayacak.
Senhora, baixe os comprimidos e ninguém ficará ferido.
Kımıldamadığınız sürece canınız yanmayacak!
Se não te mexeres, nada te acontece.
Bak şimdi. İçerideki herkesi yalnızca korkutacaksınız tamam mı, ama sonuçta, kimsenin canı yanmayacak.
Escuta... vamos só pregar um grande susto a toda a gente.
- Dokunabilirsin. - Canın daha fazla yanmayacak.
- Podes tocar, já não dói.
Sonra yanına gidip "Gel bakalım, canın fazla yanmayacak, al bakalım" dedim.
Então fui na direção dele... "Vem cá! Vais levar nos cornos, toma!"
Ama bu demek değil ki canın asla yanmayacak.
Isto não significa que não vás sofrer, mas uma coisa te garanto :