Canını sıkma translate Portuguese
399 parallel translation
Canını sıkma, hâlâ ağzını burnunu dağıtırım.
Boa. Não te preocupes, ainda chego para ti.
Canını sıkma. Sabaha bu adı bana iade edeceksin nasılsa.
Não te preocupes, devolves-mo já amanhã de manhã.
Ben hallederim anne. Ona teşekkür ederim. Sen canını sıkma.
Eu trato disso, mãe, eu agradeço, não precisa de se incomodar.
Daha hızlı koşuyorsun diye canını sıkma.
Lá porque corres mais depressa, não tens de consumir-te.
Onunla canını sıkma.
Não se preocupe. Não se feriu.
Lütfen canını sıkma.
Por favor não se incomode.
Bunlarla canını sıkma.
Não deixes que isso te preocupe.
Artık bu konu için Jody'nin canını sıkma.
Agora, não se preocupe com ele Mã.
- Sen canını sıkma evlât.
Se eles descobrem que eu sei, matam-me também.
- Benim sana söylediklerimle canını sıkma.
Não se preocupe com o que eu penso.
İçkini bitiremedin diye hiç canını sıkma.
Nem te incomodes em acabar essa bebida.
- Hiç canını sıkma.
- Não deixes que isso te atormente.
Sen bu meseleyle canını sıkma.
Não se preocupe com isso.
Tamam, tamam. Canını sıkma. Getiriyorum.
Está bem, já estou levando.
Canını sıkma Bibì.
Console-se, Bibi, esse dinheiro era meu.
Canını sıkma yeter.
Não te incomodes.
Artık canını sıkma, Fanny.
Vá, não sejas uma tonta, Fanny. Vejo-te em breve.
Oh, sakın canını sıkma, tatlım.
Não se preocupe, querido.
Adamın canını sıkma.
Não vês que estás a empatar?
- Canını sıkma.
Não fique assim. Vamos conversar.
Sen hiç canını sıkma.
Não te preocupes com nada.
Benim için canını sıkma tamam mı?
Poupa-me isso, está bem?
- Kimsenin canını sıkma. - Tamam.
- Não arrelies as pessoas.
Miguel'in canını sıkma.
Não te preocupes, Miguel.
Canını sıkma.
Tem calma?
Canını sıkma. İdare ederim.
Descansa que não há azar.
Tabii hayatım, canını sıkma.
Não te apoquentes, querida.
Canını sıkma. 20 dakika içinde bitmiş olacak.
Não se preocupem. Isto terminará em vinte.
Ve bayanın canını sıkma oldu mu?
E não dês chatices à senhora.
Canını sıkma dostum.
você não se preocupe, meu.
Ona canını sıkma Ed.
Não te preocupes, Ed.
Sıkma canını.
Não te preocupes com isso.
- Sıkma canını, bu hiçbir şeyi değiştirmez.
Escusado, não vai mudar nada.
- Ben bir erkeğim. - Sıkma canını
- Sou um homem.
- Sıkma canını.
- Esquece.
Sıkma canını, gel burada ateşin yanında biraz ısın.
Mantém-te confortável e quente aqui ao pé da fogueira.
- Kimsenin canını sıkma.
- Não incomode mais!
Sıkma canını!
Não se incomode.
Benim hesabıma sıkma canını sen!
Não vos incomodeis por minha causa.
- Sıkma canını, biz buluruz.
- Nós encontramo-lo. - Não.
Sıkma canını.
- Não se preocupe com isso.
Sıkma canını.
Não te zangues.
Sıkma canını.
Eu disse sim.
Sıkma canını.
Deixa lá.
Ama canını sıkma.
Mas não te preocupes com ela.
Sıkma canını.
Não se incomode.
Sıkma canını Quincey!
Não se preocupe, Quincey.
Sıkma canını dostum.. Bence doğru olanı yaptın.
Acalma-te, pá, tomaste a decisão certa.
Sıkma canını, dostum!
Não se preocupe, meu amigo.
Tamam tatlım, sıkma sen canını.
Não te preocupes, querida.
Sıkma canını.
Não é preciso.