English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ C ] / Clarkson

Clarkson translate Portuguese

273 parallel translation
Clarkson Apartmanı'ndan Bayan Wolf'u bağlar mısınız?
Ligue-me à Menina Wolf, nos apartamentos Clarkson.
Clarkson öldü ya.
Clarkson. Ali atrás.
Fransız... Clarkson...
o Frenchie, o Clarkson,
Clarkson, bot ekiplerinizi hizaya sokun. Hemen! Yürüyün!
Clarkson, pegue na sua tripulação.
Billy, onu bir profesör olarak hatırlamak bile benim için çok zor. Daha önce ondan hiç bahsetmemiştin.
O que essa cassete não mostra é é a provocação pela Senhora Clarkson.
Clarkson pas atacak ortadaki Willhide'a fırlatıyor.
Clarkson volta atrás para passar e acerta no Willhide.
Isabelle Jasmine Clarkson.
Isabelle Jasmine Clarkson.
Thomas Clarkson Hakkında bazı şeyler okudum..., Edmund sayesinde.
- Li um pouco sobre o assunto. Particularmente Thomas Clarkson, sob a orientação de Edmund.
Clarkson İlçesi Okulu ile Crane'e bakın.
Veja o caso da Escola Clarkson County vs. Crane.
Firari takımının komutanı Dan Clarkson bilgi istiyor.
Dan Clarkson, Comandante da Brigada de Fugitivos. - Vai emitir um desmentido.
- Gene Clarkson mu?
- O Gene Clarkson?
Clarkson yatırımının öylece gitmesine izin vermez.
O Clarkson não quer abdicar do investimento tão facilmente.
Bence Dibbs, Chet gider gitmez Clarkson'u aradı ve kendi ölüm emrini imzaladı.
O meu palpite é que o Dibbs ligou ao Clarkson mal o Chet saiu, sem perceber que se tinha condenado à morte.
- Clarkson, Chet'in peşinde olduğunu biliyor.
- O Clarkson sabe que o Chet o persegue.
Bay Clarkson, eğer bir sakıncası yoksa ellerinizi cebinizden çıkarmanızı istiyorum.
Sr. Clarkson, gostaria que tirasse as mãos dos bolsos, se não se importa.
Deke Clarkson adlı bir adam hakkında ne biliyorsun?
O que sabes sobre um tal de Deke Clarkson?
- Bir ceset. Deke Clarkson'ınki.
- O corpo de Deke Clarkson.
Janice'i ve Deke Clarkson adlı bir adamı öldürdüğümü sanıyor.
O imbecil acha que eu matei Janice e um tal de Deke Clarkson.
Ayrıca o Deke Clarkson'la sevişiyordu.
E tem o caso dela com Deke Clarkson.
Soyadım Clarkson, Clairmont değil.
Meu nome é Clarkson, não Clairmont.
Bay Clarkson?
Sr. Clarkson?
Clarkson?
Sabes, Clarkson?
Sen Clarkson'la buluştun mu?
Tu... foste-te encontrar com Clarkson?
- Clarkson'dan haber var mı?
- Sabes do Clarkson?
Herbert Clarkson, diğer adıyla Clairmont ahlaklı vatandaşlara yaptığı şantajlarla ünlüdür.
Herbert Clarkson, ou Clairmont... faz chantagem com cidadãos decentes há anos.
Kelly Clarkson demek zorundayım.
Tenho de dizer Kelly Clarkson.
Kelly Clarkson.
Kelly Clarkson!
Clarkson diye bir adamım var. İspanyolca biliyor.
Mas tenho um, o Clark, ele fala espanhol.
Kelly Clarkson!
Não! Luís de Camões!
Clarkson Walker.. .. arasında bir yerde.
Algures entre Clarkson e Walker.
Tanrım. Sporcular gibi giyiniyorum.
Meu Deus, tenho as roupas do Jeremy Clarkson.
Affedersiniz, Siz Kelly Clarkson değil misiniz?
Desculpa. Não és a Kelly Clarkson?
Son olarak, Bay Thomas Clarkson'u tanıştırayım.
Finalmente, deixa-me apresentar-te o Sr. Thomas Clarkson.
Efendim, Bay Thomas Clarkson geldiler.
Senhor, trago aqui o Sr. Thomas Clarkson.
Thomas Clarkson'un konuşmasını dinlemek için yağmurda tam 48 km yol kat ettim.
E viajei 50 km à chuva para ouvir o discurso de Thomas Clarkson.
Clarkson, Birmingham'a giderken yolculuğu sırasında birisinin benim köle bir kadınla evli olduğumu söylediğini duymuş.
Clarkson sentou-se numa carruagem em Birmingham e ouviu alguém a dizer que eu tinha casado em segredo com uma escrava.
- Clarkson meselâ.
- O Clarkson, por exemplo.
- Acaba bana Clarkson'u kim tanıştırdı?
- Quem é que me apresentou o Clarkson?
Kahve evlerinde Clarkson'un bir Fransız casusu olduğu konuşuluyor.
Dizem nos restaurantes que o Clarkson é um espião Francês.
Thomas Clarkson saklanmak için dağlarda bir kulübe buldu.
Thomas Clarkson encontrou uma casa nas montanhas para se esconder.
Clarkson!
Clarkson!
Hokey partisindeki resimlerimiz sayı panosunda gösterdiler. Kelly Clarkson, Daniel'a "iyi ki doğdun" söyledi.
Na festa de hóquei colocaram as nossas fotos no ecrã e a Kelly Clarkson cantou os parabéns ao Daniel.
Bob ve Judy Magnuson orada olacaklar, Myers'ler ve tabii ki Clarkson'larda.
O Bob e a Judy Magnuson vão estar lá. Os Meyer e os Clarkson, claro.
Kelly Clarkson'a kafayı takmış. Niye bir sevgili bulamadığını merak ediyor.
Uma obsessão com a Kelly Clarkson, pergunta-se porque é que não consegue uma namorada.
Bu arada Matthew Clarkson da kim?
Já agora... Quem é o Matthew Clarkson?
Bunu üzgün bir Kelly Clarkson parçası çalarken anlatmayı hayal etmiştim "Jingle Bells" dinlerken değil.
Sempre imaginei que isto acontecesse com uma música da Kelly Clarkson, não com uma música de fundo de Jingle Bells.
* * TOVOSO * *
§ Kelly Clarkson - Breakaway § Kelly Clarkson - Fugir
Kelly Clarkson, Ludacris... Ülkenin yarısında bu şarkılar var.
Kelly Clarkson, Ludacris, metade do país ouve essas músicas.
Herkes sıradaki Kelly Clarkson olduğunu düşünürdü.
Todos acham que são o próximo Kelly Clarkson.
Bu kasette Bayan Clarkson'ın kışkırtmasına yer verilmemiş.
- Oh, meu Deus, magoei-a. - Não, eu estou bem.
"Breakaway" KELLY CLARKSON
- -- = = Sincronia e Edição = = - -- Ivekiø e The Tex

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]