English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ C ] / Cul

Cul translate Portuguese

40 parallel translation
ÇIKMAZ SOKAK
CUL-DE-SAC O BECO
Bir cul-de-sac.
Força de expressão.
Özüüür dilerim.
Des-cul-pa!
Sokaktan gelenler. Çıkmaz sokak demek istiyorum. Ellerinizi Brothas Stylz için kaldırın.
Directamente das ruas, os cul-de-sacs, palmas para the Brothas Stylz.
Yuvamı hiçbir şey için terk etmem.
Eu não deixo o cul-de-sac por nada.
Yuvanı asla terk etme.
Nunca saias do cul-de-sac.
Bayanlar ve baylar, yuvayı terk etti.
Senhoras e senhores, o Garfield deixou o cul-de-sac.
Ölü nokta.
Cul de sacs.
Bak, yeni bir katran ithalatçısı aradığını biliyorum o zamandan beri "Cul-de-sac"'ı kaybettin, iş El Salvadorluların oldu.
Sei que andas à procura de um novo fornecedor de heroína. Desde que perdeste aquele esconderijo de droga, os tipos de El Salvador...
Evet, o kelimeyi biliyorum.
Eu sei o que significa "cul".
Berelenmiş yaralar,'cul-de-sac'keseciği oluşturan geniş bir alanı kaplayan büyük lezyonlardır
Contusões são vastas erosões, grandes lesões que criam um beco sem saída.
Çıkmaz sokak diye tabir ederler, sonu yok.
Chamam-lhe cul-de-sac, mas é um beco sem saída.
Sıkılınan yere bak. Seks kampı gibiymiş.
Aquele cul-de-sac é um acampamento sexual.
Açıkçası sizin Cul de Sac * takımınıza dahil olmak istemiyorum.
Não tenciono fazer parte da tua pandilha dos falhados.
Seni, Cul de Sac takımıyla takılmaya davet ediyorum.
Convido-te a estares com a pandilha dos falhados.
- Far-mer.
Agri-cul-tor.
O kadar fena tekmeledi ki benim mideme ağrı girdi.
Mesmo no "cul-de-sac". Chutou com tanta força que até me fez doer a barriga. E depois?
Az önceki yalandı! 7 hece!
Des-cul-pa ter men-ti-do, sete!
Kıçına sokayım mı mösyö?
Queres que enfie isto no teu cul?
Lokasyon : favela kuzey-batı cul-de-sac.
Localização : a noroeste da favela, no beco.
- Kötüye giden her şey b-b-benim ha-ha...
Tudo o que se passou foi minha cul... Culpa tua.
Sonra bizim oraya götürüp sizi bu insanlarla tanıştıracaktım. Benim için en değerli olan insanlarla.
Depois levava-as à nossa cul-de-sac, e apresentava as pessoas mais importante para mim.
Sokağa kadar takip edebilirsiniz bizi, orada yaşıyoruz.
Podem seguir-nos para cul-de-sac, onde vivemos. Porque nós existimos!
- Sokakta görüşürüz.
Vejo-te de novo no cul-de-sac.
Bu sokak dolu sayılır ama şehrin dış mahallelerinde harika evler vardır.
Sabes, o cul-de-sac está bem cheio. Mas há um monte de casas na periferia da cidade.
Dışarıda söylediklerini duydum, benden nefret ettiğini.
Ouvi-te dizer no cul-de-sac que me odeias.
Yani sokağa gerçek elektrik geleceğini mi söylüyorsun?
Estás a dizer que vamos ter luz no cul-de-sac?
yakalandığında çul giyiyordun Barakada yaşıyordun.
Estar vestido com trapos quando foi apanhado. Viver num casebre.
O mucizeler Sur ve Sayda'da yapılmış olsaydı,.. ... çoktan çul kuşanıp külde oturarak tövbe etmiş olurlardı.
Pois se fossem feitos em Tiro e em Sidônio os milagres... que foram feitos em vosso meio, há muito tempo... elas se teriam arrependido sob o cilício e a cinza.
Ey Filistinliler, eridiniz baştanbaşa, kuzeyden toz duman yükseliyor. Çul kuşanıyorlar sokaklarında. Damlarda, meydanlarda herkes feryat ediyor.
Destrua-se toda a Palestina... pois que vem um rio setentrional... e cada um se protegerá nas suas cidades... e cada um urrará nas cidades... aos prantos.
"ve güneş, keçi kılından yapılmış siyah bir çul gibi karardı ve ay kan rengine döndü."
"e o sol ficou negro como o luto e a lua vermelha como sangue."
Huntington Hills Lisesi, cehenneme!
Huntington Hills High, beija-me o cúl
Bahsi geçen kişinin bir telefon araması ile tespit edildiği son yer Los Angeles'taki bu çıkmaz sokak.
A última localização confirmada do sujeito foi de uma chamada telefónica localizada num cûl-de-sac em LA.
Belki de yanlış yere geldik.
Talvez estejamos no cûl-de-sac errado.
Sizi oraya gizli göreve yolladım ve Bay Bartowski'yi sadece Dayanak'a değil, neredeyse bütün bir sokak dolusu insana ifşa ediyordunuz.
Mandei-vos para lá sob disfarce e vocês não só expuseram o Sr. Bartowski à Fulcrum mas também a toda a população do cûl-de-sac?
Ama Ajan Walker'ın gizliliği bozulmadığı sürece sokağı kapatmanızı, Dayanak'ı izlemenizi onlara saldırmadan önce kimleri teşhis edebileceksiniz, bir bakmanızı istiyorum.
Mas enquanto o disfarce da Agente Walker estiver intacto, quero que vocês fechem aquele cûl-de-sac, vigiem a Fulcrum, ver quem mais conseguem descobrir antes de fazermos o nosso ataque na célula deles.
Sarah, Sarah, sen ve Casey, hemen sokaktan çıkmalısınız.
Sarah, Sarah, tu e o Casey têm que sair do cûl-de-sac imediatamente...
Belki bunun gibi ufak bir sokağa yerleşeceğinizi mi?
Talvez assentar num cûl-de-sac bonito como este?
Bu akşam eski sokağın oradan geçmek ister misin diye merak ediyordum. Neden?
Então estava a pensar se queres dar um salto ao velho cûl-de-sac esta noite.
"Kuzu altıncı mührü açınca güneş keçi kılından yapılmış siyah bir çul gibi karardı."
"E vi o sexto selo, " ei-lo, E o sol ficou escuro como um tecido preto "

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]