Doll translate Portuguese
137 parallel translation
- Doll dans müziği kadar güzel.
- Tão boa como o baile.
Doll, tartışmamız gereken bir şey var.
Temos de conversar.
Bebek.
DOLL ( boneca ).
- Ama parti, Doll... ben...
- Mas... e a festa, Doll, tenho...
Güzel Bebek'e benziyorsun.
Lembras-me a "Beautiful Doll".
Kadehlerimizi onun şerefine kaldırıyoruz. Ve onu, "A Doll's House" da göstermiş olduğu büyük başarısından ötürü kutluyoruz.
Brindemos a ela, e congratulamo-la pela sua proeza maravilhosa deste ano.
- Biliyorsun ki kanunu çiğneyene kadar ister Baby Doll gibi giyinir ister King Kong gibi. Burası özgür bir ülke. Doğru söylüyor Brenda.
Sabe que contanto que não infrinja a lei, ela pode... vestir-se como Baby Doll ou King Kong.
- Squeezy Doll işindeki fikirlerini çok beğendim.
- Gostei do que disse da Squeezy Doll. - Obrigado.
Onun için başka bir Doll's House yazmak isterdim.
Gostaria de escrever outra "Doll's House" para ela.
Hayır, ben bir baby doll giyiyordum.
Eu estava a usar um pijama. Estás a gozar.
bebek yüzeyi çizmedim, lakin.
Rom-Doll, ainda nem arranhei a superfície.
Baby doll, iyi olacaksın.
Boneca, vai-te correr lindamente.
If the world's in a whirl, some doll must have her hips in a twirl.
Se o mundo está num rodopio, é porque as bonecas gostam da cadeira a funcionar.
China Wall mu? - Chına Doll'unki.
- Acho que era o Boneca Chinesa.
Baby Doll Lounge'un üstünde bir evde.
Ela tem um sitio por cima do Baby Doll Lounge.
* Bu bir bebeğin harika gelişimi *
# It's a doll revolution #
Kapı saçını kastediyorsun.
Ok, dá-me os "doll-hairs".
"William Wants A Doll" u o kadar çalardım ki kızkardeşim gay olacaktı.
Tocava tanto o "William Wants A Doll" que a minha irmã quase se tornou gay.
Doll, dua etmeyi kes.
Boneca, pára de rezar.
Ne kadar güzelsin baby doll.
Você está linda, minha bonequinha.
Baby doll'um.
Querido...
İkişer tane Playboy, Party Doll, Stag Night Baby Doll, Hotsy Totsy, French Flip, Pink Lace, Busty ve Juggle istiyorum.
Preciso de dois exemplares da Playboy, Party Doll, Stag Night Baby Doll, Hotsy Totsy, French Flip, Pink Lace, Busty and Juggle.
Yeni bir kiliseye gidiyormuşsun?
A Doll disse que andas a frequentar uma igreja nova.
Dinle beni, Doll, benim işe dönmem gerekiyor.
Não, não é preciso. Ouve, Doll, tenho de voltar para o trabalho.
Benim, Doll.
Lucy? Sou eu, a Doll.
Doll, yanık perdelere benziyor. Oradan ne kazanacağımı anlamadığımdan hayat boyu firijit olarak anılacağım.
Querida, parece uma cortina queimada, mas raios me partam se me vão chamar frígida o resto da vida... só porque não sei o que se passa ali em baixo.
Baby Doll yabancıları sevmez.
A Baby Doll não gosta de estranhos.
"Şık giyim", Pussycat Doll grubundakiler gibi giyinmekmiş.
Vestir para impressionar era vestir-se à Pussycat Doll.
Hey, doll. hey.
- Ei, boneca.
Leopar desenli gecelik.
Falta o baby-doll tigrado.
Ben aslında figuranım. Önümüzde ki ay Doll House, yani...
Entro numa produção alternativa de "A Casa de Bonecas" no próximo mês, por isso
" Herneyse, lütfen, eğer bu konuda bilginiz varsa 500 bebek saçı ödül vaad ediyoruz.
"De qualquer forma, se alguém tiver alguma informação, oferecemos uma recompensa de 500 ( doll hairs - cabelos de bonecas )".
That's a guy's only doin'it for some doll.
É o tipo que só o faz Por alguma boneca
Some doll, some doll
Alguma boneca! Alguma boneca!
Yardıma ihtiyacın olursa mutlaka söyle bebeğim.
Pois, vai e se precisares de uma mão com esse "baby doll" eu ajudo-te.
Sonra annem ortalıkta boş boş dolaşmış falan. Tanrı korusun, bu konuyu son konuşmak isteyeceğim kişi de kardeşim.
A minha mãe anda a vadiar por aí como uma Pussycat Doll, e Deus me livre de falar com a minha irmã sobre isso.
- Ben Doll.
- Sou a Doll.
Verelim şuradaki Ken-Doll Crotch'a maksimum iki hafta.
Dá aqui ao Ken Doll Crotch duas semanas no máximo.
Seni seviyorum, oyuncak bebeğim.
Eu te amo, baby doll.
Doll Chambers'ın savaşı hiç bitmedi.
A guerra nunca acabou para Doll Chambers.
Tamam, Doll.
Tudo bem, Doll.
Unutma, Doll.
Lembra-te, Doll.
Doll, ona söylemenin vakti geldi.
Já lhe devias ter dito, Doll.
Ona söylemek zorundasın, Doll.
Tens que lhe dizer, Doll.
Doll ve Cecil gittikçe yaşlanıyorlar ve daha kırılgan hale geliyorlardı. İlk kez beraber kutlayacağımız Noeldi.
A Doll e o Cecil estavam a ficar velhos e frágeis, por isso o Natal foi em nossa casa pela primeira vez.
- # # What do you see - # # Truly Scrumptious - # # You people gazing at me - # # You're truly, truly scrumptious - # # You see a doll on a music box - # # Scrumptious as...
Só um minuto! Oh, estou tão feliz que só me apetece saltar de alegria!
Nasılmış baby doll'umun bal kutusu?
Como está minha gatinha?
Baby doll'umu çaldı. Ondan nefret ediyorum.
Ele sempre quis ser como eu.
Seni bıraktı, Doll.
- Ele deixou-te, Doll.
Nora'nın repliklerini avucumun içi gibi biliyorum.
Podemos fazer "A Doll House" do Ibsen!
The guy's only doin'it for some doll.
O tipo só o faz Por alguma boneca