Duyuyorum translate Portuguese
11,263 parallel translation
- Bizimle gurur duyuyorum.
- Foi... estou orgulhosa de nós.
Teşekkürler. Bu unvandan gurur duyuyorum.
E aceito o título com muito orgulho.
Kör olmanın kötü yanı... evdeki bütün sesleri duyuyorum.
A parte má de ser cega é que ouço tudo neste duplex.
Seninle gurur duyuyorum.
Estou muito orgulhoso de si.
Seninle gurur duyuyorum!
Estou orgulhoso de ti.
Seninle gurur duyuyorum tatlım.
Estou tão orgulhosa de ti, querida.
Ben şimdi BOB taş duyuyorum Wheirdicht
Sou eu, o Robbie Wheirdicht a trabalhar agora como :
- Ben Robbie duyuyorum 6 Burklyn'de!
BOB Stone! Às 18 : 00 no Burklyn's Páááááá!
Calvin, ben, Bob beni duyuyorum.
Calvin. Sou eu, o Bob.
Ben okulun en popüler türü duyuyorum.
A comemorar eu estar com o puto mais fixe do liceu.
Iki kat aşağıda onun apartmanın, merdivenlerinde duyuyorum.
Estou na escadaria do teu prédio, dois pisos abaixo.
Bob, ben gittim bilmiyorum... Ama bildiğim bu... Gerçeği is... Ben % 100 dışarı duyuyorum.
Bob, não sei no que estás metido, mas o que sei é que eu estou totalmente fora!
Benim için hepsi bu beni koymak, ve şimdi ortada duyuyorum.
Sinto que fui arrastado para este imbróglio.
Zaten dışarı duyuyorum.
Mas estou a sair agora.
Ben başlatmak için bir Bilimselci duyuyorum.
Sou cientologista, primeiro ponto. E sem thetans desde 2003.
'Tabii Re siyah porsuğu duyuyorum.
De certeza que ela pensa que eu sou O Texugo Negro.
Black Badger duyuyorum.
Eu é que sou O Texugo Negro.
Hayır, ben Kara Badger duyuyorum.
Não, eu é que sou O Texugo Negro.
Ben ciddi adamlar duyuyorum.
Isto é a sério, pessoal.
Sadece endişe duyuyorum.
Só estou preocupado.
Gittiğim her yerde duyuyorum.
Escuto isso em todo o lado.
Onu sevmiyorum, saygı duyuyorum.
Não o adoro, respeito-o.
Ve oğlum olmandan gurur duyuyorum.
E que... Tenho orgulho que sejas meu filho.
Neredeyse bu herife saygı duyuyorum
Eu quase que respeitava este tipo.
Seni zar zor duyuyorum.
Mal te consigo ouvir.
Bilmiyorum, ilk sizden duyuyorum.
Não tenho certeza, preciso dos seus dados.
Seni duyuyorum.
Estou a ouvir-te.
Çağrıdan sonra bir klik sesi duyuyorum ama cevap yok.
Ouço o clique quando transmito, mas não há resposta.
Seninle gurur duyuyorum.
Estou orgulhoso de si.
Kendi isteğinle benim için dövüşmediğini biliyorum ama yine de kuralları olan bir adamsın ve buna saygı duyuyorum.
Eu sei que não lutavas por mim, e sim por ti. Mas tens um código de conduta, e eu admiro isso.
- Evet duyuyorum.
- Sim, ouço.
- Duyuyorum amına koyayım.
- Estou a ouvir, porra.
Goodloe ne derse desin seninle gurur duyuyorum.
Orgulho-me de ti... diga o Goodloe o que disser.
I pestilent, veba, belası, enfekte duyuyorum.
Eu sou a peste, a praga o flagelo, o infectado.
Ayak sesleri duyuyorum.
Ouço passos.
Seninle çok gurur duyuyorum dostum.
És o meu orgulho, rapaz.
Seninle gurur duyuyorum.
És o meu orgulho.
Sizinle gurur duyuyorum.
Tenho muito orgulho em vocês.
Her şeyi duyuyorum, David.
- Eu ouço tudo, David.
Seninle gurur duyuyorum. Evet, hem de çok kolay.
É fácil, é só papel.
Saygı duyuyorum.
Percebo perfeitamente.
Seninle gurur duyuyorum.
Estou tão orgulhoso de ti.
Ben seninle hep gurur duyuyorum.
Tenho sempre orgulho em ti.
Bir şey duyuyorum.
Ouvi algo.
Sürekli duvarların içinden ve yerin altından tuhaf sesler duyuyorum.
Continuo a ouvir barulhos estranhos através das paredes e do chão.
Onları duyuyorum sana yapmamı istedikleri şeyleri söylüyor.
Consigo ouvi-los a dizer o que querem fazer contigo.
Hiçbir şey görmüyorum ama bir şey duyuyorum.
Não vejo nada, mas oiço coisas.
Berrak gecelerde hâlâ öbür dünyadan bana seslendiklerini duyuyorum.
À noite, ainda os oiço chamarem-me do outro mundo.
Endişelerinizi anlıyorum ve saygı duyuyorum.
Registo e respeito a vossa preocupação.
Beni vurdu! Bunlar gerçek kodlar vardır... Ve gerçek Siyah Badger duyuyorum.
Ele deu-me um tiro!
- Duyuyorum.
- Estou a ouvir-te, sim.