Ediyorsun translate Portuguese
21,597 parallel translation
- Pek yardım ediyorsun gibi görünmüyor.
- Isto não me parece ser ajuda.
Yani programı yapıyorum ve birden beni af mı ediyorsun?
- Faço-o e tu perdoas-me?
Ulusal güvenliğe tehdit arz ediyorsun.
Você é uma ameaça à segurança nacional.
Şanslı yıldızlarına teşekkür mü ediyorsun?
Estais a agradecer às estrelas?
- Ne ima ediyorsun evlat?
O que é que está a insinuar, filho?
Steve, beni deli ediyorsun.
Steve, estás a enlouquecer-me.
- Evet, Roscoe'yu bende düşünüyorum ama sende mutlu olmayı hak ediyorsun.
Até compreendo a parte do Roscoe, mas também mereces ser feliz.
Onun için çok şey ifade ediyorsun.
Foste muito mau com ela.
Hey! Ne halt ediyorsun...
Mas que...
- Neden beni takip ediyorsun, Davey?
- Porque andas atrás de mim, Davey?
Neden bize yardım ediyorsun?
Porque está a ajudar-nos?
Çünkü ondan nefret ediyorsun.
Porque tu o odeias.
İşe geç kalmaktan fazla mı nefret ediyorsun?
Mais do que odeias atrasar-te para o trabalho?
Beni test mi ediyorsun?
Queres testar-me?
Elleri takip etmen gerekirken topu takip ediyorsun.
Continuas a olhar para a bola quando devias olhar para as mãos.
Bu kadından neden nefret ediyorsun?
Porque odeias esta mulher?
Bize böyle mi liderlik ediyorsun?
O que é isto? Lideras assim?
Bizi terk mi ediyorsun?
Vais deixar-nos?
Paparazinin fotoğrafındaki adamı mı kast ediyorsun?
Queres dizer o tipo mais velho da foto do paparazzi?
Birlikte geçirdiğimiz kısa zaman diliminde ben de bunun haklılığını gördüm. Ama sen de dinlenmeyi hak ediyorsun.
E, neste curto espaço de tempo, vejo que também eu viria a valorizá-lo, mas merece o descanso.
Burada kalıyorsun ve domatesleri konservelememde yardım ediyorsun!
Ficas aqui e ajudas-me a pôr os tomates nas latas.
Aileni mi ziyaret ediyorsun?
Vai visitar a família, não é?
Ne teklif ediyorsun?
O que você propõe?
Budalalık ediyorsun ama.
Porque estás a ser tão tolo? É por eu...
- Hâlâ ona âşık olduğunu kabul ediyorsun yani.
É da Beth. Então, admites que ainda a amas!
Kokluyor musun, sarılıyor musun askılığa asıp dans mı ediyorsun?
O que fazes com ela, afinal? Cheira-la, aninhas-te com ela, põe-la num cabide e danças com ela?
Stres kaynağı derken mezardakilerden fazlasını kaybettiğini mi ima ediyorsun?
Quando falas em factores agravantes, achas que ela perdeu mais do que a filha e a criança, que estavam na sepultura? Sim.
Beni tehdit mi ediyorsun?
Está a ameaçar-me?
Yani onun distribütörü olduğunu kabul ediyorsun?
- Então admite ser o distribuidor dela.
İşbirliği mi teklif ediyorsun?
Quer ajudar-nos?
Hayır tatlım, sen çok iyi dans ediyorsun.
Tenho vergonha. Não, tu danças bem, querida.
Mina Davenport olmadığını itiraf mı ediyorsun?
Admite que não é a Mina Davenport?
Ve sen bize neden bir trafik kazasından söz ediyorsun?
Porque é que estás a falar de um acidente de trânsito?
Sürekli bunu tekrar ediyorsun.
Certo, você está sempre a dizer isso.
Bay Cooperman'a şimdi de ilk ismiyle mi hitap ediyorsun?
Tu agora tratas o Sr. Cooperman pelo primeiro nome?
Bizi takip mi ediyorsun?
Andas a seguir-nos?
Onları takip ediyorsun, Major.
Tu persegue-los, Major.
Dur tahmin edeyim, ifaden karşılığında anlaşma talep ediyorsun?
E deixe-me adivinhar, quer um acordo em troca do seu testemunho.
Sen ne halt ediyorsun böyle? Dale, ben...
- Que raio estás a fazer?
Kev, hadi ama, bize eziyet ediyorsun. Yapma şunu.
Kev, vá lá, estás a matar-nos de curiosidade, não faças isto.
Bu saçma sapan kavgayı uzatarak beni rahatsız ediyorsun ve son vermeni istiyorum.
Estás a deixar-me desconfortável prolongar esta discussão ridícula, e gostava que parasses.
Ne halt ediyorsun?
O que estás a fazer?
Hayır. Sen de ondan nefret ediyorsun.
Não, e tu também o odeias.
Evet, ediyorsun. Tanrım.
Claro que odeias.
Tadına yeterince baktın. Sıkıldın. Şimdi de devam ediyorsun.
Tiveste rata suficiente, cansaste-te e seguiste em frente.
Neden kendine işkence ediyorsun?
Porque te torturas?
- Neden benden bu kadar nefret ediyorsun?
Porque me odeias tanto?
- Yani beni, olduğum gibi kabul ediyorsun.
Então, aceitas quem sou.
- Yarın bana yardım ediyorsun.
- Amanhã vais ajudar-me.
Kendini neden böyle ifade ediyorsun?
Porque se exprime desta forma?
- Burada ne halt ediyorsun?
- Porque diabos estás aqui?