English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ E ] / Efendimiz

Efendimiz translate Portuguese

1,538 parallel translation
Yüce efendimiz İsa gökten inip kendisi rica etse bile şu an yerinde omak istemezdim.
Não me vou meter no teu caminho só se o bom Jesus Cristo viesse à terra e me pedisse pessoalmente.
- Biliyorsun, evlat. Efendimiz demiş ki...
- Meu filho, o nosso Deus disse...
Bu talebe cevap olarak, efendimiz Prens demektedir ki... gençliğin coşkusuyla hareket etmektesiniz.
Em resposta, meu príncipe... diz que vós sois jovem demais.
Efendimiz İsa Mesih'in babası yüce Tanrı sana su ve kutsal ruh aracılığıyla yeni bir doğum verdi ve bütün günahlarını bağışladı. Seni efendimiz İsa Mesih gibi kurtuluşun kutsal suyuyla sonsuza kadar mesh ediyorum.
Deus todo-poderoso, Pai de nosso Senhor Jesus Cristo, deu uma nova vida pela Água e pelo Espírito Santo e perdoou todos os seus pecados, conceda-te a salvação em nome de Cristo Jesus, nosso Senhor,
Sonra efendimiz ilahi düğün ziyafetine geldiğinde cennet odalarındaki bütün azizler gibi onunla tanışabilecek ve sonsuza dek yaşayabileceksin.
Quando o Senhor vier para a festa do casamento celestial, poderás reunir-te com Ele e com todos os santos do céu. e viver eternamente.
Efendimiz İsa Mesih adına.
Em nome do nosso Senhor, Jesus Cristo.
Efendimiz?
- Senhor...
Efendimiz, bu kızın, belki de büyüyü bozabilecek... kişi olduğu, aklınıza geldi mi?
Senhor, já pensaste que talvez esta rapariga possa quebrar o feitiço?
Efendimiz!
Eminência!
Efendimiz... Yanılıyor olabilirim, ama bu bir kızın ilgisini çekmek için uygun bir yol olmayabilir.
Senhor, posso estar enganado, mas essa pode não ser a melhor forma de conquistar o afecto dela.
Eğer efendimiz, sinirini kontrol etmeyi öğrenemezse büyüyü asla bozamayacak... Sizi dışarıda, yanımızda görmek ne büyük bir şeref, matmazel.
Se o Senhor não aprender a controlar aquele temperamento, nunca conseguirá quebrar...
Eğer efendimiz bunu öğrenirse... boynumuzu koparır.
Se o Senhor descobre, os nossos pescoços vão rolar!
Efendimiz hiç bir şey saklamıyor?
- O Senhor não esconde nada.
Efendimiz için bir şarkı söyleyelim, çünkü o muhteşem şeyler yarattı.
O Canta aos deuses uma canção nova, porque ele fez coisas maravilhosas.
Genç Efendimiz.
O nosso jovem Senhor.
Tanrım... Lütfen, Yüce Efendimiz!
Deus, por favor!
- Efendimiz eğlenin dedi!
- O Mestre disse para brincar!
Size hizmet boynumun borcudur, efendimiz.
A minha vida apenas se destina a servir-te, meu Senhor.
Üzülmeyin, efendimiz.
Não te preocupes, meu Senhor.
-... ki ben... - Denize düşen yılana sarıIır, efendimiz.
Momentos de desespero pedem medidas desesperadas, Senhor.
Cennetteki efendimiz... Zor durumdaki bizlere, iş ve aş verdiğin için sana şükranlarımızı sunuyoruz.
Senhor, damos graças pelo pão que nos pões na mesa e por nos dares trabalho quando estávamos à beira da falência.
"Efendimiz, bu adam felçten rahatsız."
"Mestre, este homem está paralisado."
Ve haykırdılar : " Efendimiz, şakalınız da numaralarınız kadar iyi.
E disseram : " Senhor, as tuas piadas são tão boas como os teus truques.
Ve kullar çok etkilenerek : "Efendimiz, gerçek Tanrı'nın kim olduğunu nasıl bileceğiz?"
Ficaram espantados e disseram : "Senhor como conheceremos o verdadeiro Senhor."
Efendimiz İsa, mezarındaki üç gününde... mezarlarda yatan sana inananların kutsanmasını sağladın.
Senhor Jesus Cristo, pelos Seus três dias no túmulo, Você permitiu que os túmulos de todos os que acreditam no Senhor sejam santos.
Onun ayağıma gelmesini sağla... tıpkı efendimiz yüce İsanın, Romalı vali Pontius Pilate'nin ayağına geldiği gibi.
Que ele se renda a meus pés, como Nosso Senhor Jesus Cristo rendeu-se aos pés de Pôncio de Pilatos.
- Efendimiz! - Efendimiz!
Mestre!
Efendimiz, sizi selamlıyorum.
Mestre, eu vos agradeço.
Efendimiz, benimle dans eder misiniz?
Mestre, dançarias comigo?
- Bana efendimiz diyorlar.
Elas me chamam de "Mestre".
Efendimiz neden bize şeker verdi?
É um doce. Por que o Mestre nos daria doces?
- Çünkü o efendimiz değil. - Değil mi? - Ve bunlar da Goblin değil.
Porque não é o nosso Mestre, e estes não são duendes.
Efendimiz bana dünyanın öbür ucunda bir görev verirler miydi?
Ordenais-me que vá até ao fim do mundo?
Efendimiz tıpkı şükran dolu muhterem bir delikanlı gibi konuştular.
Falais como um jovem agradecido e respeitoso, e louvo a Deus por vós.
Yüce efendimiz adına Castle Rock'a hoş geldiniz diyebilir miyim?
Posso aproveitar a ocasião para desejar-lhe boas vindas a Castle Rock... em nome do Senhor?
Efendimiz topraklarında değilken görevler zorunlu değil.
Enquanto o lorde está fora, o trabalho é desnecessário.
Efendimiz! Shimado'ya giden ninjalarımızın hepsinin yok edildiği doğru mu? Lord Hyobu, doğru mu?
Chanceler!
Oh, teşekkür ederim, efendimiz.
Obrigado, Eminência.
Hadi gidelim. Efendimiz içki içmeyeceğine yeminli.
O Mestre não bebe.
Eğer Efendimiz olmaya istekli isen Bize her ne direktif verirsen yerine getireceğiz
Se quer ser nosso mestre... faremos o que mandar.
Efendimiz olmayı reddedip durmanıza rağmen gözlerinizden başımıza geçmeye istekli olduğunuzu anlayabildim
Apesar de você recusar-se a ser mestre... vejo nos seus olhos... que quer ser mestre.
Efendimiz uzun zamandır sizi beklemekte
Meu mestre o espera há muito.
Efendimiz Efendimiz...
Mestre! Mestre!
Efendimiz, böldüğüm için bağışlayın.
Perdoe-me meu entrometimento,
Hala bizim efendimiz misiniz?
Ainda é o nosso patrão?
Ama Tanrı'nın armağanı... ebedi hayattır... Hz. İsa, Peygamberimiz, Efendimiz eliyle.
Mas a dádiva de Deus... é a vida eterna, por Cristo, Jesus, Nosso Senhor.
Efendimiz İsa'nın lütfu... Tanrı sevgisi ve Kutsal Ruh'un birliği...
A graça de Nosso Senhor Jesus Cristo, o amor de Deus e a comunhão do Espírito Santo...
Evet efendimiz.
Sim, senhor.
Affedin beni efendimiz.
Perdão, senhor.
Ona İspanyol diyorlar efendimiz.
Chamam-lhe o Espanhol, senhor.
Maymunlar efendimiz olacak gibi şeyler mi?
Queres dizer, tipo, se os macacos virão a ser nossos mestres?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]