Ekrana translate Portuguese
1,020 parallel translation
- Ekrana verin.
- Passe para o ecrã principal.
Scalos imdat çağrısını tekrar ekrana verin.
Passe o pedido de socorro scalosiano no meu ecrã.
Evdeki izleyiciler için yanıt ekrana geliyor.
Para os espectadores em casa, a resposta está a surgir nos vossos ecrãs.
Ekrana verin.
Ponha-o no ecrã.
Gemi görüntüsünü ekrana verin, Bay Sulu.
Visualização da nave, Sr. Sulu.
Chekov, ekrana ver.
Chekov, passe-o para o ecrã.
- Ekrana verin.
- Visualização.
Ertesi gün geldi, biraderlerim ve elimden geleni yaptım sabah ve akşam aynı oyunu oynamak kendimi itaatkar, iyi bir malşik gibi göstermek için işkence sandalyesindeydim aşırı-şiddet sahnelerini ekrana yansıttıklarında ses bandında, yalnızca müzik vardı.
No dia seguinte dei sinceramente tudo por tudo de manhã e de tarde e sentei-me com o melhor espírito de cooperação na cadeira de torturas enquanto perpassavam na tela pedaços de ultra-violência. Não tinham banda sonora, mas simplesmente música.
Şimdi ekrana bakın.
Olhem para o ecrã.
Ekrana bakın.
Olhe para o ecrã.
Eğer bu şey çalışıyorsa resmin şuradaki ekrana yansıması lazım.
Se esta coisa funcionar, a imagem aparece ali naquele ecrã.
Film bittiğinde ekrana baktı, bana döndü ve dedi ki,
Quando o filme acabou, olhou para o ecrã, voltou-se para mim e disse :
- Ekrana aktarın teğmen.
É o Governador Wesley de Mantilles.
Ekrana Dünya'nın birtakım görüntülerini getirin.
Ponha imagens da Terra na tela.
Önündeki ekrana bak ve ne gördüğünü söyle.
Olha para o teu monitor e diz-me o que vês.
- Alan 1'i ekrana verin.
Ponham a Zona 1 na imagem.
Büyük ekrana verin.
Passa para o ecrã gigante.
Onu büyük ekrana ver.
Mostra-a no ecrã.
Ekrana ver.
Passe para o ecrã.
Gezegenin görüntüsünü ekrana ver.
- Mostra aquele planeta no ecrã...
Söylediğim gibi. Howard'ı tekrar ekrana çıkarıp küfür etmesini istiyorlar.
Estou a dizer que querem que o Howard volte e grite "treta".
Onları ekrana alıyorum.
Perdão. Vou colocá-los no monitor.
Ama rapor... - Ekrana baksanız iyi olacak efendim.
- É melhor ver o monitor, sr.
Albay, Dr Wilker ekrana geliyor.
Coronel, é o Dr. Wilker no scanner. Coronel, estamos prontos, acho eu.
- Ekrana bas.
- Abra a tela.
Ekrana bak.
Olhe para a janela.
- Ekrana verin.
- Ponha na tela.
- Kalkış açısını ekrana ver.
- Ângulo de partida na tela.
Nesneyi ekrana verin.
Pôr objeto na tela.
- Taktik rotamız ekrana.
- Tática na tela.
- Ekrana alalım lütfen, Jedda.
Ponha no monitor, Jedda.
Ekrana bindirelim.
Imagem no monitor.
Amelia'nın günlüğünden çıkan resmi ekrana getir.
Mostra-me a foto do diário da Amelia.
Ekrana güney-güneydoğudan girecek, sarı renkle.
Vai entrar no monitor a su-sueste, a amarelo.
Elini şu tarayıcı ekrana koy ve benimle birlikte tarihe geç.
Ou irá entrar para história comigo! Como?
Ekrana ver.
Amplia a imagem.
Monsenyör Larry sadece paranızı almak istediği için ekrana çıkıyor. "
"O Reverendo Larry só aparece no ecrã porque quer o vosso dinheiro".
Ekrana verin.
Põe-no no visor.
- Bir numaralı ekrana aktar.
- Passem para o monitor número 1.
Rota bilgisayarda, ekrana veriliyor.
Rumo calculado e no ecrã.
Bunları ekrana kim yazdırıyor?
Quem colocou essas coisas na tela?
Ekrana ver.
No ecrã.
Ekrana verin.
No ecrã.
Ekrana veriyorum, komutanım.
A chegar, Senhor.
Ekrana ver.
Ponha no ecrã.
Televizyonun karşısında oturup boş boş ekrana bakıyor.
Passa o dia sentada em frente à TV a olhar para o ecrã.
Polaroid şimdi ekrana geldi.
A Polaroid apareceu no ecrã.
Onu büyük ekrana ver Paul.
Projecta a imagem no ecrã grande, Paul.
Düşüncelerini ekrana vereceğim.
Porei os pensamentos dele no ecrã.
Ekrana verin, Bay Sulu.
Ponha no visual, Sr. Sulu.
Sanırım bunu ana ekrana verebilirim efendim.
Acho que posso mudar isto para a tela principal, senhor.