English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ E ] / Elbise

Elbise translate Portuguese

5,544 parallel translation
Ama ben öylesine başka bir elbise istemiyorum.
Mas não quero apenas outro vestido.
Elbise çok güzel ve gözlerini ortaya çıkarıyor.
O vestido é lindo e... realça os teus olhos.
Bakıyorum bir elbise bulmuşsun.
Vejo que encontraste um vestido.
Elbise hırsızıyla bir ilerleme kaydediyor musunuz?
Algum progresso com a ladra de vestidos? Não sei.
Takım elbise ve kovboy çizmeleri..
Fato e botas de cowboy. Era estranho...
Ben... Takım elbise alıyordum. Duke'ün cenazesi için.
Fui buscar um fato para o funeral do Duke.
Elbise giy.
Põe um vestido.
Sana elbise giy demiştim.
Disseste-me para usar um vestido.
Kendine birkaç elbise al.
Compra algumas roupas.
- Parçalanmış elbise parçası bile yok.
Nem mesmo uma peça de roupa.
Mezuniyet... Güzel bir elbise göz alıcı bir saç, Bonnie'yi öldürmeye çalışman.
Vestido lindíssimo, cabelo deslumbrante, tu a quereres matar a Bonnie.
Jonathan'a takım elbise mi diktin?
Espera. Fizeste um fato para o Jonathan?
Isınmak için takım elbise giymesi gerekiyordu.
Precisa do calor de um fato.
Şık bir kariyer, takım elbise.
Uma carreira boa, um fato...
- Uçaktan size elbise getirtebiliriz.
Podemos pedir a alguém que lhe traga do avião uma muda de roupa. Não.
Eroin değil, elbise.
Não, não é heroína. É um vestido.
İki tane elbise var, tamam mı?
São dois vestidos, está bem?
... ben de seksi bir elbise.
E eu num vestido sexy.
İyi bir yardımcı olmak, elbise katlamak ve bulaşık yıkamaktan çok daha öte bir şeydir.
Uma boa ajuda faz mais do que dobrar a roupa e lavar a louça.
- Ben yokum bu işte takım elbise konusunda yükleniyor.
Não vou fazer isto. Ele não se cala.
Yeni bir elbise falan almak gibi nedeni yoktu.
Eu não comprei um vestido novo ou algo assim.
Sadece bir kereliğine giyeceği bir elbise için mi?
Por um vestido que ela só vai usar uma vez?
Elbise giymek zorunda mıyım?
Eu tenho que usar um vestido?
- Gary, git ona elbise getir.
- Gary, vai buscar-lhe roupa. Sim.
Evet Gary, git biraz elbise getir amına koyayım.
Gary, vai buscar-lhe roupa, porra!
Mavimsi bir elbise giyiyor, üzerine çiçekler kusmuş sanki.
Pronto. Usa um vestido azulado, como se tivesse vomitado flores, tipo bibliotecária anódina.
- Smokin ile takım elbise farklı şeyler.
- É diferente de um fato.
Özel bir elbise giy.
Podes usar um vestido bonito.
Bir komedyenin elbise ölçümü bilmesine izin veremem.
Não quero que um comediante saiba o tamanho do meu vestido.
Para toplayıp sana yeni bir takım elbise alacağız.
Vamos fazer uma vaquinha e comprar-te um fato novo.
Yeni takım elbise mi?
Um fato novo?
Bu takım elbise harika!
Este fato é fantástico!
Tüm bu kadınların neden beyaz elbise giydiklerini anlamıyorum.
Não entendo porque é que usam um vestido branco.
Bir elbise almak için. Ellen için.
Escolher um vestido... para a Ellen.
Annene söyle sana bir takım elbise alsın ve gidin yemek yiyin.
Diz à tua mãe para comprar um fato para ti no Amelio.
Köken vampir. Daima takım elbise giyer.
Vampiro Original, sempre veste fato.
Elbise tanıdık geliyor.
Esse vestido não me é estranho...
- Çünkü teklif ettiğinden beri bunların ne kadar aptalca olduğunu, geleneklerin ne kadar aptalca olduklarını ve hiç çekinmeden evlenmenin, elbise giymenin ve hatta yemin yazmanın bile saçma olduğunu belirtiyorsun!
- Porque desde que me perguntaste, que reclamas do quão parvo isto é, e de como as tradições são idiotas, e tens sido hostil, tornando tudo ridículo, como andar até ao altar, usar um vestido, escrever votos!
Ve hayalini kurduğun bir kız gibi davranmadığımı biliyorum ama sırf giymemi sen istedin diye elbise giyemem.
Sei que não sou a filha que sempre quiseste, mas não posso usar um vestido só porque tu queres.
Bir elbise giydim ve sacimi kestirdim cünkü bugün iyi görünmek istiyorum.
Tenho um vestido e cortei o cabelo, porque quero ficar bonita.
"35 kuruşa yemek yer, 25 kuruştan daha aza bira içer ve 5 dolara takım elbise alabilirsiniz, şapka da dâhil."
Aqui pode-se comprar uma refeição por 35 cêntimos uma cerveja por menos de um quarto de dólar, um conjunto de roupa por cinco dólares, chapéu incluído.
- Elbise ne iş?
E este vestido?
- Elbise giy bir tane.
- Usa um vestido!
Giydiğin elbise çok çekici Alexandra.
Esse vestido é um espanto, Alexandra, mas a Nikita...
Evet, elbise giyiyorum!
Sim, eu uso vestidos!
- Yeni bir elbise mi?
- Vestido novo?
Ofisten çıkmadan elbise de mi değiştirdin?
E mudaste de roupa sem sair do escritório?
Bir yerde hükümet, rüşvet ve bağlantılarla işliyorsa güzel bir takım elbise ve bir çanta nakitle bir çok şey yapabilirsiniz.
Num lugar onde o governo comanda com subornos e ligações, podes conseguir muito com um bom fato e muito dinheiro.
- Neden takım elbise giyiyorsun yoksa krediye falan mı başvurdun? - Hayır.
- Não.
O takım elbise yeni mi?
Esse fato é novo?
Elbise.
- O vestido! Convidou-te para sair?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]