Emir aldık translate Portuguese
201 parallel translation
Sizi tutuklamak için emir aldık.
O senhor vem connosco. Temos um mandado para a sua captura.
Ama bunun için emir aldık ve çürüyene kadar beklesek de kalacağız.
Mas tivemos ordens para vir para aqui, e ficamos aqui mesmo se apodrecermos à espera.
Emir aldık.
São ordens.
Sizi bırakmamız için emir aldık.
Recebemos ordens para vos soltar.
- Uzak durmak konusunda emir aldık.
- Temos ordens para a evitar.
Onu havaya uçurmak için emir aldık.
Temos ordens de fazê-lo voltar.
Sizi derhâl göndermek için emir aldık.
Temos ordens de evacuá-los imediatamente.
Emir aldık albayım.
Temos ordens, Coronel.
Şimdilik, sana Alfa 60'ı göstermemiz için emir aldık.
Para já, ordenaram-nos que que lhe mostrássemos Alpha 60.
Buradaki herkesi yıldız üssü 27'ye götürmek üzere emir aldık.
Temos ordens para evacuar todos para a Base Estelar 27.
Hiçbir şeyin, deneyleri aksatmadığından emin olmak için, emir aldık.
Aliás recebemos ordens para que nada pare a experiência.
Günbatımından şafağa kadar Amerikan ordusunun prestijini korumak için kesin emir aldık.
Temos de entrar depois do anoitecer e sair antes da manhã. Para proteger o prestígio e a reputação do Exército dos EUA.
G Bölümünün işleri sizinkilere göre belki daha önemsiz ama emir aldık.
A secção G pode não ser tão importante como o senhor, mas temos as nossas ordens.
Az önce ticari servise, bütün ormanları terk ederek... nükleer bombalarla yok etme... ve gemilerimize geri dönüş konusunda emir aldık.
Acabamos de receber ordens para abandonar... e destruir nuclearmente todas as florestas... e devolver as nossas naves ao serviço comercial.
Emir aldık karakola kadar bize eşlik etmeli.
Temos ordens de nos ocuparmos dele. Deve acompanhar-nos à delegacia.
- İlk adamı bindirmemiz yönünde emir aldık efendim.
Temos ordens de colocar o primeiro homem em campo, senhor. Jesus Cristo!
Üzgünüz, bunu yapmak için emir aldık.
Desculpem, mas ordenaram-nos para agir assim.
Çünkü emir aldık, nedeni bu.
Porque tenho ordens.
Biz dileklerinizi gerçekleştirmek için emir aldık.
Temos ordens, na medida do possível, de fazer-lhes todas as vontades -
Araştırmak için emir aldık.
Pode haver algo de errado em Regula Um. Mandaram-nos investigar.
Ama Golda, emir aldık.
Mas Golda, temos as nossas ordens.
Hastaymış gibi yapmak üzere çok gizli bir emir aldık.
Temos ordens ultra secretas para nos misturarmos aos doentes.
İkimiz de emir aldık.
Estamos sob ordens.
Emir aldık.
Temos ordens.
İkinizi de buradan atmak üzere emir aldık.
As nossas ordens são para expulsar os dois daqui.
Sana yardım etmek için emir aldık.
Recebemos ordens para o ajudar.
- Emir aldık.
- Temos ordens.
Ateş açmamak için emir aldık!
Temos ordens para não disparar!
Bu sabah Arlington'da öldürülen bir kadınla ilgili sorgulanmak üzere sizi burada tutmamız için emir aldık.
Temos ordem de captura. Para interrogatório sobre o homicídio de 1 mulher esta manhã em Arlington.
Trendeki tüm ısıtıcıları sökmek için emir aldık.
Temos ordens para desmontar os aquecedores.
Burayı aramak için emir aldık.
Tenho um mandado de busca.
Hiçbir Skrreean gemisinin yüzeye inmemesi için emir aldık.
- Isso é impossível. Temos ordens para não deixar aterrar naves skrreeanas.
- Üzgünüm Binbaşı ama emir aldık.
- Temos as nossas ordens.
Bebeği almak için emir aldık.
Temos que levar o bebé para um lugar seguro.
- Emir aldık.
- O quê?
- Emir aldık. - Ne emri be?
Que ordens?
- Ne bağırıyorsun, komutandan emir aldık.
Do meu comandante.
Üstuzayda Vegan Karakolu'na doğru seyrederken yeni bir emir aldık.
Estávamos no hiperespaço a caminho do posto de Vegan recebemos uma ordem contrária do comando da Força Terrestre..
Emir aldık.
Tínhamos as nossas ordens.
Bajor uzayını terk etmek isteyen tüm gemileri aramak üzere emir aldık.
Temos ordens de revistar todas as naves que tentam deixar o espaço bajoriano.
Bu kaçak işinde birlikte çalışmak için emir aldık.
Temos ordens para trabalhar com os agentes nesta caça ao homem.
Amiral Graham'dan tatbikat alanında kalacağımıza dair emir aldık.
Temos ordens do Almirante Graham para ficar neste quadrante.
Üzgünüm efendim ama emir aldık.
Lamento, mas são as ordens que tenho.
Emir aldık seni götüreceğiz...'çünkü eve gidiyorsun.
Temos ordens para te vir buscar, pois vais regressar a casa.
Bugün senden yeterince emir aldım, artık almayacağım.
Não aceito ordens de ti como fiz hoje.
Emir aldık, anladın mı?
Não podem...
Bize verilen emir Arras yakınlarında güneye doğru hücum etmekti... Gelgelelim biz saldırırken İngilizler'in de Dunkirk'e çekildiği haberini aldık.
Havia ordens para atacar ao sul, perto de Arras, e, sem aviso, soubemos que os ingleses estavam se retirando para Dunquerque.
Hiç fark etmez, bombalamaya hazırlık için emir aldım.
Não compreendo, o sinal estava correcto, estou certa disso.
Windward Güvenlik Piyade Tümeni, Müfreze Komutanım Teğmen Jonathan James Kendrick tarafından ona Kırmızı Kod uygulamam için emir aldım.
Recebi a ordem de dar o "código vermelho" do meu comandante... o tenente Jonathan James Kendrick.
Evet, Yüzbaşı, manga liderim Kıdemsiz Onbaşı Harold W. Dawson Birleşik Devletler Deniz Piyade Birliği, tarafından emir aldım ve ona uydum.
Sim, recebi uma ordem do cabo Harold W. Dawson, fuzileiro... e obedeci!
Artık Nistrim'in senden emir aldığını görüyorum.
Vejo que os Nistrim tomam ordens de você agora.