Endişelenmiştim translate Portuguese
362 parallel translation
Başta senin için endişelenmiştim.
Fiquei inclusive preocupado.
Chris'i son gördüğümde onun için endişelenmiştim.
A última vez que vi a Chris, fiquei preocupado com ela.
Nereye gittiğini bilemeyince çok endişelenmiştim. Şimdi içim rahatladı.
Procurei-te por todo o lado.
Çok endişelenmiştim sana güldüğümüzü sanırsın diye...
Eu estava preocupado... no caso de você pensar que estávamos rindo de você.
Çok endişelenmiştim. - Hı-hı
- Lembra-se do analista, de como estava preocupada?
Çok endişelenmiştim. Kocan garip davranıyordu...
O teu marido, a agir de forma tão estranha...
Sana bir şey olmasından endişelenmiştim.
Tive medo que te tivesse acontecido algo.
Endişelenmiştim.
Estava preocupada.
Söylemeliyim, biraz endişelenmiştim.
Devo dizer que estava curioso.
- Elbisen için endişelenmiştim.
Preocupa-te com a tua roupa.
Bu iyi haber, senin için endişelenmiştim.
Isso é bom, eu estava mesmo preocupado.
Biraz endişelenmiştim.
Até cheguei a ficar preocupado.
O adam, onu takip edince endişelenmiştim.
Porque fiquei preocupado quando vi aquele cara a seguindo.
Endişelenmiştim...
Eu temia...
- Endişelenmiştim.
- Estava preocupado.
... Ira bana Joan'ın en iyi arkadaşını ayarladığını söylediğinde Biraz endişelenmiştim.
Quando o lra quis arranjar-me um encontro com a amiga da Joan fiquei um bocadinho apreensivo.
Küçük kızım için çok endişelenmiştim.
Estava tão preocupado com a minha menina...
Onun için endişelenmiştim.
Tinha medo por ela.
Evet. Dün gece yağmur yağınca endişelenmiştim.
Preocupei-me quando esta noite começou a chover.
Orada gerçekten endişelenmiştim.
É você! E eu aflito...
Patlamadan sonra sizin için endişelenmiştim.
Depois da explosão, fiquei preocupado.
Hem işi kotaramayacağın diye çok endişelenmiştim.
Receei que não conseguisses levá-lo todo.
Çok endişelenmiştim.
Eu só estava preocupado.
Bunca zaman endişelenmiştim, ama ışıkları açtığımda, hepsi geçti.
Tenho vindo a preocupar-me, mas se ligam as luzes, não é assim tão mau.
Sadece biraz endişelenmiştim,... beni ilgilendirmez tabii,... zor durumda olabileceğinizi düşündüm.
Estava preocupado, no caso de você, não que seja da minha conta, no caso de você poder precisar de ajuda.
Senin için endişelenmiştim.
Estava raladíssimo contigo.
Fabrikanın yandığı gece Shelly'nin evine gittim çünkü onun için endişelenmiştim.
Fui a casa de Shelly naquela noite. Estava preocupado com ela.
Bir an için endişelenmiştim.
Fiquei preocupado por momentos.
Bu, iki hafta içindeki onu geri çeviren 3. bankaydı biraz endişelenmiştim.
Era o terceiro banco em duas semanas a recusá-lo e eu estava um pouco preocupado.
Sorun yok öyleyse. Bir an için endişelenmiştim.
Então está tudo bem, por momentos fiquei apreensivo com a viagem.
Endişelenmiştim. Ben kahramanlığı açıkça görülebilen kadınları oynamaya alışığım. Daha az çekingen.
Mas senti medo, estou habituada a retratar mulheres mais abertamente heróicas, menos hesitantes, mais sedutoras.
Oh Allah'a şükür, bu da tamam. Bir saniye için endişelenmiştim.
Graças a Deus que terminou, por um momento fiquei preocupado.
Endişelenmiştim, hepsi bu.
Fiquei preocupado, só isso.
Senin için endişelenmiştim.
Estava preocupada contigo.
Senin için çok endişelenmiştim.
Estava tão preocupada com você.
Dax ortakyaşarı ile birleştiğim ilk zaman koordinasyonumu bozacağından endişelenmiştim.
Lembro-me de quando recebi o simbionte Dax e estava preocupada que pudesse afetar a minha coordenação.
Endişelenmiştim senin için.
Fiquei preocupada.
Endişelenmiştim.
Estava preocupada consigo.
İlk zamanlar biraz endişelenmiştim.
Quando lá cheguei, estava um pouco apreensivo.
Çok korktum. Çok endişelenmiştim.
Estava tão preocupada.
Tatlım, çok endişelenmiştim.
Querido, estava tão preocupada.
Sana ailenin fotoğraflarını gönderen adamla aynı adam olduğundan endişelenmiştim.
Julguei que pudesse ser o homem que manda as fotografias.
Endişelenmiştim.
Estava preocupado.
Demek kaşındırıyor. Ben de endişelenmiştim.
Muito bem, Lola, há sempre que se estar lixada.
Ben de bir an için endişelenmiştim.
Ora bolas, estava a começar a ficar preocupado.
Endişelenmiştim.
Manuela! Eu estava preocupada.
Ben burada çok endişelenmiştim, El Salvador'da olduğunu düşünüyordum.
E eu preocupada, achando que estava em El Salvador.
Rusot ile bir daha karşılaşacağından endişelenmiştim.
Só me preocupava que tivesses outro encontro com o Rusot.
Bunu haberlerde izledik çok endişelenmiştim.
Vimos isso nas notícias.
Eşim ve çocuğum için endişelenmiştim.
Temia pela minha mulher e pelo meu filho.
Endişelenmiştim.
Estava com medo...
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
endişeli 16
endişelenmiyorum 40
endişelendirmiyor beni 38
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
endişeli 16
endişelenmiyorum 40
endişelendirmiyor beni 38