Eski translate Portuguese
60,948 parallel translation
Sonraki 10-15 dakika içerisinde yeşil renkte eski bir Chevrolet Blazer süren birisi otoparka girecek.
Entre 10 e 15 minutos... um cara com uma Blazer verde vai parar no estacionamento.
Az önce eski ceza usulü hukuk profesörümle görüştüm.
Bom... acabei de falar com meu antigo professor de Procedimentos Criminais.
Mikey ; buraya kâğıt tutuculardan veya araba hırsızlarından veya eski sevgiliden korunma isteyen adamlar geliyor.
Mikey, tenho miudos que entram aqui que querem protecção contra traficantes, ou ladrões de carro, ou algum ex.
Otur hadi ; eski zamanların hatırına laflayalım biraz.
Senta-te, vamos conversar como nos velhos tempos.
Geçen gece eski sevgilinle ilgili dediklerinden.
Com o que disseste na outra noite, sobre o teu ex.
Morgan durağının orada, eski, kırmızı kereste fabrikasında olacak.
Bem, é perto da paragem de Morgan, na antiga serraria.
Zal ile eski arkadaşız.
O Zal e eu somos velhos amigos.
ESKİ YENİ VENICE, KALİFORNİYA
CLÁSSICO E NOVO
Eski hayatımı geri istiyorum.
Quero a minha vida antiga de volta.
Ona parabatai bağı üzerinden iletişimin eski bir yolunu öğretmiş.
Ela falou-lhe de uma forma de comunicar através da ligação parabatai.
Valentine'ın eski karısıyım.
Sou a ex-mulher do Valentine.
Oysa bana canlılık katıyor, eminim eski aşkların da aynı fikirdedir.
Eu, pelo contrário, acho-a estimulante, como as tuas ex também a deviam achar.
Eski dostum, bildiğin gibi... seni mezara girmekten kurtardım, kalacak yer verdim ve karşılığını böyle mi ödüyorsun?
Sabes, velho amigo... Eu libertei-te da tua sepultura e dei-te abrigo e é isto que fazes?
Çalışarak eski haline dönersin.
Podes trabalhar para subir.
Yeni ve eski dilde yazılmışlar...
Em línguas novas e antigas...
Eski bir Fransız lehçesi.
É um dialeto francês antigo.
Eski Fransız büyüleri.
Feitiços franceses antigos.
Eski bir sıhhiyeci böyle hatalar yapmaz.
Um ex-médico no terreno já devia saber.
Yeniden eski halime döndüm.
Voltei a ser eu mesma.
Lightwood gibi eski bir Gölge Avcısı ailesi.
É só uma família Shadowhunter antiga, como os Lightwood.
Eski ortağınız, oculus patladığında ortaya çıkan zaman enerjisiyle ölmüştü.
O seu antigo parceiro morreu quando o Oculus explodiu numa explosão de energia temporal.
Eski bir tahta parçam vardı.
Eu tinha este pedaço de madeira velho.
Suikastçılar Birliği'nin eski lideri Malcom Merlyn'le birlikte üçümüz geleceği yeniden yazma gücüne sahip, sihirli bir nesne olan Kader Mızrağı'nı bulacağız.
Juntos, com Malcolm Merlyn, antigo lider da Liga de Assassinos, os três iremos localizar a Lança do Destino, um mitico objecto que consegue reescrever a própria realidade.
Sanki eski hali hiç var olmamış gibi.
É como se o antigo "eu" dele não existisse.
- Biz eski Suikastçılar Birliği üyesiyiz.
Somos ex-membros da Liga de Assassinos.
Suikastçılar Birliği'nin iki eski üyesi, bir hızcıya karşı.
Dois ex-membros da Liga de Assassinos contra um velocista.
- Eski haline dönmüş.
- Mudou de volta.
John Diggle eski korumam ve şu anda da dostum.
O Jonh Diggle era o meu segurança e é meu amigo.
Ama önce senin eski sevgilinin icabına bakmalıyız. Kaldı ki eski sevgilin bile değil.
Mas, primeiro, precisamos de tratar da tua ex, que não é a tua ex.
Tina Boland. Eski CCPD memuru.
Tina Boland, ela era polícia.
Görünüşe göre Tina'mız eski ortağının intikamını almaya çalışıyor.
Parece que a Tina está a tentar vingar o ex-parceiro.
Sen ve ben, evlat eski zamanlardaki gibi.
Eu e tu, rapaz. Como nos velhos tempos.
Eski günlerdeki gibi.
Como nos velhos tempos.
Çoğu kez eski sevgililerimden çok babaları beni sevmiştir.
Muitas vezes, o pai de uma ex gosta mais de mim do que a filha alguma vez gostou.
Eski sevgilimle takılıyorum.
Tenho curtido com uma ex.
Dinle, bir yaz, annemin eski kotlarını alıp hepsini kadın barınağına bağışladım.
Um verão, peguei nas calças de ganga velhas da minha mãe e doei-as a um abrigo feminino.
Bertie, bu Dustin, eski bir arkadaşım.
Desculpa. Bertie, este é o Dustin, um velho amigo meu.
Ev arkadaşı ve gelecekteki eski arkadaşı.
Colega de casa e futura velha amiga.
Biraz eski kafalı bir söylem olmadı mı sence de?
Essa não é uma forma antiquada de falar?
Eski Argus güvenli evi ve Amerika-Rus ilişkilerini düşününce son zamanlarda pek kullanılmadığını anlarsınız.
Era um esconderijo da ARGUS. Como podes perceber pelas relações entre os EUA e a Rússia, - não tem sido muito usada.
Walker'ın kapaklı telefon seçimi eski bir telefondan.
O Walker usa um telemóvel ultrapassado.
- Eski Donanma askerisin, değil mi?
- Eras da Marinha, não eras?
Tina Boland, eski CCPD memuru.
A Tina Boland era polícia em Central City.
Tina'mız eski ortağının intikamını almaya çalışıyor.
A nossa Tina está a tentar vingar o antigo parceiro.
Lance onu yeni bir sayfa açması için ikna etmişti ki sanırım bu bayanlar da eski sayfayı geri açması için ikna etmişler.
O Lance convenceu-a a virar a página, suponho que estas mulheres a convenceram do contrário.
Eski sevgilisini?
O ex dela?
Maalesef eski sevgilimden.
Céus.
Darhk ve Merlyn eski Birlik üyesi değil miydi?
Uma técnica da Liga de Assassinos.
Belki eski imkanlarım yok ama en azından ben ölmedim.
Posso não ter todos os meus recursos, mas pelo menos não estou morto.
Eski CCPD memuru.
Ela era da polícia.
Eski reis GFG dönmüştü.
A OG GFG voltou.