English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ E ] / Eu

Eu translate Portuguese

1,575,281 parallel translation
Rahatla, orada daha önce görmediğim bir şey yoktu.
Relaxe. Não há nada ali que eu já não tenha visto.
Arkadaşlarımdan biri ona bakıyor, burada bir süre takılabilirim.
A minha amiga está a cuidar dela. Eu posso ficar um pouco.
Neden ikiniz birbirinize bir banyo yaptırmıyorsunuz ve ben de izlerim.
Por que não dão banho uma à outra... E eu fico a ver.
Hadi ama Jill, seni üzmek istememiştim.
Vá lá, Jill. Eu não queria ter-te chateado.
Sadece annem gittiği için sinirliydim.
Eu só estava zangada por a minha mãe ter saído.
Anlıyorum.
Eu percebo.
Yani, kafa travmamın geçmesi için buradayım ve ve burada zor zamanlar geçiren kişi sensin.
Aqui estou eu, a recuperar de uma pancada na cabeça - e és tu que está pior.
Eğer içeceğini arıyorsan, oraya koydum.
Se está à procura da bebida, eu coloquei-a ali.
Beni ya da Keith Richards'ı değil, ama biz bu yönden kutsanmışız.
Menos eu ou o Keith Richards, nascemos com esse dom.
Sen artık gidebilirsin, onu yatağa götürürüm.
Pode ir embora, eu ponho-o na cama.
Hayır, kalacağıma söz verdim ve asla sözümden dönmem.
Não, prometi-Ihe que ficaria, e eu nunca quebro promessas.
Yapabileceğini biliyorum.
Eu sei que consegues.
Harika bir anne olacağım.
Eu serei uma grande mãe.
- Sakıncası var mı...
- Importa-se que eu...?
Philomena.
- Eu sou a Philomena.
-... sanmıştın.
- Que eu estava morta.
Gerçekten.
- Eu simpatizo.
Ona ihanet etmem.
Eu não o vou trair.
Onları Reddington'a bağlamamı istiyorlar.
O FBI quer que eu os associe ao Reddington.
Bak ne dediğini duydum. Ben sadece...
Olha, eu ouvi o que disseste.
Ben sadece bir şeylerin ortasındayım.
Mas eu... Estou a meio de uma coisa.
- Ben iyiyim.
Eu estou bem.
- Aman Tanrım.
- Meu Deus. - Eu estou bem.
İnşaat alanlarından numuneler toplamak için ERT'yi gönderin, aracı kurtardığınız yerden başlayıp oradan genişletin aramayı.
Manda uma equipa reunir amostras de locais de construção, começando por onde encontraram o carro, dispersando a partir daí. Eu trato disso.
Bu kelimeleri nereden duydun?
Onde ouviu essas palavras? Eu...
Bu kelimeleri biliyorum.
Eu conheço essas palavras.
Evet, canım. Onları biliyorsun çünkü bebekken sana günde birçok kez söyledim.
Sim, querida, conhece-las porque eu dizia-lhas várias vezes ao dia quando era bebé.
Ya ona ulaşmak için her şeyi yapan Raymond'un düşmanlarından biri olsaydım?
E se eu fosse inimiga do Raymond, alguém que faria tudo para o atingir?
Arabayla sana vuran kişiyim.
Fui eu que lhe bati com o meu carro.
Hayır, gerçekten...
Não, eu... A sério. Não me magoei.
Tamam. Eğer para meselesiyse yardım edebilirim.
Bem, se for uma questão de dinheiro, talvez eu possa ajudar?
Kocam, Eski kocam.
O meu ex-marido, eu...
Benim küçük kızımı çalmaya çalışıyor. Ve eğer bir kazaya neden olduğumu öğrenirse...
Quer levar a minha menina, e se descobrir que eu causei um acidente...
Ben daha dikkatli olmalıydım
Eu é que devia ter tido mais cuidado.
Bana sadıklar çünkü o sadakati ben kazandım.
São-me leais porque eu o mereço.
Aslında sadece bir tane arkadaşım var.
Bem, eu realmente só tenho um amigo.
Ve ben...
E eu...
Seni hiçbir özrün yetmeyeceği bir şekilde yanlış değerlendirdim.
Eu julguei-te mal, de tal forma que nenhum pedido de desculpas pode compensar.
Ben ayrılmayacağım.
Eu não vou partir.
Hayır, yapmam gerektiğini biliyorum. Ama yaparsam, hepsi bitebilir ve hapse girebiliriz.
Não, eu sei que devia, mas se o fizer, isto pode acabar, e nós podemos acabar presos.
Ben... Ne kadar teşekkür etsem az.
Eu não sei como lhe agradecer.
Bunu bilene kadar buradan gitmiyorsun.
- Não sai daqui até eu saber.
Kaplan'ı korumak istediğini ben nerden bilebilirim ki?
Como é que eu poderia acreditar que quer proteger a Kaplan?
Ona imkan verdim, Marvin.
Eu dei-lhe força, Marvin. Tu também.
- Şaka yapıyordum.
Bem, eu não estou.
- Doğru olanı yaptın.
- Fizeste a coisa certa. - Sim, eu sei.
Olabilir. Ama bildiğim, Gale ile çalışıyor olduğum.
Mas o que eu sei é que trabalhar com o Gale...
Biliyorum.
Eu sei.
Bu görev gücünün sorumluluğunu üstlenmek benim fikrim değildi.
Não fui eu que tive a ideia de ser o líder.
Nerede çalıştığımı nereden bildin?
- Como sabia onde eu trabalho?
Ben de sizden istemeyeceğim.
Nem eu lho pediria.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]