English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ F ] / Fark etmedim

Fark etmedim translate Portuguese

689 parallel translation
Seni yıllardır sevmiş olmalıyım ama... Öyle aptalım ki, fark etmedim.
Devo ter-te amado durante anos, mas fui tola por não o perceber.
Daha önce fark etmedim, ama çok hoş bir bayan.
Näo tinha percebido antes, mas é uma jovem muito querida.
Bak hiç fark etmedim.
Sim, ainda não tinha notado.
Fark etmedim.
Nunca dei por isso.
Bu gece fark etmedim.
Esta noite não te vi.
Sevgilim, özür dilerim. Fark etmedim. Sorun değil, bebeğim.
- Desculpa, querido, não pensei.
Uzun zamandır Albay'ın yaptıkları hakkında senin böyle telaşlı olduğunu fark etmedim.
Não se preocupava com as ações do coronel não há muito tempo.
Başta hiçbir şey fark etmedim.
Ao princípio, não vi nada.
Değişmişti sanırım..... ama ben fark etmedim.
Suponho que ele tinha mudado, mas eu não reparei.
Fark etmedim.
Não me tinha apercebido.
Yok, fark etmedim bile.
Não, nunca reparei nele.
Hayır, fark etmedim.
Não.
Anne, Majesteleri, beni bağışlayın, sizi fark etmedim.
Senhora, minha mãe, imploro-vos perdão, Vossa Graça não vi.
- Yoluna mı çıktım? - Fark etmedim.
- Estou a incomodar-te?
Fark etmedim.
Não havia reparado.
- Özür dilerim. Fark etmedim.
- Desculpe, não percebi.
Hırslı olduğunu hep biliyordum, Richard, fakat bir hastalık olduğunu hiç fark etmedim.
Sempre soube que eras ambicioso, não percebi é que era uma doença.
Zaman nasıl geçti hiç fark etmedim.
Não me dei conta que já era tarde.
- Hiç fark etmedim.
- Oh? Não reparei nela.
Hiç fark etmedim. Çalışanlarıma o gözle bakmama gibi bir kuralım var.
Não reparei verdadeiramente, tenho uma regra para não... com o pessoal.
Fark etmedim.
Não reparei.
Dehasını ilk ben fark etmedim mi?
Não fui o 1 a descobrir o seu génio?
Burada oldugunu fark etmedim.
Não sabia que estavas cá esta noite.
- Fark etmedim...
- Não tinha percebido...
Sen olduğunu fark etmedim.
Peço desculpa, Sr. Johnson.
Yarım saate kadar işe çıkacağım. Seni fark etmedim.
Vou para o trabalho dentro de meia hora.
Hiç fark etmedim.
- Não reparei.
Altı ay öncesine kadar burnunu fark etmedim. Annem Amerika'dan ayrılmadan önce sandviç ister misiniz diye sordu.
Só reparei nisso há 6 meses e nunca me perguntaram antes de eu ir para a América se eu queria sanduíches.
Fark etmedim mi sanıyorsun?
Achas que não reparei?
Oh, Hiç fark etmedim bile, Charles.
Oh, nem notei, Charles.
67 00 : 05 : 13,021 - - 00 : 05 : 16,483 - Ah, hiç fark etmedim. - Bunu demek istememiştim, hayır.
Sabe, é que tenho um problema.
Bu ihanet yıllar önce başladı, neredeyse fark etmedim bile.
A própria traição que iniciou anos atrás, quase sem meu conhecimento.
Bir yılı aşkın bir süredir geliyordu ama onu hiç fark etmedim.
Fazia mais de um ano que vinha e nunca tinha reparado nela.
- Fark etmedim.
- Não reparei.
Çocukluktan çıkmış ama hiç fark etmedim.
Deixou de ser uma menina, e nunca percebi.
O anda fark etmedim ancak Willie'nin Salonu'nun ikinci katına çıktığında tarih yazılıyordu.
O Horton? Mal eu sabia que ele, ao pôr o pé no segundo piso do "Willie's Saloon", estava a fazer história.
- Fark etmedim.
- Não vi.
Çok geç olduğunu fark etmedim. Amacım bu kadar uzun süre kalmak değildi.
Não queria demorar-me tanto.
Onları fark etmedim bile.
Vais ser enforcado.
Bu kadar erken olduğunu fark etmedim.
Não pensava que era tão cedo.
O kadar çok içtiğimi fark etmedim.
- Parece que bebi demais.
Dilsiz olduğunu fark etmedim.
Não tinha percebido que eras mudo.
- Ben bile fark etmedim.
- Eu próprio não esperava.
Daha önce fark etmedim.
Não tinha reparado nela antes, senhor.
- Ben bunların hiçbirini fark etmedim.
- Não me lembro nada disso.
- Biliyorum ama hiç belli olmuyordu. Hayır, inan bana fark etmedim.
Não deu para notar.
Ben fark etmedim aşkım.
Penso que não, querida.
Fark etmedim.
Parece péssimo.
Daha önce fark etmedim.
- Não tinhareparado nela.
Hımm, fark etmedim.
Não sabia.
- Hiç fark etmedim.
- Não o havia notado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]