Geceleyin translate Portuguese
480 parallel translation
Geceleyin, fok derisinden botların sert ve kaba hale gelmesi için çok önemli bir operasyon.
Nyla morde as botas de Nanook para amaciá-las. Uma ação muito importante, pois as botas de pele de foca se tornam rígidas e inflexíveis durante a noite.
Nanook, kızağını geceleyin iglonun üstüne koymasaydı....... köpekler, kızak parçalarını birbirine bağlayan, fok postundan sırımları yemiş olacaklardı.
Se Nanook não tivesse colocado o trenó sobre o iglu durante a noite, os cães teriam comido as correias de couro de foca que unem as partes.
"Geceleyin bu aşk iksirinden üç küçük damla : Ve tüm kızların kalbi senin olacak!"
"Três gotas dessa poção do amor à noite e o coração de todas as mulheres serão teus!"
Geceleyin, kimse görmeden...
De noite. Quando ninguém ver.
"Geceleyin, dağlarda rüzgarlar uluyor."
"À noite, o vento uiva nas montanhas."
- Geceleyin burdan ayrıldı.
- Terminou o seu turno.
Çünkü geceleyin tünel kazıyoruz.
É que, durante a noite, escavamos um túnel.
150 metreden, geceleyin...
A 150 metros, com má visibilidade...
Ama geceleyin uyuyacak bir yere ihtiyacım var.
Preciso de um lugar para dormir esta noite.
Geceleyin sokaklarda yalnız dolaşmanı istemiyorum.
Não quero que andes na rua sozinho, à noite.
Kaptan Malo'yu Marsilya'ya geceleyin varması için ikna edebilir misiniz?
Pode convencer o capitão Marlowe a chegar a Marselha de noite?
Şişkinliğin inmesi için geceleyin eline sıcak ve soğuk kompres uygulayın.
Ele que ponha compressas quentes e frias naquela mão, esta noite, para diminuir o inchaço.
Kendin de geceleyin tek başına dolaşmak için hoş biri sayılırsın.
Você também é jeitoso para andar aqui.
Kasaba geceleyin gümbürdedi.
A cidade cresceu da noite para o dia.
Ama burada karanlığın içindeki bir düzlükteyiz Sarmış dört bir yanımızı Çarpışan ve kaçışanların şaşkın telaşları O yer ki zırcahil orduların Geceleyin çarpıştığı "
Mas aqui estamos, imersos na profunda escuridão da campina... assolados por alarmes de lutas e refregas... onde ignorantes exércitos colidem na noite.
Geceleyin, ay ve yıldızlar olduğunda görmelisin.
Devias vê-lo à noite, com a Lua e as estrelas.
Mağarama sağlam bir kapı koydum geceleyin benden habersiz içeriye giremesin diye.
Coloquei uma porta resistente na minha caverna de modo a que não me pudesse surpreender durante a noite.
Yoksa geceleyin nöbette olması gerekiyor.
Deve estar de folga ou coisa assim.
Didişmeler, aile tartışmaları, geceleyin gizemli gezintiler, bıçaklar, testereler ve halatlar gördüm.
Vi críticas e discussões familiares, deslocações misteriosas à noite, facas, serras e cordas.
Saat şu an geceleyin 12 : 31. Yarın sabah oldu. Önce, haberler.
São agora... meia-noite e 31.
Sence dünyanın sonu geceleyin mi gelecek?
Jim, achas que o fim do mundo será à noite?
Tepelerin üzerinden kestirme bir yol var geceleyin yolculuk için uygun değil, ama yolu 30 km kısaltır.
Existe um atalho, pela montanha, não é bom para viajar durante a noite, mas é a viagem mais curta.
Yerliler, geceleyin aşağıdan gelen çığlıkları, senin bütün... yaşamında duyacağını söylerler.
Os índios dizem que se pode ouvir gritos à noite lá embaixo... que tu ouvirás por toda a tua vida.
Ufak bir şey, tek istediğim geceleyin uyumama izin ver.
Uma pequena coisa. Só peço que me deixes dormir uma noite.
Garip. Yalnız geceleyin...
Que estranho.
- Şimdi mi avlanmak istiyorsunuz, geceleyin?
Arriamos agora? À noite?
Gündüz öyle dediler, kasırga geceleyin geldi.
Disseram-no de manhã, o tornado veio à noite.
Işıkları sönüktü ve geceleyin baktığınızda diğer tarafta neler olduğunu görebildiğinizi mahkemede kanıtladılar.
As luzes estavam apagadas, e foi provado em tribunal que, à noite, se pode ver através das janelas e ver o que se passa do outro lado.
- Geceleyin onları yakalaması için bir köpek almalısın.
Terá que conseguir um cão para cuidar.
Belki de geceleyin onu ağıla kapatsak iyi olur.
Talvez devemos trancá-lo à noite.
Geceleyin kapalıyız.
- Estamos fechados.
İçinde topladığı ve geceleyin yanında tuttuğu para vardı.
Havia recolhido dinheiro com ele e guardou-o durante a noite.
Öyle sanıyoruz, üst katta öldürüldü ve ceset geceleyin buraya aşağıya taşındı.
Parece que foi morto lá em cima e trazido para baixo, de noite.
Geceleyin?
Na piscina ( pool )? À noite?
O garip küçük teknelerde fenerler geceleyin nefes kesici olmalı.
Deve ser de tirar o fôlego à noite, com as lanternas sobre esses pequenos barcos engraçados.
Geceleyin, yani.
À noite, quero eu dizer.
Geceleyin, ağzıma tuhaf bir şey geldi.
Durante a noite, | cuspi uma coisa estranha.
Geceleyin dönüp durman, sevişmek isteyen bir ineğin yaptığı her hareketi yapıyorsun.
Do jeito que te mexes durante a noite, pareces mesmo uma vaca apaixonada.
Doktor Dompierre, bu yıl 15 ağustosta geceleyin... bölge hapishanesine geldiniz mi?
Doutor Dompierre, teve a oportunidade de vir à cadeia municipal... na noite de 15 de Agosto deste ano?
Hiç Thunder Bay Oteli'ne ya da Thunder Bay'de... başka bir yere geceleyin tek başınıza gitmiş miydiniz?
Alguma vez foi ao Thunder Bay Inn, ou a outro local de Thunder Bay, sozinha à noite?
Barney Quill'in arabasına geceleyin ilk kez mi biniyordunuz?
Foi a primeira vez que esteve no carro de Barney Quill à noite?
Geceleyin... annem bahçeye çıkarıyor beni.
À noite a minha mãe leva-me para o jardim.
Geceleyin eve dönüyorum.
Eu volto a casa à noite.
Geceleyin, askeri mühendisler bir köprü inşa etmişlerdi.
Durante a noite, os engenheiros tinham feito uma ponte sobre o Danubio.
Geceleyin. Tabii gece varsa.
Isto, se existir noite...
Şimdi onları iple bağlayacağız, geceleyin tıkanmasınlar diye düğümleri gevşeteceğiz.
Agora vamos amarrá-los, e abrir-lhes um pouco os nós das cordas para não sufocarem durante a noite.
- Geceleyin mi?
- Durante a noite?
Geceleyin, sis, çayırları kaplamıştı.
Durante a noite, o nevoeiro cobriu a pradaria.
Yerel halk, onun geceleyin bir yunusa binerek elindeki boynuzu üflediğini iddia etti.
Os habitantes dizem que, de noite, andava num golfinho tocando, alto, um búzio.
Eğer geceleyin cesedi çalınırsa, insanlar kehanetin gerçekleştiğini düşünecekler.
Se seu corpo for roubado durante a noite, o povo dirá... - que a profecia foi cumprida. - Que o messias ressuscitou.
Bunun yanısıra geceleyin ancak 20 mil gidebilirim
Qualquer criança sem íris enxerga melhor que os soldados.