English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Georgia

Georgia translate Portuguese

1,717 parallel translation
Tampa'dan almış Georgia'a kadar bütün yolu arabayla gelmişler.
A pegou em Tampa e a trouxe até a Georgia.
Georgia'da olduğunu biliyoruz. Sizce başka nerelere gidebilir?
- Sabemos que foi à Georgia... aonde mais ele gostava de ir?
Georgia plakası mı vardı? Fark ettiniz mi?
Você notou se ele tinha placas da Georgia?
Haskins, Georgia, geçen sene.
Pare! Askens, Georgia, ano passado.
Frida Kahlo, Georgia O'Keefe Cathy Guisewite!
Frida Kahlo, Georgia O'Keefe... Cathy Guisewite!
ATLANTA, GEORGIA - 16. HAFTA ÖLÜ SAYISI : 20.833.553
Dr. Kwon, é a Iris.
"... babası Thomas da Georgia belediyesinde işçiydi.
" para o magro filho de Rosalee e Thomas Simpson,
Sırada, Alicia Houston'la Georgia Spor Haberleri.
E agora o vosso Georgia Sports Break com a Alicia Houston.
Bu da belirgin bir ipucu demek. Özellikle bütün oklar Gerogia'da oto tamir ve bakımcısı Trevor'u gösteriyorsa.
Algumas das vítimas foram sequestradas enquanto conduziam, isto deixa uma pista boa, ainda mais quando as peças... te levam até a "Carros Usados do Trevor", na Georgia.
Georgia'da bulunan parçalar.
As peças foram encontradas na Georgia.
Annenin evinde televizyonda çalışma hayali kurarak büyüdün. NBC'ye yükselmeyi hayal ettin.
Pequeno Kenneth Ellen Parcell, de Stone Mountain, na Georgia, criado na casa da mãe a sonhar trabalhar numa televisão, a sonhar em chegar até à NBC.
Georgia-Bravo-Bravo-Lima - 2-3-6-Hotel, Georgia-Golf-Romeo-Alfa - 8-4-2-Tango.
gato - bola - bola - lima - 2-3-6 - hotel gato - golfo - romeu - alfa - 8 - 4 - 2 - tango...
İyi, iyi. Sally iyi. Ve Zack Georgia maçını kazandıran sayıyı yaptı dün akşam.
A Sally está boa... e o Zack marcou o ponto decisivo contra o Georgia ontem à noite.
Georgia'daki evimizde güzel bir tane vardı.
Tínhamos um muito bonito na casa da Georgia.
Ken Georgia'da rapçi T.I. ile aynı lisede okumuş.
O Ken andou no liceu, na Geórgia, com o rapper TI.
Ondan sonra Georgia, Güney Carolina,... ve sonunda Kuzey Carolina.
Depois, segue-se Georgia, South Carolina, North Carolina, até que, finalmente...
Georgia'yı dene.
Experimenta Geórgia.
Ya o tarifi bana verirsin, ya da kiranı Georgia çamlarından yukarıya çıkarırım!
Dá-me a receita ou a renda vai ficar tão alta como os pinheiros da Georgia.
Gürcistan'daki bir banka hesabının izini sürüyoruz.
Estamos a verificar as contas na Georgia.
Kokladığınız şey Georgia Şeftalili Turta mı?
Cheira-lhe a tarte de pêssego da Georgia?
- O zaman suçlu Georgia şeftalisi benim.
Então sou o pêssego da Georgia culpado.
1910'da, J.P. Morgan'ın Georgia sahili Jekyll Adası'ndaki konutunda gizli bir toplantı yapıldı.
Em 19l0, uma reunião secreta foi feita na propriedade de J.P. Morgan em Jekyll Island ao largo da costa da Geórgia.
Georgia, lütfen kıpırdamamaya çalış, hayatım.
Georgia, tenta ficar quieta, querida.
Georgia üstünü giyiniyor.
Georgia está a acabar de se preparar.
Georgia, lütfen biraz sabırlı ol, tamam mı?
Georgia, por favor, sê paciente, sim?
Georgia Sayın Kimbrough'u tanıyorsundur.
Georgia, deves conhecer o Sr. Kimbrough.
Bu torunum, Georgia.
Esta é a minha neta, Georgia.
Georgia yazı yazmada yardımcı olmam için beni davet etmişti.
A Georgia pediu-me para vir para a ajudar no ditado.
Georgia'nın tüm öğretmenleriyle tanışmışızdır.
Bem, conhecemos todos os professores da Georgia.
Bugün senin oğlan benim Georgia'ma baktığında tuhaf bir şey hissettin mi?
Notou alguma coisa de diferente na forma como o seu filho estava olhando a minha Georgia hoje?
Georgia.
Georgia.
"Halen devam eden, Georgia'nın hayat serüveni projenizin Aperture Foundation Portfolio Pick ödülüne layık görüldüğünü belirtmekten onur duyarım."
"Ficaríamos honrados em publicar o seu trabalho " com a série de fotografias A Vida de Georgia, "e você foi selecionada como indicada ao portfólio da Aperture Foundation"
Bunu duydun mu, Georgia?
Ouviste isto, Georgia?
Georgia, her yerin yara bere içinde.
Georgia, estás cheia de hematomas.
Georgia'nın büyükannesiyle dükkandaydın.
Com a avó da Georgia na loja.
Hey, Georgia. Geldiğini duymadım.
Olá, Georgia, não te vi a entrar.
Georgia, tatlım.
Georgia, querida.
Georgia, ne yaptın böyle?
Georgia, que diabo fizeste?
Georgia, anlıyorum.
Georgia, eu percebo.
Peki, Georgia, seni durdurmayacağım.
Está bem, Georgia, Eu não te vou impedir.
Georgia, eve dönmek istediğinde haber vermen yeterli, tamam mı?
Georgia, se precisares de boleia, avisa-me, ok?
Georgia gitti.
A Georgia fugiu.
Senin kenar mahalleli, hayta oğlun Georgia'mı kaçırmış.
O seu filhinho vagabundo e sem-vida raptou a minha Georgia.
Georgia?
Georgia?
Güney Metodist Üniversitesi de, Georgia da!
Também a Universidade Metodista. Também, Geórgia.
Görünüşe göre, çok geçmeden Georgia da aynısını yapacak.
A Universidade de Geórgia... parece que fará o mesmo.
Bu arada, ben Georgia.
A propósito, sou a Georgia.
Stone Mountain, Georgia'lı küçük Kenneth Ellen Parcell.
A sério?
# Georgia'da ışıkların söndüğü geceydi #
Foi nessa noite que as luzes Se apagaram em Georgia.
# Georgia devriyesi geldi #
A patrulha de Georgia estava a fazer as rondas E dispararam um tiro só para o marcar.
Georgia, ne demeye çalışıyorsun?
Georgia, onde queres chegar?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]