Gidebilirim translate Portuguese
1,721 parallel translation
Hatta bunu bir tahrik unsuru olarak gördüğümü söyleyecek kadar ileri gidebilirim.
De facto, até acho que dá volta à cabeça.
En fazla 150 km. gidebilirim.
Tenho o suficiente para mais 100km, no máximo.
Eğer burada değilsem nasıl gidebilirim.
Se não estou aqui, não posso ir-me embora.
Daha başka nereye gidebilirim bilmiyorum.
Já não sei mais o que fazer.
Nereye gidebilirim ki, Alan?
Onde haveria de estar, Alan?
Bellick'leyim bilirsiniz, hangi cehenneme gitmek istersem gidebilirim!
EI! Estou com o Bellick! Posso ir para onde quiser!
... ben de düşündüm ki, ben de ilk tanıştığımla gidebilirim.
- Por isso, achei boa ideia levar para casa a primeira pessoa...
At üstünde buraya kadar geldim, buradan gidebilirim de.
Cheguei aqui montado a cavalo. De certeza que consigo ir embora da mesma maneira.
İstediğim kadar uzağa gidebilirim.
- Posso ir longe o tanto que quiser.
Elbette gidebilirim.
Seguramente que sim.
Eve gidebilirim artık. Şu güzel balı da açık bırakayım, hazır kimse de yok.
Bem, acho que vou para casa e deixo este mel aqui em cima, sem ninguém a tomar conta!
Burada Amerika'da hayallerimin peşinden rahatça gidebilirim.
Aqui na América, sou livre para seguir os meus sonhos.
Ben oraya gidebilirim.
Eu é que devia lá ir.
Gidebilirim.
Posso, sim.
Taş çatlasa 150 kilometre gidebilirim.
Tenho para 150 km, no máximo.
Sevgili Templeton, harika isimin bu ucuz basit gazeteye uygun olmadığını bir an bile düşünecek olursan memnuniyetle hem de büyük bir memnuniyetle daha iyi bir gazeteye gidebilirim.
O mais doce dos Templetons, Se em algum momento sentes que o meu excelente trabalho, já não está à altura deste jornaleco com prazer... Com todo o prazer irei pastar para campos mais verdejantes.
- Öyleyse gidebilirim.
Arranquem-lhe os olhos! Arranquem-lhe os olhos!
Veya gidebilirim.
Ou posso ir embora.
Ben gidebilirim.
Eu posso ir.
Ancak öğrencilerin olmadığı bir yere gidebilirim.
Só se formos a um lugar onde não estejam alunos.
Nolur bişey yapamam ki, burada hiç pencere yok, nereye gidebilirim ki.
Que posso fazer? Isto não tem janelas. Não vou a lado nenhum.
Buradan şu anda çıkıp gidebilirim.
Estou pronto para ir. Posso sair agora mesmo.
Biliyor musunuz, kendim bir taksiyle de gidebilirim.
Também posso apanhar um táxi...
Yanında çalışarak onun izinden gidebilirim.
Teria seguido as suas pisadas... trabalhado ao seu lado.
Görebiliyorsanız.. Bu noktada nereye gidebilirim ki?
Mas como podes ver tenho que continuar assim por esta altura.
Kapıya kendim gidebilirim, teşekkür ederim.
Eu posso abrir. Obrigada.
- Sinemaya gidebilirim.
- Não sei.
Buradan nasıl gidebilirim?
Não posso saír daqui.
Sen gidecek misin? - Gidebilirim.
E tu vais?
Her şeyi nasıl terk edip gidebilirim?
Como pude abrir mão de tudo?
İstesem, hemencecik eve gidebilirim.
Eu podia ir para casa agora, se quisesse.
ABD'ye nasıI gidebilirim?
Como é que vou para lá? Para os EUA.
Buraya gelmeyi becerdim. Eve de gidebilirim.
Se eu conseguir chegar aqui sozinha, consigo chegar a casa.
- Hayır, eve gidebilirim.
- Estou bem, vou para casa.
Holly ve Lighty, Holly'nin annesinin arabasını aldı. Onlarla gidebilirim.
Holly e Lighty estão com o carro, talvez eu saia com elas.
Ben önden gidebilirim.
Posso ir mais cedo então.
Umarım çocukların hediyelerini açmaları için eve zamanında gidebilirim.
Espero chegar a tempo para abrir os presentes com as miúdas.
Sonra yüzmeye gidebilirim
E depois já posso ir boiar
- Koşarak gidebilirim.
- Eu consigo correr isso.
Hellboy'suz bir ekip kurup Tibet'e gidebilirim.
Ou posso levar uma equipa ao Tibete sem o Hellboy.
Veya en çok korkutan şeylerin üstüne gidebilirim.
ou posso enfrentar as coisas que mais me assustam.
Kendim gidebilirim.
Eu estou capaz de conduzir.
- Sürekli endişelisin. Bütün gece gözlerim kapalı gidebilirim.
Consigo andar por Nocturna de olhos fechados.
Markete gidebilirim, ya da bir şey sipariş edebiliriz.
Eu posso descer ao armazém, ou, humm, nós podemos encomendar algo.
Bunun davama yardımı olmasa bile en azından hapise daha yüce duygularla gidebilirim.
Se não me ajudar, pelo menos vou preso com os sentidos alerta.
Seninle Hades'e hatta hakkımız olduğunu düşünsem, Britanya'ya bile gidebilirim.
Iria contigo para o Hades, ou até para a Bretanha, se achasse que tínhamos o direito.
Ya da gidebilirim.
Ou posso ir.
Gidebilirim.
Não tenho de lá estar. - Posso ir embora.
Nereye gidebilirim ki?
Para onde é que iria?
Ridge tesisine, kendi başıma daha hızlı gidebilirim.
Sozinho, posso ir até Ridge mais rápido.
Oraya nasıl gidebilirim?
Como é que eu vou chegar lá?