Giyiniyor translate Portuguese
281 parallel translation
Giyiniyor musun?
Vais-te ainda vestir?
Bana sorarsan, kitaplardaki kızlar gibi giyiniyor.
Se queres saber, estás a actuar. É como as miúdas dos livros.
Giyiniyor musun?
A vestires-te?
İçerde, giyiniyor.
Está a vestir-se.
Erkek gibi giyiniyor, konuşuyor, ateş ediyorsun, ama kadın gibi düşünüyorsun!
Te vestes, falas, escreves e atiras como um homem, mas pensas como!
Çok ºik giyiniyor.
Ele veste-se muito bem.
Karım hala giyiniyor. Benimki de öyle.
- A minha esposa ainda se está a vestir.
Brick giyiniyor Koca Ana. Hala giyiniyor.
O Brick está a vestir-se, Big Mama.
Bayan Noonan giyiniyor.
A Sra. Noonan está a vestir-se.
- Giyiniyor mu?
- A vestir-se?
- Yukarıda, giyiniyor.
- Lá em cima, a vestir-se.
Giyiniyor, o kadar.
Está só a vestir-se.
Babam giyiniyor.
O meu pai está a vestir-se.
- Burada herkes böyle giyiniyor.
- Não é razão para partir o espelho?
Öte yandan Eğer bir çıplak jandarmayı görürse, hemen giyiniyor ve onun çıplak olduğu hiçbir şekilde kanıtlanamıyor.
Por outro lado, se o nu vir o polícia, veste-se e já nada prova que é nudista.
36 beden giyiniyor.
Tamanho de roupa 36.
- Ablan hala giyiniyor mudur?
- A tua irmã ainda estará a vestir-se?
- Yukarıda, giyiniyor. Hiç...
- Lá em cima, trocando de roupa.
- Giyiniyor gibi davranıyorlar, efendim.
- Fingem que se vestem.
Bir köylü şeytan gibi, diğerleri rahip gibi giyiniyor.
Um aldeão veste-se de demónio, outros como padres.
- Giyiniyor.
Está ali dentro.
Karısı yokmuş. Fakat adam şık giyiniyor işte.
Muitos ladrões rezam para que ele esteja bem longe.
- KızIar giyiniyor.
- Estão a vestir-se.
İnsanlar farklı giyiniyor, terliyor, kötü uyanıyor ve kendine gelmiyor.
As pessoas transpiram e acordam mal dispostas logo de manhã.
Giyiniyor musun?
Está a vestir-se?
Eğer bu Arlena'ysa bugünlerde Wollworth'dan giyiniyor olmalı!
Será que é a Arlena? Parece vestida pela woolworht nestes tempos.
Çok sıradan giyiniyor onlar.
Vestem-se de forma provinciana.
Çok da iyi giyiniyor.
Mas também se vestia mal.
Aslında bazıları yünlü giyiniyor.
Bem, algumas vestem fazenda.
Ve fahişeler, liseli kızlar gibi giyiniyor.
Estava comigo, ontem á noite.
- Giyiniyor.
Está a mudar de camisa.
Ama onlar daha iyi giyiniyor.
Só se vestem melhor.
Rock yıldızı gibi giyiniyor.
Veste-se como uma estrela do rock.
Güzel giyiniyor, sana iyi davranıyor.
Ele veste-se muito bem. Trata-te muito bem.
Simsiyah giyiniyor.
Só usa preto.
Adam nasıl giyiniyor?
Sua forma de vestir...
Ama anne, Leo amcanın yakılma törenindeki adamlar gibi giyiniyor.
Mas, mãe, ele veste-se como o homem que cremou o tio Leo.
Tek şey biliyorum. Hep bir gitar taşıyor ve siyah giyiniyor.
Uma coisa eu sei, ele traz sempre uma guitarra e veste-se de preto.
Giyiniyor, biraz bekleyin lütfen.
Ele já está indo. Ele está se trocando, querida.
- Hayır, şu anda giyiniyor.
- Não, ela não está vestida.
Yukarda herkes böyle giyiniyor.
Todos os anjos têm uma coisa destas lá em cima.
Giyiniyor.
Ela está-se a vestir.
Benden daha iyi giyiniyor.
Quero dizer, veste-se melhor do que eu.
Giyiniyor.
A vestir-se!
Ve neden bir İncil satıcısı gibi giyiniyor?
E tem de se vestir à vendedor de Bíblias?
Size şunu sunuyorum, Bay Fıstık daha iyi giyiniyor.
Certo, reconheço : Mr.
Giyiniyor musun, yoksa yataktan öylece çıkıyor musun?
Vestes-te ou vais como estiveres?
Evet biraz tekdüze giyiniyor.
Por acaso é um bocado assim a vestir.
Giyiniyor musun?
Estás vestida?
çince konuşabiliyor, keşiş gibi giyiniyor.
Fala Chinês e veste-se como um monge.
Neden böyle giyiniyor ki?
Porque está vestida daquela maneira?