English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Gözlerinde

Gözlerinde translate Portuguese

1,331 parallel translation
Dünyanın bütün kötülükleri, onun gözlerinde.
Ele tem todas as coisas más do mundo nos seus olhos.
Kafasını koparırken bana bakıyordu. Gözlerinde çok tuhaf bir bakış vardı.
Quando estava a fazer isso, ela estava a olhar para mim, tinha um olhar estranho nos olhos.
Eğer o piçin gözlerinde bir milim bile bir caka görürsem seni öldürürüm, anladın mı?
Se eu vir um resto de vida naquele olhar de parvo, mato-te. Entendido?
Bunu gözlerinde gördüm.
O vejo em seus olhos. Está-me caçando.
Gözlerinde.
Nos seus olhos.
Yüzünün her tarafında var ama gözlerinde yok.
A sua cara revela-o, mas os seus olhos não.
Onun gözlerinde bakmak gördün mü?
Viram os olhos dela?
Gözlerinde kimsesiz çocuklar gibi bir ifade var.
- Com a inocência nos olhos. - Obrigada.
Gözlerinde de vahşi bir bakış vardı. Sanki "death rocker" olmuştu.
Tem um olhar selvagem, como um gótico.
Ben ne zaman sana baksam gözlerinde bunu görüyorum.
Sempre que olhas para mim, vejo-o nos teus olhos.
Louise'i hoş gör. Gözlerinde yıldızlar var.
Perdoe a Louise, ela é uma sonhadora!
Görünüşe göre, gözlerinde küçük damar kanaması var. Genelde bir çeşit travmayla ilgilidir.
Parece que temos sinais de petéquias nos olhos, geralmente associadas a algum tipo de traumatismo.
Görünüşe göre, gözlerinde küçük damar kanaması var. Genelde bir çeşit travmayla ilgilidir.
Parece que temos petéquias no olho, geralmente associadas a algum tipo de traumatismo.
Ama sonra gözlerinde birşey gördüm.
Mas, depois, vi algo nos olhos dela.
O gece gözlerinde daha önce hiç görmediğim bir bakış vardı.
Naquela noite... ele tinha um olhar... - que eu nunca tinha visto antes. - Que tipo de olhar?
Bunu gözlerinde görebilirsin.
Basta olhar para ele.
Ancak gözlerinde tüm dünyanın acısı vardı.
Mas no seu olhar Há toda a desgraça do mundo
Gözlerinde neredeyse Evren Altı'nı görebiliyorsun.
Quase que se pode ver o SubVerso através dos olhos dele.
Bunu tamamladıkları zaman gözlerinde oluşan parlak ışığı seviyorum.
Adoro ver o olhar deles quando finalmente o acabam de montar.
Gözlerinde görebiliyorum, ödül için hazır.
Consigo ver-lhe nos olhos Ele está pronto para o prémio
Üzüntüden bahsediyorsun, ama gözlerinde kinden başka bir şey görmüyorum.
Fala de compaixão, mas só vi aquilo que os seus olhos querem ver
Bunu gözlerinde göreyim.
Está a despi-la. Está a acariciar-lhe as mamas.
Tüm tutkusuna rağmen, La Perichole'nin gözlerinde sevgi yoktu.
Não hà ninguém mais cego, Vossa Graça, que o que não quer ver. Silêncio.
Ama gözlerinde var.
Talvez não... Mas os seus olhos dizem o contrário.
Ama gözlerinde gördüğüm otel ya da fahişe değil.
Mas não é o bordel ou a taberna que vejo no teu olhar.
Bir an bile olsa, gözlerinde ona meydan okuyan bir bakış yakalarsa, onları çıkarıverir.
Se lhe enviares, mesmo por um instante, um olhar desafiador, ele arranca-to.
Konuşmasında, gözlerinde vardı.
- Sim. Estava no tom da voz, nos olhos dele.
Onu davet etmek zorundaydım. O çok değişken biri. Gözlerinde görebilirsin.
Tive de convidá-la, Dumby, ela é uma mulher mudada, lê-se-lhe nos olhos.
- Gözlerinde görebiliyorum.
Como? Consigo ver nos seus olhos.
Gözlerinde doğru olmayan bir şey var.
Há algo de errado nos olhos dele.
Sonuç olarak, doğru olan şey... insanların kulaklarında ve gözlerinde ve kalplerinde, yolunu bulur.
Em última instância, a verdade chega às pessoas.
Gözlerinde korkuyla onun adını söylemişti ve sonra... buraya gelmemi ve asla ayrılmamamı anlatmıştı.
Ele tinha o medo cravado nos olhos quando disse o seu nome, e depois disse-me a mim Disse-me para voltar aqui e nunca partir
# Neden gözlerinde aşk hayali var?
Porque é que há um sonho de amor nos olhos?
Üzüntü Zaara'dan hep uzak olsun Gözlerinde asla gözyaşı olmasın Her zaman gülsün
Mas sim... desejo do fundo do meu coração que a Zaara nunca tenha lágrimas nos olhos que ela esteja sempre sorridente
Gözlerinde belli oluyordu.
Podia vê-lo nos teus olhos.
Gözlerinde kanamaya dair bir belirti yok.
Nada nos olhos dela indica petéquias.
L gözlerinde gördüm.
Eu vi os olhos dele.
Onların gözlerinde aşk var.
Elas têm amor nos olhos.
Gözlerinde bir bakış vardı. Tam ölmeden önce insanlar da öyle bakar.
Ficam com um olhar as pessoas também mesmo antes de morrer.
Olay gözlerinde değil.
A "coisa" não está nos olhos deles.
- Bunu gözlerinde görebiliyordum.
Eu pude ver nos seus olhos.
Gözlerinde görebiliyorum.
Consigo ver isso nos teus olhos.
Oooh, gözlerinde gördüğüm kıskançlık mı, Craig?
Oooh, isso é inveja que vejo em seus olhos, Craig?
Belki gözlerinde saygı kazandık.
Talvez nos respeitem mais agora.
Jake, kendisine bayılan medyayla gözlerinde yaşlarla görüştü ve bebeni ne kadar özlediğini ve haksız yere suçlandığını anlattı.
O Jake falou com a sua adorada imprensa, lágrima nos olhos ; contou ao mundo, quanto sentia a falta da sua menina e como foi injustiçado.
Bir gece önce gözlerinde görmüştüm.
Eu vi nos olhos dele, na noite anterior.
Dün gece, bir yastık alıp yüzüne doğru yaklaştırdım sonra ona baktım, bunu yapmamı istediğini gözlerinde görebiliyordum ama yapamadım.
Ontem, agarrei numa almofada para a matar, e olhei para ela, e vi nos seus olhos que queria que eu o fizesse, mas não consegui.
Bunu gözlerinde görebiliyorum.
Vejo nos olhos dele.
Şöhret Genç kızın gözlerinde
Glória Nos olhos de uma rapariga
Ve senin gözlerinde onu görüyorum.
E eu vejo-a nos teus olhos!
Yaşlılığın bile çalamadığı tek bir şey var, o da gözlerini bilgi dünyasına açanların gözlerinde gördüğümüz mucizeleri öğretme armağanıdır, mucizeler gerçekleşebilir, buna izin verirseniz.
Mas há uma coisa que nem mesmo a velhice nos pode tirar : A dádiva... de ensinar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]