Gıdın translate Portuguese
14,009 parallel translation
Bir şeyleri satın alma olayının gücün yerine geçen bir şey olduğunu ve dış otorite konusunda pek iyi olmadığını göz önünde bulundurursak gelişme var demektir.
Admitir que o facto de comprar é um substituto do poder e que não lidas bem com a autoridade externa é um progresso.
D - A-N-Z-I-G.
D-a-n-z-i-g.
10 milyar doları yönetmeye başladığında, paranın yarısını dışarıdan almıştın.
Passou de gerir 10 mil milhões para metade.
Uğraştığınız konu dışında bir şeyler bulmayı başardım.
Crimes extracurriculares.
Tara Mohr'un savcılıktan dışarı bilgi sızdırdığını nasıl öğrendin?
Como desconfiaste da Tara Mohr?
Tanıdığım en havalı insansın.
És a pessoa mais porreira que conheço.
İki tanıdığınız ve avukat Patricia de Lucas'la olan ilişkiniz hakkında birkaç şey sormamız gerekiyor.
Queremos questioná-lo sobre duas pessoas e sobre a sua relação com a advogada Patricia de Lucas.
Sabah uyandığında yataktan çıktığın an vücudundaki tüm hücrelerin ağrıdığını hissettin mi hiç?
Alguma vez acordaste de manhã e, mal sais da cama, doem-te todas as moléculas do corpo?
Silah taşıyıp taşıdığını anlamak için süslü duyulara ihtiyacım yok.
Não preciso de sentidos especiais para saber que deve estar armado.
Kimi zaman yalnızca dışarıdaki dünyanın beni çağırdığını hissediyorum.
É que às vezes sinto que o mundo lá fora me chama...
Bak Destin, buradan dışarı çıktığım an arkadaşların meselenin ne hakkında olduğunu merak edecek.
Olha, Destin, Daqui a nada, vou sair daqui e os teus amigos vão querer saber o que se passou aqui.
Yani, iddia makamının testlerinizin ruhsal çöküntünün kanıtı olamayacağına, aynı zamanda onun ırkçı ya da psikopat birisi olma ihtimalini dışlamadığı yönündeki endişelerine ne diyorsunuz.
Afirma, em relação à acusação, que os seus testes não provam esgotamento mental nem excluem a hipótese de ser racista ou psicopata.
Detektif, sanığın adına kayıtlı bu tabanca, olay yerinde bulunan mermilerin ateşlendiği silah mıdır?
Detetive, é esta a pistola, registada em nome do acusado, a arma de fogo que disparou as balas encontradas no local?
Tanımadığın bir insanı öldürmekten kötü tek şey tanıdığın birini öldürmektir.
Pior do que matar um estranho é matar alguém conhecido.
Yani savunma, sanığın eylemlerinin, çalışma koşullarınca tetiklendiğini bunların irade dışı yapıldıklarını ve dolayısıyla yasalarca cezalandırılamaz olduğunu iddia ediyor.
Portanto... Afirma a defesa que as condições laborais do acusado despoletaram isto, foram atos involuntários e não puníveis por lei.
Bay Labuschagne, mahkemeye bu kadar iyi tanıdığınız ve asılmaması gerektiğine inandığınız Eben'in boynunu ölçerken ne hissettiğinizi anlatın lütfen.
Sr. Labuschagne, diga ao tribunal o que sentiu, pessoalmente, ao medir o pescoço do Eben, quando o conhecia bem e achava que não devia ser enforcado.
Ancak bu yola başvurmam gerekmeyecek çünkü burada taşıdığınız şeye rağmen o kadar da farklı değiliz.
Mas não preciso de chegar a esse ponto. Porque apesar do que está aqui, não somos assim tão diferentes.
- Birini tanıdığını sanırsın.
Uma pensa que conhece alguém...
Ve o sana köpek vereceğini biliyordu. Bunu senin yanında taşıdığın sürece Başka bir dişi alamayacağını söyledi.
e, ela sabia que ao te dar o cão, e que enquanto estiveres com ele, é pouco provável que arranges outra gaja.
Um, acil ses çıkarmaya niyetim yok, Ama otellerin dışında yaşamaktan bıktım Ve bir sürü insanın zaten taşınmaya başladığını gördüm -
Não quero que parece que tenho urgência mas, estou farto de viver em hoteis e, vi algumas pessoas a mudaram-se para aqui... claro, claro.
Tanıdığım biri bana, "Senin kavgacı birine ihtiyacın var,... İngiltere'de bu Anthony Julius demek," dedi.
Alguém que eu conheço disse-me : "Precisas de um cão de ferro-velho " E em Inglaterra esse é Anthony Julius. "
Bize tanıdığın zamandan.
O tempo que nos deres.
Peder Esparza olağan dışıya şahit olduğuna inandığını söylüyor.
O padre Espaza diz que você afirma ter visto algo extraordinário.
- Selam... Taşıdığın poşetlere bak! Komik görünüyorsun.
Olá, olha só todos esses sacos que trazes, é muito engraçado, pareces uma sherpa.
Beni evden dışarı çıkarttığınız için çok mutluyum.
Estou muito contente de que me tenham tirado de casa.
Taşıdığınızda, daire sizinle birlikte hareket ediyor.
Quando te moves, o círculo move-se também.
Madam d'Artagnan! Kapının vurulmasına alışığız.
Isto poderia condenar todos os presos, incluindo o D'Artagnan.
- Herhangi biri olabilir tanıdığın biri de olabilir.
- Pode ser coincidência ou alguém que conheças.
Beni tanıdığınızı sanıyorsunuz.
Pensas que me conheces.
Hayatında böyle birşey görmedin. Dışarı baktığında tek duyacağın şey...
Se for um gato, vou até lá e dou-lhe um pontapé.
Dışarı çıktığımızda, yaşlı insan şeyleri yaparız. Ben ve arkadaşlarım bir salona gittiğimizde, bakın bu gerçek hikaye.
O meu amigo Joey diz : "Têm sorte por não termos uma mesa de pingue-pongue, porque se tivéssemos, eu dava cabo de vocês todos."
İş ve özgürlük için epeydir beklenen yürüyüş Washington DC'de başladı. Ve 100.000'i bulması beklenen kalabalığın yarısı kadarı şu anda bulunduğumuz Constitution Caddesi'nden Lincoln Anıtı'na doğru ilerliyor.
A muito aguardada marcha por empregos e liberdade, em Washington D.C., começou e cerca de metade das 100 mil pessoas previstas descem a Constitution Avenue em direção ao Lincoln Memorial, onde nos encontramos agora.
Sahanın içinde veya dışında yaptığımız her şey, sadece - birbirimiz için var olmak ve birbirimize destek olmak içindir.
Dentro ou fora de campo, tudo aquilo que fazemos, é uns pelos outros, e estarmos ali pelos outros.
Belki sen dışarı çıktığın zaman üniversiteyi bitirmiş olurlar.
Devem estar a acabar a universidade, quando for solto.
Dört saat boyunca sırtımda çanta taşıdım, keskin sigara kokunuzu aldım ve 35 derece sıcağın altında sizin birbirinize anlattığınız yalanları dinledim.
4 horas a carregar sacos e a cheirar fumo de charuto. E a ver-vos todos a mentir sobre a pontuação sob calor escaldante.
Daha önce üstünden geçtiğimizde orada bir tanıdığının olduğu hissine kapıldım.
Quando viemos, tive a sensação que ele conhece lá alguém.
Hjörtur hiç sana veya tanıdığın başka birine şiddet uygulamış mıydı?
O Hjörtur já foi... violento contigo ou com alguém que conheças?
Hjörtur hiç sana veya tanıdığın birine şiddet uyguladı mı?
O Hjörtur já foi... violento contigo ou com alguém que conheças?
Tabi insanlara karşı arkadaş canlısı olacak bir makine yaratma konusunda güvendiğin bir tanıdığın yoksa.
A não ser, claro, que confies em mais alguém para construir uma que vai ser agradável com a humanidade.
Dışarı çıktığınız an başınız büyük dertte olacak.
No momento em que sair lá fora, é um homem marcado.
Sizi inanılmaz yapan şey hepimizin yaşadığı bu komanın dışına çıkmış olmanız.
O que vos torna incríveis é o facto de terem viajado para fora deste coma em que todos estamos.
Yanında taşıdığın bir şey.
É algo que transportamos connosco.
Birbirimizi tanıdığımız belli olmasın.
Não pode parecer que nos conhecemos.
Bir gıdım Kum Solucanı'na kendini sattın.
Um pouco de verme d'areia e já é de qualquer um.
- Pencereden dışarı baktığınızda en çok ne görüyorsunuz?
Para onde estás a olhar, Pedro?
İlk kez kullandığımda, omzumun... ne kadar ağrıdığını hala hatırlıyorum.
Ainda me lembro o quanto magoei o ombro quando a disparei a primeira vez.
Sadece yığınların arasına girip insanları dışarı çıkardım.
Só por ter corrido do banco e puxar as pessoas para fora.
Neden dışarıda tutuluyorum bilmiyorum ama bu hiç hoş değil. Çünkü işleri batırdığınızda dönüp dolaşıp yine bana patlayacak.
Não sei porque fico sempre de fora, mas não está certo, porque quando vocês lixam tudo, vai acabar tudo em cima de mim.
Dışarıda gezip hayatta kalanların kamplarına saldırdığımızı hatırlıyor musun? Beni nasıl eleştirdiğini?
Lembras-te quando saíamos e atacávamos campos de sobreviventes, como te tornavas moralista?
İmzaladığınız belgelerde belirtildiği üzere, borsada yaptığınız tüm yasa dışı işlemleri açıklayacaksınız. Bilhassa da Axe Sermaye ile ilgili olanları.
Como os documentos que assinou dizem, vai contar tudo o que fez de ilegal em títulos financeiros, principalmente tudo o que esteja relacionado com a Axe Capital.
Yakaladığımız adam yasa dışı yayın yapıyordu, evet ama isyanınızın beyni olduğundan şüpheliyim.
Ele andava a fazer transmissões piratas, sim, mas... Duvido muito que seja ele o líder da insurgência.
gidin 1159
gidin burdan 16
gidin hadi 44
gidin şimdi 29
gidin buradan 303
gidin lütfen 20
gidin artık 42
gidin başımdan 60
gidin burdan 16
gidin hadi 44
gidin şimdi 29
gidin buradan 303
gidin lütfen 20
gidin artık 42
gidin başımdan 60