Haftaya translate Portuguese
3,894 parallel translation
- Bir haftaya çıkmış olur kadın.
Ela vai sair em uma semana.
Haftaya o kır evine gelmeyeceğim ben.
Não vou à cena do lago no próximo fim de semana.
Önümüzdeki haftaya randevu alsın.
Os sintomas passaram. Marque uma consulta nesta semana.
- Haftaya görüşürüz.
- Vejo-a na semana que vem. - É.
Gelecek haftaya kadar bir tetkikçi gönderemezlermiş. Sen nereye gidiyorsun?
Só podem mandar um perito na semana que vem.
Bir omurgamı çatlattım sadece. Anne, dikişleri haftaya atacak.
A Anne tira os pontos na semana que vem.
Pekala. Richmond'a bir haftaya gideriz. Burada kafayı yiyeceğim.
Estamos aqui há uma semana.
- Haftaya gidiyorum.
Parto na próxima semana!
Belki üstünde çalışmak için bir haftaya daha ihtiyacın vardır.
Talvez precises de passar mais uma semana num workshop.
Haftaya yemeğe gelmeyeyim.
Não virei ao jantar na próxima semana.
Haftaya golfe gidelim mi, Marv?
Golfe, no fim de semana, Marv?
Haftaya bu zamanlarda, bambaşka bir kadın olacaksınız.
Por esta altura, na próxima semana será uma mulher diferente.
Dört haftaya iş gitmiş olur.
O trabalho já desapareceu em 4 semanas.
Kayın validemle geçirdiğim bir haftaya benziyor.
Isso parece-me uma semana com a minha sogra.
Bir haftaya kalmaz çıkarım.
- Saio numa semana.
- Ben de öyle ama iki haftaya unutur.
Eu também, mas ela vai esquecer tudo em duas semanas.
"Haftaya Londra'ya geliyorum ve detayları duymak için sabırsızlanıyorum"
Irei a Londres para a semana e quero saber todos os pormenores. " Eu não estava a acreditar, entende?
Haftaya görüşürüz. Kendinize iyi bakın.
Vejo-vos a todos na próxima semana.
Neyse, haftaya görüşürüz.
Vejo-o na próxima semana.
Provalar haftaya başlıyor.
Os ensaios começam para a semana.
Bir iki haftaya İsrail'in ihtiyacı olan, Natanz'daki İran'ın nükleer tesislerini zenginleştirme işini çözecek bunker busterları göndermeye hazır olacağız.
Mais uma semana ou outra, e estaremos prontos a entregar uma bomba anti-bunker que Israel necessita para acabar com o enriquecimento nuclear do Irão, em Natanz.
Sadece bu haftaya ait 500 tane mesaj vardı. Hadi be!
Mais de 500 mensagens de texto só nesta semana.
Haftaya başlasa iyi olur.
Talvez ela poderia começar na próxima semana.
Eğer bilmek istiyorsan haftaya emlâk ruhsatı sınavına gireceğim bu sefer başaracağıma dair içimde harika bir his var.
Se precisas de saber, vou fazer o meu teste para a licença de mediação imobiliária, e estou muito confiante desta vez.
geçen haftaya kadar buradaydı çünkü adamın biri başka nerede Venedik gözlüğüne basabilir ki?
Porque onde havia um emigrante de tropeçar num vidro de Morano?
Ayrıca haftaya da onunla kalacaklar.
E esta semana, vão ficar em casa dela outra vez.
Haftaya kadar gelmeyeceğini sanıyordum.
Pensei que só vinhas para a semana que vem.
Aslında haftaya perşembe gününe kadar.
Na verdade, só até quinta-feira.
Bir sonraki projem için, haftaya bir personel avcısıyla görüşeceğim ama o zamana kadar ne olacak ki be?
Vou ter uma entrevista com um recrutador na próxima semana para delinear o meu próximo projeto, mas até lá... Que diabo...?
Hem haftaya baban dönecek, Ted'in de personel avcısıyla görüşmesi var.
Além disso, na próxima semana, o teu pai está de volta. E o Ted tem a entrevista com o recrutador.
- Haftaya ehliyet başvuru belgesini alıyor.
Vai tirar a carta de condução na próxima semana.
Önümüzdeki haftaya kadar kullanmıyor.
Não até a próxima semana.
Geçen sefer 12 haftaya kadar taşıdım ki benim için büyük gelişmeydi ama dokuz ay- - Sanki hiç geçmezmiş gibi.
Da última vez consegui 12 semanas, o que foi um grande avanço, mas nove meses são uma eternidade.
Haftaya yeni bölüm yok.
Sync 1080P WEB DL :
Bir kaç haftaya kadar bisiklet çevirme derslerine devam edebileceğim.
Mahalo. Mais duas semanas, e posso retomar as minhas aulas de spinning.
Haftaya bir gün Rhys'i eve götürmeniz mümkün olabilir.
Talvez possa levá-lo para casa na próxima semana.
Haftaya mı? Evet.
Na próxima semana?
32. haftaya kadar mı? Çünkü bebekler doğuma hazır değiller.
Os bebés não estão preparados.
Önümdeki altı haftaya kıyasla bir şey değil.
Não é nada comparado com as seis semanas que ainda vão vir.
Haftaya gideceğim.
Vou pescar no próximo fim-de-semana.
Hey, baba Hannah'nın dans gösterisi haftaya biliyor musun?
Ela está na fila do meio. Sabias que o espectáculo de dança da Hannah é para a semana?
Bir haftaya kadar gözün biriyle gayet iyi, diğeriyle idare edecek kadar görürüm.
Dentro de uma semana, conseguirei ver bem de um olho e quase do outro.
Çin'e gidebilecek kadar para biriktirmiş. Aslında geçen haftaya kadar gidebilirmiş de.
Ela finalmente poupou o dinheiro suficiente para uma viagem à China, na verdade, ela deveria ter embarcado na semana anterior.
Oturuyordum, yani geçen haftaya kadar.
Bem, eu vivia. Até à semana passada.
Haftaya görüşürüz.
Vemo-nos para a semana.
Haftaya görüşürüz o zaman.
Então, vamos vê-lo na semana que vem?
Beni görmeye gel! Haftaya bir çay içeriz.
Tomaremos um chá na próxima semana!
Demem o ki tüm kontrol odası haftaya doğum günü olan bir grup altı yaş çocuğu gibiydi.
Todos, na sala de controlo, parecem miúdos de seis anos, cujo aniversário é na próxima semana.
Bir haftaya aynı kamyonda öleceklerini söyledin.
Disse que iam morrer na mesma carrinha, daqui a uma semana.
"Haftaya Londra'ya geliyorum ve detayları duymak için sabırsızlanıyorum"
Com amor, pai. "
Moray, haftaya av mevsimi başlıyor. Sen de bize katılsan ne güzel olurdu.
Sra. Brookmire, posso propor que deixemos as vulgaridades do dinheiro para uma senhora da sua estima e simplesmente anotemos suas compras para quitação futura?