Hamile translate Portuguese
9,417 parallel translation
Onun yumurtalarını dölledi, kız hamile.
Ele recolheu óvulos dela e ela está grávida dele.
- Helena'yı hamile mi bıraktı?
- A Helena está grávida dele?
Çöle düşen hamile kız masalını duydun mu hiç?
Sabes a história da rapariga grávida que caiu no deserto?
Hamile olduğumu sen mi söyledin?
Disseste-lhe que eu tenho um bebé?
Biliyorsun, onun kabiliyetsizliği yüzünden laboratuvar ortamında hamile kaldım.
Não era. Tu sabes que foste concebida através de fertilização in vitro por causa da fraca mobilidade dos espermatozoides dele.
Sen klinikte babamı kandırdını sanarken aslında bir klona hamile bırakıldın.
Achas que enganaste o pai na clínica de fertilidade? Não, foi implantado um clone.
Hamile olduğumu söyledim.
Eu disse que estava grávida.
- Hamile, bekar bir kadın cinsel aydın... - Cinsel aydınlanmanın öncüsü olamaz. Evet, Bill.
Uma mulher grávida e solteira não podes ser o porta-estandarte... do esclarecimento sexual.
Kocam, kalbini saklı tutarak başka bir kadını hamile bırakabileceğini düşünüyor çünkü kalbi bana ait.
O meu marido pensa que pode conceber uma criança com outra mulher e reservar parte do seu coração para o vai guardar para mim.
İkisi de seni bayağı bayağı hamile gösteriyor.
Ambos fazem-te parecer muito, muito grávida.
- Hamile, bekar bir kadın cinsel aydın...
Uma grávida, mãe solteira, não podes ser o porta-estandarte...
Kızın hamile kalabileceği bir zaman.
Oh, é quando uma rapariga pode ficar grávida.
Eğer karısı hamile olsaydı, muaf olurdu.
Se a sua esposa engravidasse, ele seria dispensado.
Ne zaman hamile kalmayı denemeye başladınız?
Quando começaram a tentar conceber?
Bayan Wilson 34 haftalık hamile.
Mrs. Wilson está grávida de 34 semanas.
O şerefsiz kocam beni hamile bıraktığında anneni de hamile bıraktı.
Aquele cabrão do meu marido, engravidou a tua mãe ao mesmo tempo que me deixou.
Hamile bir anneyi şimdi kızdırmak istemezsin, değil mi?
Não ias querer enfrentar uma mulher grávida, pois não?
Ama sen hamile değilsin.
Mas não estás grávida.
Onu hamile bıraktığından emin ol. Çocukların babasını tanıymayacak.
Vê se a engravidas para os teus filhos nunca conhecerem o pai.
Sana hamile olduğumu öğrendikten sonra karnım belli olmadan bir an önce ayrılmamız gerektiğini söyledim.
Quando descobri que estava grávida de ti, disse-lhe que tínhamos de ir mais cedo, antes de se notar.
Bulsam da zaten beni hamile bırakıp terk edeceğine adım gibi eminim.
Provavelmente, ele deixava-me de coração partido e grávida.
- Onu hamile bıraktın.
- Engravidaste-a.
Bildiğin gibi çocuğum yok. Hamile kaldım ancak bebeği doğuramazdım.
Como sabem, nunca tive filhos.
Hamile olduğunu öğrendiğinde bile onlara bir şey söylememiş.
E fez isso tão bem que não disse quando descobriu da gravidez.
Bu yüzden sana yardım etmemi örneğin, hamile kaldığını nereden bildiğimi söylememi istiyorsan adam akıllı düşünmen gerekiyor ve bu da ilaç olmayacak demek.
Se queres que ajude e diga como sei que ela estava grávida, tenho de estar lúcida, e isso significa nada de pílulas.
Hamile olduğunu nereden biliyordun?
- Como sabias da gravidez dela?
Hamile olduğu dönemden olmak zorunda.
Tem que ser de quando estava grávida.
Onlardan biri hamile.
Uma mulher está grávida.
Mağarada hamile bir kadın var.
Mulher grávida na caverna.
Uzaya 13 aylığına tek başına gittiğini ve hamile döndüğünü söylüyorsun. Evet.
Estás a dizer que ficaste no espaço sozinha durante 13 meses e voltaste grávida?
O kadınları hamile bırakıyor, bu da onları öldürüyor.
Ele anda a engravidar essas mulheres, e, de facto, a matá-las.
Son üç ay içinde hamile kaldıysanız deney ortamında geçen ölümcül bir patojen olan EVH-789 virüsünü taşıyor olma tehlikeniz var.
Se engravidou nos últimos 3 meses, pode estar a transportar o vírus EVH-789, um patogénico mortal transmitido por in vitro.
Son ay içinde hamile kaldıysanız deney ortamında geçen ölüm bir patojen olan EVH-789 virüsünü taşıyor olma tehlikeniz var.
Se engravidou nos últimos 3 meses, pode estar a transportar o vírus EVH-789, um patogénico mortal transmitido por in vitro.
Ve hamile bir kadın "Şefin salatası" dediğinde ben de "küflü peynir mi çift mi?" derim.
E se uma grávida diz "Salada do Chef", - eu digo, "Com que molho"?
Son üç ayda hamile kaldıysanız...
Se engravidou nos últimos 3 meses...
Hamile.
Está grávida.
Kızımız hamile.
A nossa filha está grávida.
İnsanları hamile bırakmanın ölmelerine neden olduğunu anlamamıştık.
Não sabíamos que engravidar mulheres humanas, causava-lhes a morte.
Meleze hamile kalıp da hayatta kalan her kadının başına bu mu geliyor?
Isso acontece com todas as gestações híbridas?
Nöbetçilerden birinden hamile mi kalayım?
Engravidar de um guarda? Porque é que estamos aqui?
- Ama seni hamile bıraktı.
- Mas, ele engravidou-te.
Hamile misin?
Estás grávida?
Bundan sonra istemezsen hamile kalmayacaksın.
Nunca mais voltarás a engravidar, se não tentares.
Eğer Mary hamile kalırsa, kimin çocuğu olduğu hakkında hiçbir şüphe kalmamalı.
Se a Maria der por si de esperanças, não pode haver qualquer dúvida sobre a paternidade da criança.
Hemen hamile kalan rahminle bana gösteriş yapma.
Não me ostentes o teu ventre farto.
Tecavüzden hamile kaldığın için mi korkuyorsun?
Estás com receio de teres engravidado do teu agressor?
Nasıl olduysa, Kule Soygunu'nu izlerken ayağım hamile kalmış.
Parece que o meu pé ficou grávido a ver "Alta Golpada".
Hamile misin?
Estás grávido?
Hamile ve eski bir cadıya bu şekilde evlenme teklif edemezsin.
Não podes fazer isso com uma ex-bruxa grávida.
O hamile.
Ela está grávida.
Hala kilitli ve hamile.
Ainda presa, ainda grávida.