Hanımefendiler translate Portuguese
109 parallel translation
Hanımefendiler beni etkilemez.
As senhoras nunca me atraíram.
Hanımefendiler!
Mulheres!
Balıklar çok şanslı çünkü güzel hanımefendiler tarafından tutuldular.
O peixe é que tem sorte por estar nas mãos de meninas tão bonitas.
İşte bu kadar hanımefendiler ve beyefendiler
É tudo, senhoras e senhores. É tudo.
- Siz rahatınıza bakın. - Al, hanımefendiler sana emanet.
- Agora, ponham-se à vontade e, Al, dás-lhes toda a atenção.
Siz hanımefendiler hamile ve benim hizmetime muhtaç değilse, kendi işinize bakmanızı öneririm.
E, a menos que todas estejam grávidas e precisem dos meus serviços,....sugiro que cuidem de suas vidas.
Hanımefendiler yabancılarla konuşmazlar.
Não fica bem uma dama conversar com estranhos.
Bayan Wright ve Bayan Dobie nazik hanımefendiler ve çok da iyi öğretmenler.
Senhorita Wright e Senhorita Dobie são jovens agradáveis e boas professoras.
Hanımefendiler, yeni dostumuzla tanışın.
Milady, este é o novo rapaz.
Hanımefendiler, bu yeni kiracımız Bay Oliver Twist, hizmetinizde.
Milady, este é o novo hóspede, o Mr. Oliver Twist.
Verona'da. senden genç olan saygın hanımefendiler çoktan anne oldular.
Outras mais novas, aqui em Verona, são senhoras de respeito e já mães.
Hanımefendiler!
Então, minhas senhoras?
Hanımefendiler kavga başlatmazlar. Ama sona erdirebilirler.
Mocinhas nunca começam nenhuma briga, mas acabam com elas.
Soylu lordlarım ve hanımefendiler efendim Don Kişot...
Nobres senhoras e meus senhores. Meu amo, Dom Quixote...
Günaydın hanımefendiler.
- Sim. - Bom dia, caras senhoras.
Hanımefendiler beylere hediye veriyorsa, diğer beylere aradan çekilmek düşer.
Quando uma dama obsequeia um cavalheiro, é altura do outro se retirar.
Bayanlar ve baylar,... hanımefendiler ve beyefendiler,... saygın aileler,... seçkin hanımlar :... burada Pafnucio'nun gerçek hikayesi başlıyor,...
Senhoras e Senhores, Damas e Cavalheiros, respeitáveis famílias, distinguidas senhoritas : aqui começa a verdadeira história de Pafnucio,
- Hoş hanımefendiler nasılsınız? - Harikaydın.
- Como estão, minhas lindas?
İyi akşamlar hanımefendiler.
- Boa noite, meus queridos.
" Campton'lu Hanımefendiler bu şarkıyı söyler...
As Camptown Ladies Cantam esta canção
Lordlarım, hanımefendiler, beyefendiler ruhunuzun cömertliği için teşekkür ederim.
Senhores, damas e cavalheiros obrigado pela vossa generosidade de espírito.
Hanımefendiler, beyefendiler.... az önce hava saldırısı sinyali verildi.
Senhoras e senhores.... o aviso de ataque aéreo acaba de soar.
Lordlarım, hanımefendiler, beyefendiler dilimizin bu en büyük trajedisine gösterdiğiniz ilgi için teşekkürler.
Senhores, senhoras e cavalheiros obrigado pela forma como receberam a maior tragédia da nossa língua.
Siz hanımefendiler bu Yağlılarla vaktinizi harcarken neler yapıyorsunuz bakalım, ha?
O que estão as senhoras a fazer com estes Greasers?
Peki, hanımefendiler sözlerini tutarlar mı? Ne demek istiyorsun?
As damas também cumprem?
Au revoir, mes dames. ( Görüşmek üzere, hanımefendiler. )
Au revoir, minhas senhoras.
Hanımefendiler cinayet işlemez mi sanıyorsun, mon ami?
E o meu amigo acha que as senhoras não cometem assassinatos?
Hanımefendiler yakalanmaz.
As senhoras não são desmascaradas.
Hanımefendiler ve beyefendiler, hepinizin bildiği gibi dün bir trajedi yaşandı,
Senhoras e senhores, todos nós temos conhecimento da tragédia que ocorreu ontem
Çünkü hanımefendiler, yardım için hep Poirot'a başvururlar.
É que as senhoras procuram sempre a ajuda de Poirot.
- Hanımefendiler çimdikler. Fahişeler allık kullanır.
As senhoras beliscam, as prostitutas é que se maquilham...
Shannon, hanımefendiler ve ben piyano çalmanı istiyoruz.
Shannon, as senhoras e eu gostaríamos que você tocasse o piano.
- Bu taraftan, hanımefendiler.
Por aqui, minhas senhoras.
Hanımefendiler, beyefendiler.
Minhas senhoras, meus senhores.
Affedersiniz, hanımefendiler.
Desculpem-me, meninas.
Hanımefendiler, beyefendiler.
Senhoras e senhores, o chá está servido.
Las Vegas için saat biraz erken... ama kumar endüstrisindeki hanımefendiler ve beyefendiler...
Ainda é cedo para Las Vegas... mas quero dar as boas-vindas a toda a indústria do jogo...
En az hanımefendiler kadar ahlakları bozulmuş durumda.
São tão depravadas como as senhoras da alta sociedade.
Hanımefendiler ve beyefendiler Fritz Hermann Virginian gemisine hoş geldiniz der ve Atlantik caz orkestrasıyla size eğlenceli akşamlar dilerim!
Senhoras e senhores, eu sou Bill Douglas e dou-vos as boas-vindas a bordo do Virginian e desejo-vos uma noite agradável na companhia da Atlantic Jazz Band!
Hanımefendiler ve beyler. Fritz Hermann, Virginian gemisine hoş geldiniz der ve Atlantik caz orkestrası ile eğlenceli bir akşam geçirmenizi diler!
Senhoras e senhores... o maestro Bill Douglas, dá-vos as boas vindas a bordo do Virginian.
Beyler, hanımefendiler, Dikkat lütfen.
Damas e cavalheiros, a voça atenção, por favor.
İyi günler, hanımefendiler.
Boa tarde, minhas senhoras.
Üst Mahkemede hizmet veren seçkin hanımefendiler ile beyefendiler tekrardan kürtaja dönülüp dönülmeyeceğini konusuyla uğraşmazlar.
A bela gente que trabalha no Supremo Tribunal, agora atulhado de juízes de direita, não tem nada que decidir se as mulheres deste país terão de recorrer a abortos feitos nos becos ou...
Hanımefendiler asla dalga geçmez.
- As senhoras nunca brincam.
17. yüzyılda hanımefendiler kuşkonmaz yemezlermiş.
Sabia que no séc. XVI, as senhoras finas nunca comiam espargos.
Hanımefendiler, lütfen.
Minhas senhoras, por favor...
Bu hanımefendiler bekarlığa veda etmeyi kutluyorlar.
Essas senhoritas celebram uma despedida de solteira...
Bizde hanımefendiler beyefendiler ve iş bilen herkes var.
Temos vagabundas pessoal da pesada toda a gente anda armada.
Hanımefendiler...
Meninas!
Kendini bir şey sanıyor... Hepsi hanımefendiler gibi giyinmişler.
Lmaginou que era importante, toda vestida como uma senhora.
Oh, hanımefendiler, Üzgünüm.
Peço desculpa, minhas senhoras, não vos tinha visto.