English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ H ] / Hapis

Hapis translate Portuguese

3,049 parallel translation
Silahlı soygunu, saldırıyı, ekonomik terörü unut gitsin ve birkaç ufak tefek hapis cezasını da. Elimizde 7 cinayet var beyler.
Esqueçam assalto à mão armada, ataque, terrorismo, e várias prisões perpétuas de acusações menos importantes... senhores, temos sete acusações de assassínio.
Silah bulundurmaktan ve cinsel istismardan hapis yatmış.
Cumpriu pena por posse de armas e agressão sexual.
Tüm cinayetleri işleyen Crewes'un kendisiydi, ancak dün geceki cinayet için başka birini buldu, böylelikle hapis cezasını hafifletmeyi amaçladı.
o Crewes cometeu os crimes originais sozinho, mas mandou alguém tratar das mortes de ontem, para que talvez pudesse ter a sua pena comutada.
Ve itirafıma gelirsek, evet, Yasal avukatım beni garantiye alınmış ömür boyu hapis cezasından kurtaracak tek yolun bu olduğuna ikna ettikten sonra itiraf ettim.
E a minha confissão dei-a depois do meu advogado me convencer que era a única forma de evitar uma pena perpétua garantida.
Crewes'un ilk ve tek hücre arkadaşı müebbet hapis yatıyor.
O único companheiro de cela do Crewes cumpre prisão perpetua sem condicional.
On yıl hapis yatardım, kolayca yırtardım.
Podia apanhar 10 anos, aguentava facilmente.
Sanırım ona müebbet hapis cezası vereceğiz.
Acho que temos de condená-lo a prisão perpétua.
Yaptıkları sayesinde ünlü bir gangster hayatının sonuna dek hapis yatacak.
Por causa do que ele fez, um famoso mafioso foi para a prisão pelo resto da sua vida.
Briggs'in müebbet hapis cezası almasını sağlayacak kadar delil toplamıştım. Ama ondan itiraf almamız işi garantileyecekti.
Já tinha quase juntado provas suficientes para prender o Briggsaway para sempre, mas sabia que uma confissão gravada tornava o caso um assunto arrumado.
Neden ve nasıl olduğunu bulana dek seni serbest bırakmayacağım. Hayatının sonuna kadar hapis yatman gerekse bile!
Por isso, não, não o vou deixar ir até descobrir como e porquê, mesmo que tenha que trancá-lo para o resto da sua vida!
Karakol ya da hapis gibi dünyevi b.klar adama hiç ilişemiyor.
O homem está acima da merda terrena como esquadras de polícia e cadeias.
Özelleştirilmiş Hapis.
Encarceramento privatizado.
Rottmayer kod adı yüksek güvenlikli hapis demek.
Rottmayer significa "Encarceramento de segurança máxima".
İkimiz de yeterince hapis yattık.
Nós os dois cumprimos a nossa pena.
Belki her şeyi düzgün yapmadım ya da üniversiteye gidip, senin gibi harika bir hayatım olmadı. Ama dışarıda bakamadığım bir çocuğum var, çünkü boktan avukatım ve bölge savcısı beni sikip şartlı tahliyesiz ömür boyu hapis cezası verdiler. Hak etmediğim halde.
Talvez não tenha feito tudo bem... ou ido para a faculdade ou tido uma vida perfeita como você... mas, tenho uma filha lá fora que não vou criar... porque o meu advogado deixou que o Ministério Público me tramasse... condenando-me a prisão perpétua sem condicional sendo que eu nem sequer estava lá.
Orada oturan bir insan var. Ömür hapis yatıyor. Ofisinizin doğruluğunu kabul etmediği bir ifadeye dayanarak.
Há um ser humano aqui sentado a cumprir uma pena de prisão perpétua... com base no testemunho que o seu gabinete contestou.
Bence böyle daha iyi olmuş. Böyle iğrenç bir adam ömür boyu hapis cezasında yıllar boyu televizyon seyredip şişmanlayacaktı.
Digo que é melhor assim, esse homem horrível, iria passar anos no corredor da morte a ver TV e a engordar.
Benim evsiz, beş parasız karısını ve çocuğunu kaybetmiş, dört yıl hapis yatıp çıktığında boktan bir kanserden ölmüş olduğunu öğrenmiş olmam.
Eu sem tecto, sem dinheiro, sem mulher, sem filha, quatro anos na prisão e depois descobrir que morri com um cancro merdoso qualquer!
Ömür boyu hapis cezasına çarptırabiliriz.
Podemos o prender para o resto da vida dele.
Cobra Commander'la Destro'nun bulunduğu hapis nerede?
Onde fica a prisão onde estão o Comandante Cobra e o Destro?
Bu suçun cezası lanet olası avukatının becerisine göre 5 ile 15 yıl arası hapis.
Terás direito de 5 a 15 anos Depende do teu defensor público.
25 yıl tahliyesiz hapis cezası demektir.
Vai de 25 anos a perpetua, baby.
Jacob Sternwood'un bir şeyi ilelebet sürecekse, o da hapis cezası olmalıdır.
A única coisa duradoura no Sternwood devia ser a pena dele.
Bekle, bekle, hapis olayını biliyordun zaten, meclis de biliyordu, değil mi?
Espere. Sabia sobre os nossos antecedentes, - assim como o comissário, certo?
Hapis çetesinin dövmesi bu.
É uma marca de um gang na prisão.
Biliyor musun, bazı ülkelerle müebbet hapis 20 sene sürer. Hangi ülkelerde?
Em alguns países a sentença para a vida, significa 20 anos.
İnfazsız Hapis.
Incarcerate Cannot Execute ( Presos que não podem ser executados ).
Quantico'daki Deniz Piyadesi Tugayı'nın hapis kurallarını bilmiyorum.
Não sei as regras da solitária daquela prisão em Quantico.
Bradley Manning 3 yıldan fazla bir süre yargılanmadan hapis yattı.
Bradley Manning esteve detido sem julgamento durante mais de três anos.
Müebbet hapis.
Prisão perpétua.
Dönmek istediğim son yer de hapis.
Não quero nada lá voltar.
Bu yayının tekrarı veya izinsiz kullanımı halinde ölüm cezası, 15 yaşın altındakiler içinse müebbet hapis cezası uygulanır.
Qualquer retransmissão ou uso não autorizado é punido com morte ou prisão, se tiverem menos de 15 anos.
- Adam kaçırma ve tecavüz suçu 99 yıl hapis yatman anlamına gelebilir.
Bem, estou a dizer que uma acusação de rapto e violação, pode significar logo 99 anos.
Aşağı yukarı 10 yıI hapis yatacak.
Ela ficaria presa durante, aproximadamente, 10 anos.
Olay anında akıl sağlığın yerinde olmadığı için hapis cezası almayacaksın.
IRIM significa Inocente por Razões de Insanidade Mental.
Sonunun hapis olacağını bilmeliydi.
Ele devia saber que o coiro ia acabar por ir parar à cadeia.
Dört yıl hapis cezasına çarptırıldınız.
Você está condenado a quatro anos...
Ben senin yattığın gibi hapis yatamam.
Não consigo ficar preso como tu ficas.
Ben hapis yatmıyorum.
Não fico preso.
Ne idüğü belirsiz bir ihbarcı yüzünden burada hapis hâlindeyim.
Estou aqui trancado graças às acusações de um acusador anónimo.
Muhtemelen uzun süre hapis yatacak ve hadım edileceksin ama yine kafanda abuk sabuk şeyler var.
Enfrentas cativeiro prolongado e possível castração, mas concentras-te em trivialidades?
Hapis halimin devam etmesi ihtimaline karşın yapılmasını istediğim özel şeyler var.
Se o meu encarceramento continuar, há alguns desejos privados que preciso que sejam cumpridos.
Bana yüzüğünüzü verdi ama sizin hapis olduğunuzu... Sizin hapiste olduğunuzu gizliyor.
Ofereceu-me o vosso anel, mas manteve o vosso... manteve o vosso aprisionamento... secreto.
Üç yıllık hapis, o evden kurtulmaya değerdi.
Os teus três anos na prisão valeram por livrares-nos daquela casa.
Bütün sanıkların davasındaki ceza ömür boyu hapis cezası olacak.
A sentença, no caso de todos os acusados, será prisão perpétua.
Cumartesi günlerimi lezbiyen hapis muhafızları beni becersin diye otobüsle şehir dışına çıkarak harcadım.
Foi estúpido. Passei vários sábados presa num autocarro a caminho do sul, para entrar na prisão.
Senin için hapis yok, sürtük!
Para ti não vai haver cadeia, cabrão!
Bana Sonya ve diğerlerini nerede bulacağımı söyle ve bende senin acına hemen son vereyim ve seni uzun hapis cezasından kurtarayım.
Diz-me onde encontro a Sonya e os outros e tiro-te deste sofrimento mais depressa, poupo-te de um longo tempo na prisão.
ABDUWALI MUSE KORSANLIKTAN HÜKÜM GİYDİ VE ŞU AN INDIANA'DAKİ TERRE HAUTE HAPİSHANESİ'NDE 33 YIL HAPİS YATIYOR.
ABDUWALI MUSE FOI CONDENADO POR PIRATARIA E CUMPRE ACTUALMENTE 33 ANOS NO COMPLEXO PENITENCIÁRIO FEDERAL EM TERRE HAUTE, INDIANA.
- Ne? ! - Size 10 günlük hapis cezası veriyorum.
vai ficar na prisão por 10 dias.
En kötü senaryo, ertelenmiş hapis cezası olur.
No pior cenário, consigo-lhe pena suspensa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]