Holliday translate Portuguese
163 parallel translation
Doc Holliday, genelde.
Doc Holliday, básicamente.
- Dinle, şerif bozuntusu, burası Doc Holliday'in kasabasıdır ve o döndüğü zaman...
- onde deve estar. Esta cidade é de Doc Holliday, e quando ele regressar...
Doc Holliday.
Doc Holliday.
Bu da Doc Holliday, beyler.
Irmãos, este é Doc Holliday.
Doktor John Holliday'i arıyorum.
Procuro o Dr. John Holliday.
Yani Doc Holliday'i mi?
Quer dizer, Doc Holliday?
- Oh, Doc Holliday!
- Ah, Doc Holliday!
Ben Doktor John Holliday'i arıyorum.
Procuro o Dr. John Holliday.
- Doktor John Holliday.
- O Dr. John Holliday.
Doktor John Holliday.
Dr. John Holliday.
"Doc Holliday'i öldüren adam"
O homem que matou Doc Holliday.
Doc Holliday'in kadınıyım.
Sou a mulher de Doc Holliday.
Holliday nerede?
Onde está Holliday?
- Doc Holliday miydi?
- Doc Holliday ia na diligência?
Doktor Holliday.
Doctor Holliday.
Doc Holliday de onlarla.
Doc Holliday vem com eles.
- Doktor Holliday nerede?
- Onde está o Dr. Holliday?
- Holliday'e silah çekti.
- Apontou uma arma ao Holliday.
Beni iyi dinle Doktor Holliday.
Deixa-me dizer-te algo, Dr. Holliday.
SEVGİLİ OĞLUMUZ DOKTOR JOHN HOLLIDAY'E
PARA O NOSSO QUERIDO FILHO, DOUTOR JOHN HOLLIDAY
Holliday seni öfkelendirmeye çalışıyor.
O Holliday só está a tentar irritar-te.
- Holliday neden bekliyor sence?
- O que achas que o estará a empatar?
Doktor Holliday onunla poker oynadı.
O Dr. Holliday jogou pôquer com ele.
Doktor Holliday onun kardeşini öldürdü.
O Dr. Holliday matou o irmão dele.
Holliday'i tanıyor musun?
Conheceste o Holliday?
Holliday nerede?
Onde está o Holliday?
Holliday?
Holliday?
Görüşürüz Holliday, tabii hayatta kalırsan.
Voltaremos a ver-nos, Holliday, se você estiver vivo.
- Bay Holliday.
- Sr. Holliday.
Holliday, üzerinde silah var mı?
Holliday, dê-me a sua arma.
- Doktor Holliday beni ilgilendirmiyor.
- O Dr. Holliday não me diz respeito.
Doktor Holliday'i odasında tutuyorlar.
Apenas mantêm o Dr. Holliday lá em cima no quarto dele.
Doktor Holliday ve bayan arkadaşının Dodge Oteli'ne... yerleştiklerini öğrenmekle meşguldüm.
Estava ocupadíssimo a saber que o Dr. Holliday e a amiga... acabaram de entrar no Dodge House.
Doktor Holliday mi?
O Dr. Holliday?
Holliday, hayatımda birkaç aptallık yapmıştım.
Holliday, fiz algumas tolices na minha vida.
Kendimde nefret ettiğim her şeyi seviyor.
Tolera tudo o que odeio no Dr. Holliday.
Hoşgörü gösteremem Holliday.
Sem favores, Holliday.
Bak Holliday, burada yetki bende olduğu sürece... hiçbir çoban sınırı silahlı geçemez.
Olhe, Holliday, enquanto representar a lei aqui, nenhum daqueles vaqueiros passará o limite da cidade com uma arma.
Hayatta kimseye muhtaç olmadım. Doktor Holliday'e de olmayacağım.
Nunca precisei de ninguém na vida e não preciso do Dr. Holliday.
Dur bakalım Holliday.
Espere aí, Holliday.
Doktor Holliday ile geldiğin için hakkında epey laf çıkacak.
Vai haver muito falatório por viajares com o Dr. Holliday.
Holliday'e ne olmuş?
O que tem ele?
Holliday, Dodge City'de hayatımı kurtardı.
Salvou-me a vida em Dodge City.
Holliday kalacak.
O Holliday fica cá.
Holliday, Wyatt'a birazcık değer veriyorsan buradan gidersin.
Holliday, se respeita o Wyatt de todo, saia daqui.
- Doktor Holliday de yanlarında.
- O Dr. Holliday está com eles.
- Holliday ha.
- O Holliday?
Amerikan bozkırları Wyatt Earp, Jesse James, Bat Masterson... ve Doc Holliday gibi silahşor ve kanun kaçaklarının... isimleriyle yankılanırken, güzel ve işveli bir aktris... kumpanyasıyla beraber Batı'yı kasıp kavuruyordu.
Quando, no grande oeste americano se apregoavam os nomes, de pistoleiros como Wyatt Earp, Jesse James, Bat Masterson, e Doc Holliday, uma bonita e namoradeira actriz, arrebatou o oeste com a sua trupe de teatro.
Valance ve adamları dün nehri geçip, birkaç toprak çiftçisini, ihtiyar Holiday ve oğlunu öldürdü.
O Valance e seus homens atravessaram ontem o rio. Mataram dois agricultores. O velho Holliday e o filho.
- Dr. Holliday?
- Dr. Holliday?
Doktor John Holliday!
"DoctorJohn Holliday".