Icabına bakacağım translate Portuguese
366 parallel translation
Senin icabına bakacağım merak etme.
Em um momento estarei contigo.
Burada çalışmayacaksın. Bunun icabına bakacağım.
Não vai trabalhar aqui.
Edwardes'ı dışarı yollarken, "Burada oynamana izin vermeyeceğim burası benim mekanım, icabına bakacağım senin." demiş.
Ordenou ao Edwardes que saísse e disse : "Não permito que jogue aqui..." "este é o meu clube, Vou tramar-te".
Buradan yürüyerek çıkıp Büyük Ed'in icabına bakacağım.
Ainda irei sair desta prisão e, depois, cuidarei do Big Ed.
Büyük Ed'in icabına bakacağım.
Eu cuidarei do Big Ed.
Onun icabına bakacağım Cody.
Eu cuidarei dele, Cody.
Sonra icabına bakacağım.
Irei decidir mais tarde.
Onun icabına bakacağım.
Eu vou tratar dele.
Peki delikanlı, ben bu kas yığınının icabına bakacağım.
Muito bem, eu vou tratar do brutamontes!
Pekala, Galyalı, bunun icabına bakacağım.
Júlio César não está a jogar limpo. Muito bem, oh Gaulês, eu vou tratar do assunto.
En çok bir kaç gün sonra, icabına bakacağım.
Em alguns dias, vou dar um jeito em vocês.
Seni buradan götüreceğim. Şeytan gelirse, onun icabına bakacağım!
Vou tirá-la desta tumba... e se o demônio vier terá que se ver comigo.
Ama işe yaramazın tekiyim ben ya da şu Sopa Kralının icabına bakacağım
Sou tão inútil nem sequer consigo vencer o Rei da Vara.
Senin icabına bakacağım, kesin yapacağım bunu.
Vou apanhá-lo, é isso que vou fazer.
Herşeyin icabına bakacağım.
Eu vou tratar de tudo.
Ben her şeyin icabına bakacağım, tamam mı?
Eu trato disso.
Derhal icabına bakacağım.
Arranjarei isto num estante.
Onun icabına bakacağım.
Vou dar-lhe o que merece.
Bu hayvanat bahçesinden çıkıp senin icabına bakacağım.
Hei-de escaparei deste zoo de alguma forma e vou apanhá-lo.
Ben her şeyin icabına bakacağım, Güven bana.
Eu trato de tudo. Confie em mim.
Ben icabına bakacağım!
Eu trato disto!
Yarın sabah bunun icabına bakacağım.
Eu vou tratar disso.
Onun icabına bakacağım.
Eu vou encarregar-me.
Ben o pisliğin icabına bakacağım.
Vou cuidar desse nego pra você.
Sen ona öğreteceksin, ben de icabına bakacağım!
Vai ensiná-lo... E eu vou tratar disso!
Henüz değil, ama icabına bakacağım.
Ainda não, mas isso será remediado.
Ben de kaçan balığın icabına bakacağım.
Eu vou cuidar daquele que escapou.
Ben de kaçan balığın icabına bakacağım.
Vou tratar daquele que escapou.
- Merak etme, şimdi onun icabına bakacağım.
- Não se preocupe.
- Pekâlâ, şehre inip mücevherlerinin icabına bizzat bakacağım.
- Bem, estou descendo para o centro... e tomar conta das joias da mulher pessoalmente!
İcabına bakacağım.
Tomarei providências.
- Sizin için onların icabına bakacağım.
Cuido deles.
Büyük Ed'in icabına ben bakacağım.
Eu cuidarei do Big Ed.
Senin icabına da sonra bakacağım tüy beyinli.
Depois trato de ti, cérebro de penas!
Onların icabına ben bakacağım.
Eu trato deles.
İcabına bakacağımız hain...
- É ele o traidor que é preciso?
- İcabına bakacağım.
- Eu tomo conta disso.
İcabına bakacağım. - Tamam tatlım.
- Deixa, eu trato disso.
İcabına bakacağımı sana söyledim.
Eu disse que cuidaria dele!
- İcabına bakacağım.
- Eu trato do assunto.
- İcabına bakacağım.
- Eu trato disto.
Hayır, bu işin icabına ben kendim bakacağım.
Não, eu tomo conta disto.
- İcabına bakacağım.
Estou interessado nos negócios dele.
- İcabına bakacağım, merak etme.
- Eu trato de tudo, não te preocupes.
Bu durumda, Bay Jamali'nin icabına ben kendim bakacağım.
Neste caso, eu mesmo me encarregarei do Sr. Jamali.
Baldrick, senin icabına sonra bakacağım.
Baldrick, falamos mais tarde.
Kaçmaması için icabına bakacağım.
Vou certificar-me que ele não escapa.
Yakında onun icabına bakacağım!
Vou-me encarregar dela em breve!
'-'İcabına bakacağım.'
'-'Eu vou cuidar disso.'
Sesini kesmezsen, icabına ben bakacağım.
Eu ajudo, se não se calar.
İcabına bakacağımı söyledim.
Eu disse que tratava dela.