Ilk başlarda translate Portuguese
338 parallel translation
canım, bütün başta dediklerin doğruydu. ilk başlarda sadece seninle görev anlayışı içinde ilgilendim.
Querida, o que você disse era verdade no início, interessei-me por si no início mais como obrigação.
Biliyorum ilk başlarda zordur... ama hepimizin paraya ihtiyacı olur.
Sei que custa ao princípio, mas... Quem é que nunca precisou de dinheiro!
Ama ilk başlarda oldukça zordu, şimdi... onlar... biraz daha hoşgörülü olmaya başladılar.
No início, foi duro. Agora estão começando a amolecer.
Hatırlarsan, kadınlar ilk başlarda gevşek davranıyordu.
Se lembrar, as mulheres pareciam apáticas a princípio.
Doğrusu Walsh, ilk başlarda senden bir bok olmaz diye düşünüyordum.
Walsh, no início, pensei que você não prestasse.
İnsan da ilk başlarda babun gibi bozkırda yaşayan bir primattı.
O homem era apenas mais um primata a viver na savana como os babuínos.
Herif ilk başlarda Fidel'in kodamanlarından biriymiş.
No começo, este gajo era cão de fila do Fidel.
Barclay için ilk başlarda zor olmuş olmalı, NCO, rütbesinin yükselmesi, alayın başçavuşunun kızı ile evlenmek?
Deve ter sido difícil para os Barclays a princípio, Soldado raso, promovido a sargento, casado com uma filha de um Sargento-mor?
Daha ilk başlarda sizi buralarda göreceğim hiç aklıma gelmezdi.
Não esperava vê-lo a pé e na rua tão cedo.
Bu turlar henüz hazır değil. Ama ilk başlarda... insanlar sizinki gibi bir tura katılacak. Diğerleri daha sonra... altı ya da on iki ay sonra başlayacak.
Nenhuma destas atracções está disponível, mas o parque inaugurará... com o passeio que vão fazer, e seis ou doze meses depois... haverá outros passeios.
Ruslar evvelki gün Kletzkaya köprübaşında Romanyalıların hattını geçtikten sonra ilk başlarda 29. birliğin 57'ye karşı gösterdiği başarılara rağmen bugün güneyde de ilerlemeyi başardılar.
Antes de ontem, os Russos... romperam as linhas pelo norte, perto de Kletskaya. E agora, eles romperam as linhas também a sul.
30 yılımı dünyayı gezerek geçirdim ama sonunda ilk başlarda daha mutlu olduğumu fark ettim.
Passei 30 anos vagueando pelo mundo.... só para descobrir que estava melhor onde comecei.
Spock'ın önerisi, ilk başlarda tartışmalar yol açtı, ama barışın köşe taşı haline geldi.
A sugestão de Spock, tão controvertida no início, provou ser a base para a paz.
İlk başlarda bir tanesi bile çok fazlayken, bir alıştın mıydı yüzlercesi bile yetmez.
Um é muito e cem não são o bastante.
İlk başlarda tüm hastalarım beni bir baş belası olarak görürler.
Os meus pacientes vêem-me sempre como uma chata durante as primeiras conversas.
İlk başlarda şirindirler, ve sonra kartopu atmaya başlarlar.. Biliyorum.
Ao nascer são amorosos mas depois vêm as bolas de neve, as castanhas...
İlk başlarda bende bunu düşündüm, ama artık bu işin içinden çıkmanın bir yolunu bulmaya çalışıyorum.
Ao princípio também pensei isso, mas agora estou a tentar esquivar-me disso.
İlk başlarda suyun tadı ve dalgaların şiddeti yüzünden homurdanmaya başladı.
Primeiro ela assustou-se com o barulho e o tamanho das ondas... e o sabor da água salgada.
İlk başlarda Nanterre beni sıkıyordu çünkü üniversite gecekonduların ortasına kurulmuştu. Ama sonra yavaş yavaş felsefenin işçi mahallesine yaraştığını düşünür oldum.
De inicio, Nanterre aborrecia-me, porque é uma faculdade no meio de bairros da lata, mas, pouco a pouco, vi que era filosofia num subúrbio operário, que era lá o seu lugar.
İlk başlarda biraz kilo vermek, çok normal.
É perfeitamente normal perder um pouco, ao princípio.
İlk başlarda pek aldırmamış, sadece bir müddet sonra, birkaç gardiyan yüksek sesle bağırdıklarından korkmuş.
Ele não se importa que os outros saibam. Só teve medo na primeira vez, quando dois guardas... ou algo assim, começaram a falar alto.
İlk başlarda, kalanlar olarak birbirimize yardım etmeyi denedik.
No início, tentámos ajudar-nos uns aos outros, aqueles que restaram.
İlk başlarda, eskort gemileri konvoylara Atlantik'in her iki yakasından 555 km. uzağa dek eşlik edebiliyordu.
Nos primeiros tempos, os comboios só eram escoltados até 300 milhas de cada costa atlântica.
İlk başlarda düşündüğüm.... yaşadıklarımızın tek gecelik basit bir ilişki olduğuydu.
A princípio, pensei que seria uma só noite de prazer.
İlk başlarda bir haftalık, gelip geçici bir şey sanmıştım.
Eu achava que era uma coisa temporária, que acabaria numa semana.
İlk başlarda komik olduğunu düşünüyordum. Ama artık komik bulmuyorum.
ao principio, me parecía engraçado, mas ja não.
İlk başlarda onu fark etmemiştim ama silah seslerini duymamızdan hemen önce şemsiyesini açmıştı.
Não o notei logo de início mas no momento dos disparos ou um pouco antes ele abriu o seu guarda-chuva.
İlk başlarda pekçok kişi evrimin doğal seçimle yürümesi düşüncesine karşı çıktı.
Muita gente se escandalizou, com as ideias de evolução e de selecção natural.
İlk başlarda gayri ihtiyari, ellerim, göğsümde eğer kadın göğüsü olsaydı nasıl duracağını tasarlıyordu.
De início, só mecanicamente... as minhas mãos formavam seios femininos no meu peito, como se tivessem sido ali enxertados.
İlk başlarda yol bulmak zordur.
No princípio, é difícil orientarmo-nos.
İlk başlarda.
No princípio.
İlk başlarda neden bağıra bağıra ağlamadıklarını anlayamamıştım.
No início, não percebi porque não quiseram ajustar contas.
İlk başlarda hareketiniz kısıtlı olursa moralinizi bozmayın.
Não fique desiludido se, no início, a sua mobilidade for limitada.
İlk başlarda savaştan dolayı memnunluk duyuyordum polis bisiklet kazasını unutacaktı, ve babam da bana kızmayacaktı.
Quando a guerra rebentou, fiquei satisfeito. Agora a policia esqueceria o acidente com a bicicleta... e o Pai não se zangaria.
İlk başlarda, evet.
Ficaste assustado... no hospital? ao inicio, sim.
İlk başlarda hoşlardı, ama şimdi sinir bozuyorlar.
Ao principio eram queridos e engraçados, mas agora são só irritantes.
İlk başlarda beni hayatta tutan, yazdığın mektuplardı, küçük kardeşim.
Suas cartas... no começo... acertaram em creio, irmãozinho.
İlk başlarda çok zor günler geçirdik.
Passámos um mau bocado de início.
İlk başlarda herkes yenilir.
Todos fracassam ao princípio.
- Sanmıyorum. Hayır. İlk başlarda esprili bir isme ihtiyacımız var ama her duyduğunuzda komikliği azalacak bir tane.
Precisamos de um nome que soe bem... e que não dê vontade de rir.
İlk başlarda, annemin dizinin dibinden ayrılmadım.
No princípio, andava tão perto da minha mãe quanto possível.
- İlk başlarda Şef O'Brien için de zordu.
Também foi difícil para o Chefe O'Brien.
İlk başlarda Elia Kazan pek hoşlanmadı. Ama "East of Eden" da sinemaskobun geniş planlarının aile dramlarında da uygulanabileceğini gösterdi.
Na verdade, Kazan combinou as proporções antigas e novas, introduzindo enquadramentos mais estreitos como portas e corredores, dentro do formato alargado.
İlk başlarda ona iyi davranmaya çalışıyordum çünkü abimin kız arkadaşı.
Quando começou, só queria ser simpática com ela, porque era a namorada do meu irmão.
İlk başlarda beni de korkutmuşlardı, ama... gerçekten çok nazikler.
No princípio também me assustaram, mas são muito agradáveis.
İlk başlarda, bu değişim alışmak çok zor, ama bu işi sık, sık tekrarlayınca önemsemeyi bıraktım.
No princípio, foi duro de acostumar às mudanças, mas acontecia tão frequentemente que depois de um tempo, eu quase parei de notar.
İlk başlarda, galakside gezip tozmak, her türeden kadınları, yeteneklerimi kullanarak etkilemek eğlenceliydi.
Isso era divertido ao princípio... vagabundear pelas galáxias, usando minha omnipotência para impressionar fêmeas de todas as espécies.
İlk başlarda her şey güzeldir.
Como é bom O início da relação
İlk başlarda, bunun bir iş olduğunu sandım.
A princípio pensei que fossem negócios.
İlk başlarda çok korkuyordum.
Quando tudo isto começou, estava com muito medo.
İlk başlarda perişan olmuştum.
O meu marido a ter um caso. - Estava destruida.