English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ I ] / Indirim

Indirim translate Portuguese

1,315 parallel translation
Benim okulumdaki öğrencilere bile indirim yapıyor.
Até fez descontos aos rapazes da minha escola.
Muhtemelen polise de indirim yapıyordur.
Também faz descontos à polícia.
İkincisi, pardon sözünüzü kestim. Yüzde elli indirim istiyoruz.
Em seguida, e desculpa a interrupção, exigimos uma diminuição de, pelo menos, 50 %.
Kırbaç sayısında indirim.
Exigimos uma diminuição do número de chicotadas.
Zevkle indirim bile yaparım.
Até lhe faço um descontinho na empreitada com todo o prazer.
Eğer benim için olmasaydı hiç indirim alamazdın bunu biliyorsun.
Se não fosse eu, não te safavas, e sabes disso.
Her şeyde ° / ° 25 indirim var.
Está tudo a menos 25 % % %.
- Yeterince indirim yaptım adamım.
Já dei desconto.
Bana bir indirim ayarlayabilir misin?
Consegues arranjar-me um preço?
Eğer evet dersem, bana indirim yapar mısın?
Se disser que sim, tenho um desconto?
Erken gelene indirim varmı?
Eles têm especial para esses que chegam cedo?
Bize yüzde on indirim yapmıştı.
Com 10 % de desconto.
Peşin ödeme yaptığım için kendime 50 dolar indirim yaptım.
Dei a mim próprio um desconto de 50 dólares por pagar adiantado.
Yıllardır lokantamıza vermiş olduğunuz nazik destekten ötürü... bugün % 20 indirim yapıyoruz... ve menülerimizi, özel çörekler... ve süper kızarmış sosis gibi spesiyallerimiz oluşturmaktadır.
Pelo vosso grande apoio ao nosso restaurante durante tantos anos... Hoje estamos a oferecer um desconto de 20 %... E especialidades tais como os nossos bolinhos especiais
Bütün bu seti alırsam indirim yapar mısın?
Se comprar o conjunto, tenho um desconto?
- Su tabancalarında indirim var.
- Houve uma venda na Super Soakers.
Dörtlü alırsan piyanolarda büyük indirim yapıyorlar.
Os pianos estão em promoção se se comprar quatro.
Bu damgalı-Alliance - Bundan dolayı indirim.
Está marcada... pela Aliança... daí o desconto.
Bu damgalı-Alliance - Bundan dolayı indirim.
Está carimbado, daí o desconto.
Sözde kardeşimin... ... Ralph Lauren'den yüzde otuz indirim alıp, benim hala mağaza fiyatı ödememe.
Que a minha alegada irmã tem 30 % de desconto na Ralph Lauren e eu ainda tenho de pagar a revenda!
- Bir indirim mağazasına gideceksin.
Que fazes aqui, afinal?
Tam fiyatını bilmiyorum, ama annen hepsinde yüzde elli indirim yaptıracak.
Não sei o total, mas a tua mãe arranja-me 50 % de desconto em tudo.
Dolaşmak için gelip, yolları kapayan ve kirli elleriyle dokunup hiçbir şey almayan, ve 80 % indirim isteyen kişiler için kapalıyız.
Para quem passeia, obstrui a passagem e mexe com as mãos sujas, não compra, pede desconto de 80 %, estamos fechados.
- Sana yüzde on indirim yaparım ister misin?
Faço 10 % de desconto. Quer a mesa? Talvez.
Eğer ilgileniyorsanız, kanepelerimizde indirim var.
Temos uma promoção nos sofás se estiverem interessados.
Size çok iyi indirim yaparım.
Tenho grandes pechinchas para vocês.
Cheap Tickets'ta indirim var.
Cheap Tickets está com saldos.
Belki bir seferlik bulundurma için indirim isteyebilir ve bu da belki 3 ya da 4 yıl yapar.
Talvez se declare culpado de uma tentativa de posse e seja condenado a uns três ou quatro anos.
Ama San Diego'da, Denny's ve indirim marketlerinde.
Mas, em San Diego, vai a restaurantes e a lojas baratas.
Bu harika kâğıt mendillerde indirim varmış, on kutu aldım.
Encontrei estes lenços em saldo, por isso, comprei dez caixas.
Trish, tatlım, söylesene işçilere buralarda indirim yapılıyor mu?
Trish, querida, diz-me, os funcionários têm direito a desconto?
Ama indirim dün sona ermiş. Babaannem de buna çok kızdı.
Eles anunciavam um vídeo a $ 89 num panfleto, mas a venda acabava ontem.
Sana indirim yaparım.
Faço-te um desconto.
Şimdi, Speaker City, çağrı cihazından, DVD'lere kadar her şeyde indirim yapıyor Harrison Üniversitesi'ne, benim dostum ve sizin gözdeniz, Bay Meraklı Dogg.
Agora, cortesia da "Speaker City"... que tem os melhores preços em tudo, de beepers à aparelhos de DVD... dêem as calorosas boas vindas da universidade Harrison ao meu... amigo e o seu favorito, Mister Snoop Doggy.
Speaker City'de, DVD'den kameraya kadar her şeyin fiyatında büyük indirim yapıyoruz.
Na "Speaker City", estamos com preços baixos em tudo, de aparelhos de DVD à câmeras de vídeo e tudo e nesse intervalo.
Evet, belki indirim yaptırabilirim.
Talvez consiga fazê-los baixar.
Hayır, onu tam burada... tanıdım. Pastanede indirim vardı. Haşhaşlı kek aldım.
Sabes, durante 30 anos... todas as sextas-feiras, apanhei o Expresso... na Grand Central.
Belki satış fiyatında bir indirim yaparsın artık.
Pensei que talvez quisesse fazer um desconto.
Ordu fazlası Rus tüfeklerinde büyük indirim yapıyorlar.
Há uma oferta de rifles, sobras do exército russo.
Sen de indirim köşesinde soğuk birşeyler içmek ister misin?
Não será altura de beber um refresco na zona concessionada?
- Düğün yemeklerinde % 10 indirim nasıl?
- Que tal um desconto de 10 % no buffet?
Özel indirim mi?
Saldo especial?
İndirim isteyebiliriz.
Podemos pedir clemência.
150 sterlin. - İndirim yapamaz mısın?
- É o mais barato que consegue?
İndirim mi?
Uma redução da pena?
İndirim de aldık.
Saiu-nos uma pechincha.
İndirim mi istiyorsunuz?
Queres que baixe o preço?
Metropolis'teki Eddie'nin İndirim Dükkanı'ndan.
Na "Discount Eddie's" em Metropolis. Está aberta toda a noite!
İndirim de yapmamışsındır çünkü beceriksizin tekisin.
Aposto que não lhe fez um desconto por ser incompetente.
- Alışverişe. İndirim varmış.
- À Nordstrom's. Estão em saldos.
İndirim parasını kırışabiliriz, eğer...
Posso dividir o desconto consigo, se quiser...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]