English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ I ] / Israr

Israr translate Portuguese

856 parallel translation
Israr etmemem gerektiğini biliyorum, ama size çok minnettarım.
Sei que não devia me impor, mas estou-lhes tão grato.
- Israr ediyorsan.
- Bem, já que insistes.
- Israr etmiyorum.
- Não insisto.
Unutmayin, içinde bulundugunuz kosullarda israr edecek durumda degilsiniz.
Você parece esquecer-se que não está em posição para negociar nada.
Israr ediyorum.
Insisto que o faça.
- Israr ediyorum. Orası sizin.
- Insisto, é seu quarto.
Israr ediyorum. Enkazdan kurtarılan mal sayılır.
É um achado legítimo.
Israr edersen alabilirsin.
Tê-la-à, - si insiste nisso.
Yemeğimizi bitirdik, ve şu salak garson hesabı tek kalemde getirdi. - Israr ediyorum.
Terminámos o almoço e a idiota da empregada juntara as contas.
Benim iki bilete parası yetmeyen bir doktor olduğumu sanacaksınız. - Israr ediyorum.
Deve pensar que sou um médico pobre.
Israr ediyorum. Bu iğrençlik sona ermeli! Duydunuz mu?
Podem me ameaçar com o inferno, que... continuo a insistir.
Israr edersen bu akşam çıkabilirim.
Acho que posso actuar esta noite, se insistires.
Israr ediyorsan delikanlı.
- Como? Bem, se... se insiste...
Israr et.
Insista.
Israr etmeliydin.
Devia ter insistido.
İntihar olayı nevrotiklerde görülür... ama siz bu kızın normal birisi olduğunda israr ediyorsunuz.
Os suícidas são quase invariávelmetne neuróticos por uma razão ou outra... mas você insiste em que aquela rapariga era muito normal.
Nanny sonra sakinleşti, ama hala düşüncesinde israr ediyordu.
Ela então acalmou-se, mas continuou a insistir naquela louca idéia.
Israr ediyorum.
Insisto.
- Israr ediyorum.
- Mas sou mesmo! Insisto!
Israr ettiğinize göre efendim kendi fikrimi söyleyeceğim. Bu mektup, askerlerinizin ülkemizden ayrılma isteğini dile getirmekte.
Já que insiste que eu dê a minha opinião pessoal, eu diria... que é um pedido para a saída das suas tropas do nosso país.
Israr ediyor, sir.
- Ele insiste.
Israr etmedim.
Não insisti com eles.
Fakat bu sefer benden. Israr ediyorum.
Mas desta vez, é por minha conta.
Israr ediyorsanız.
Bem, mas se insiste.
Israr ediyorsan...
Dou-ta. Se insistes...
Konuşmak için onlara israr ettim.
Insistimos em falar antes com ele.
Israr ediyormuş!
Você insiste?
Israr ediyorsanız.
Já que insiste, Major...
- Israr ediyor. - Ben de alırım.
D Webster vai-lhe comprar roupa nova?
- Israr ediyorum.
Por favor.
Israr etmekteyim, bu pano hemen yasaklanmalı!
Mas como, nem sequer as bestas o fazem! Insisto :
- Israr etme.
- Não insista. - Porque não?
- Israr edin.
- Insista, insista.
Israr ediyorum, ona fazla hisse verelim. Haklı.
Insisto que ele ganhe mais.
- Israr ediyorsan...
- Se insiste...
Israr ediyorum.
Permita-me.
- Israr edecekseniz.
- Vamos dar-lhes uma oportunidade.
- Israr ediyorum...
- Insisto que eles...
- Taksi çağırsam daha iyi. - Israr ediyorum.
Vou chamar um táxi.
Israr ediyorsan, Walter.
Se tanto insiste, Walter.
- Israr ediyorum.
- Não queria insistir...
- Israr ediyorum, böyle kör olduğum için.
- Insisto, por ter sido tão tacanha.
Israr ediyorum.
Eu insisto.
- Şu anda fildişinin bir önemi yok. - İsrar ediyorum.
- O marfim não tem importância agora.
- İsrar ediyoruz!
- Nós insistimos!
Israr etti.
Foi ele que insistiu.
Israr ediyorsan tamam.
Se insiste.
Israr etmeyin.
- Deixe-a estar.
İsrar etme.
Não insistas.
- İsrar ediyorum, Bay Ferguson.
- Aceita juntar-se a nós?
- Israr ediyorsanız, giderim.
- Está bem, eu vou.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]