Işim bu translate Portuguese
4,812 parallel translation
Yatırımcılarımla bir anlaşmam var ve bu anlaşmaya uymak zorundayım, benim işim bu.
Fiz um acordo com o investidor e tenho de o cumprir. É isso que faço.
- Benim işim bu cemaate göz kulak olmak. - Neymiş işin?
O meu trabalho é cuidar desta comunidade.
Benim işim bu!
Isto é o meu trabalho!
Benim işim bu.
É o que eu faço.
Benim işim bu zaten ama burada savaş için uğraşıyoruz.
A associação era óbvia. Mas visto que estamos em guerra, há que aproveitar.
Benim işim bu.
Esta é a minha vida.
- Benim işim bu.
- É a minha actividade.
Çok kibarsın ama benim işim bu.
Mas é o meu trabalho.
Bu isim çok hoşuma gitti.
Gosto muito desse nome.
- Bu benim işim. - Bana avukatlık taslama, Paul.
- É o meu trabalho.
Ve size bu da yetmediyse... Bizim Clara sadece altı günde yardımcı bir ilaca isim buldu, ki pazarlama departmanı altı aydır bulamıyordu.
E como se não bastasse, em seis dias a nossa Clara arranjou um nome para um medicamento, algo que o Marketing andava a tentar arranjar há seis meses!
- Bu benim işim.
- É o meu trabalho.
Bu isim Yang Jian olabilir.
Vejo uma divindade.
Orkestra, Aşıklar, Romalılar bu hafta isim her neyse. Grup için.
- Para a banda!
İşim bu.
É esse o meu papel.
- Bu benim işim.
É o meu trabalho.
Ben bakıcıyım, işim bu.
Eu sou uma técnica de saúde, é o que eu faço e...
Sağır ve dilsizim. İşim bu benim.
Surdo e mudo, como manda o ofício.
Yani, bu benim işim.
É o meu trabalho.
Bu benim işim. 6 yaşından beri çamaşırlarını ben yıkıyorum.
Lavo-te a roupa desde os teus 6 anos.
Başlarda Jay ve çocukları yazıyordum, sonradan bu işim haline döndü.
Mas é escrever sobre o Jay e as crianças e tornou-se num trabalho.
Ama bu benim işim, Annie.
Mas é o meu trabalho, Annie.
Beni bağışla, ama bu benim işim.
Peço desculpa, mas é o meu trabalho.
Bu ismi severim, hoş isim.
Adoro esse nome. É lindo.
Bu benim işim.
É o meu trabalho.
Alman nörologların bu duruma verdikleri isim "Witzelsucht". "Şaka Yapma Hastalığı".
Os neurologistas alemães chamaram-lhe witzelsucht, a doença de brincar.
- Bu kötü bir isim mi?
É um mau nome?
Sınırda olduğu için bu isim verilmiş.
A cidade dos feijões enlatados.
- İlgilendirir çünkü bu benim işim. Ne işi lan?
Diz respeito ao meu negócio.
Bu benim işim değil!
Não é a merda do meu trabalho!
- Affedersiniz, bu isim henüz resmiyet kazanmadı. - Hayır, yanılıyor.
- Perdão, o nome ainda não é oficial.
Bayıldım bu isme. Çok güzel bir isim bulmuşsun Nick.
- É um nome adorável, Nick.
Bu çok saçma! Ne işim var burada?
Isto é ridículo Que faço eu aqui?
Sonra ben de onu kulüpte satıyorum, bu benim işim.
E entao eu vende-los no clube, que e o que eu faco.
Bu kararı yürürlükte tutmak ve 18 yılın bir şeylere değmesini sağlamak benim işim.
O meu trabalho é fazer cumprir essa decisão, os 18 anos de prisão deve significar alguma coisa. - 18 anos?
Ve bu şehirde çalışan herkesin minnettarlığını göstermelerini unutmamalarını sağlamak benim işim.
E a minha função é garantir que todos os que trabalham nesta cidade se lembram de mostrar o seu apreço.
Uydurma isim kullanıyor. Bu aralar ne zibidilerle uğraşıyorum ben ya.
Nem acredito nos imbecis com quem tenho de fazer negócios, nos dias de hoje.
Ben sadece dosyalar üzerinden gidiyorum Bu benim işim. Sicilinde bir saldırı suçun varmış.
Estava a ver os arquivos aqui, é o meu trabalho, mas vi que tem uma acusação de agressão?
Bu benim işim Bay Adams. Ben bunu yaparım.
É essa a minha função, Sr. Adams.
Desteğin için sağol Petey ama işim başımdan aşkın Jimmy Macintosh'u alt etmeye çalışıyorum ve sen bu akşam...
Obrigado pelo voto de confiança, Petey, mas eu tenho as minhas mãos ocupadas a tentar ganhar o Jimmy McIntosh e a ti hoje, por isso...
Bunu ederim, bu benim işim!
Diz-me respeito!
Belki duymadınız fakat bu benim işim, şimdi :
Sei que não quer ouvir, mas é o meu trabalho, portanto...
Bu iyi bir isim.
É um nome bonito.
Ben sokaklardaki pisliği görürüm.Ve temizlemem gerekir çünkü bu benim işim.
Eu acordo, e vejo só merda nas ruas. E tenho que a limpar porque é o meu trabalho.
İşim bu.
É este o meu trabalho.
Bu akşam yapacak çok işim var.
Tenho muito que fazer hoje à noite.
Bu ne saçma isim böyle!
Que nome ridículo!
Bu civarları biliyorlardı ve bize konuşabileceğimiz birkaç isim söylemişlerdi.
Eles conheciam aquela área, e informaram-nos alguns nomes de pessoas com quem falar.
İşim bu benim.
É o trabalho.
Bu isim sadece bir kez açık bir şekilde belirtildi.
O nome só foi dito em público uma vez.
İşim bu, değil mi?
É o que fazemos. Certo?