Jesse translate Portuguese
5,473 parallel translation
Bana bir ceset söz verdin Jesse.
Prometeste-me um corpo, Jesse.
Baksana Jesse...
Jesse...
Merhaba Bay Jesse.
Olá, Sr. Jesse.
Jesse.
Jesse...
Jesse.
Jesse.
- Neden bu 12 kişi Jesse?
- Porquê esses 12, Jesse?
Listenin devamını bize söyleyebilir misin Jesse?
Pode falar-nos do resto da lista, Jesse?
Elinizde Jesse ile ilgili çözülmemiş dava veya ipucu varsa beni görün, ona kredi açacağım.
Quem tiver casos pendentes ou pistas para o Jesse, fale comigo.
Ve Jesse, ben o listede iki numarayım. Peki bir numara kim?
Jesse, se sou o número dois da lista, quem raio é o número um?
- Jesse dinleme cihazı takacak. - Allah kahretsin Fitch.
- O Jesse vai usar uma escuta.
Söz verdim Mike. Jesse'ye, onun çocuğuna.
Eu dei a minha palavra, Mike.
Bu sözünü tutma meselesi değil, bir dava!
Ao Jesse e ao filho dele. Isto não é um compromisso, é um caso!
Jesse'yi tekrar oraya gönderip güvenini mi kazanacaksın?
O que vai fazer? Mandar o Jesse para lá?
Jesse, eve gitmek istiyoruz.
Jesse, queremos voltar para casa.
İstediğim şey, Jesse Weiland'ın bulunması.
Quero o Jesse Weiland encontrado.
Jesse'nin kovboy ayaklarıyla yürümez bu iş.
As tretas do Jesse não ajudam nada.
Adamların davayı hazırlayıp mahkemeye çıkana kadar... Jesse hepinize olan borcunu bir gecede ödeyecek.
Enquanto os seus agentes criam o caso para ir a tribunal, ele apaga todas as dívidas numa noite.
Jesse'yi tekrar ikna edeceğiz ve tanıklık ederse tam koruma sağlayacağım. Bu asla olmaz.
Levamos o Jesse a voltar e dar-lhe-ei protecção total se ele testemunhar.
Beni dinlemiş olsan bu duruma düşmezdin, Jesse de bu duruma düşmezdi.
Se me tivesse ouvido, não estaríamos nesta situação.
Ne öğrenmek istiyorsun Jesse?
O que queres saber, Jesse?
Jesse Weiland koruma karşılığında size ne verdiyse doğrularım.
Confirmo tudo o que o Jesse Weiland vos disse em troca de protecção.
Lutin geliyorsa, Jesse uzakta olamaz.
Se o Lutin aparecer, o Jesse virá logo atrás.
Jesse gelecek.
- Mantenham as posições. O Jesse vai aparecer.
Beyler, Jesse'yi gördüm. - Jesse nerede?
Estou a ver o Jesse.
- Sokakta ilerliyor Bud.
- Onde está o Jesse?
Jesse'nin bunu düşünerek yaşadığından emin değilim, ama kesinlikle bu yüzden öldü.
Não sei se o Jesse viveu a pensar isso, mas morreu por causa disso.
Polis bu olayın banka soygunundan hüküm giymiş ve şu an kaçak olan Brendan Lynch ve 19 yaşındaki Jesse Ryan White ile bağlantısı olduğunu düşünüyor.
A polícia acredita que o carro esteja relacionado a Brendan Lynch, ladrão de bancos sentenciado e fugitivo, e Jesse-Ryan White, de 19 anos.
- Jesse!
Jesse!
Jesse!
Jesse!
- İniltiler falan duyuyorum.
Oiço do tipo, choros, gemidos. Jess! Jesse!
- Jess! Jesse!
Escuta-me!
- Merhaba, Jesse.
Boas, Jesse.
Üçüncü kişi olarak konuşacağım. Jesse yakışıklı mı?
Vou perguntar na 3ª pessoa do singular.
- Jesse aç lan şunu.
- Jesse, tira isso. - Pai?
Kalk, Jesse!
Levanta-te, Jesse!
Hadi gidelim buradan, dostum.
Jesse! Vamos!
Jesse! Hadi lan!
Anda embora!
- Ne? Bu olağanüstü, Jesse!
É um loucura, Jesse!
Ve senin içinde de var, öyle değil mi, Jesse?
E também está dentro de ti, não está Jesse?
Karına bak Jesse.
Olha para a tua mulher, Jesse.
Yeni bir kamyonet almanın vakti gelmiş Jesse.
Tens de comprar uma carrinha nova, Jesse.
Jesse'ye verilecek yardım bizim bütçemizden çıkacak.
As despesas dele serão pagas pelo nosso orçamento.
Pekala Jesse, bak ne diyeceğim.
Sabe que mais, Jesse?
Jesse?
Jesse?
Jesse?
Amo-te, mas tenho de desligar. Jesse?
Nerelerdeydin Jesse?
Onde estiveste, Jesse?
O listeye ihtiyacım var Jesse.
Eu preciso da lista, Jesse.
ve aptalca sorular soruyor olmazdın!
O Jesse não estaria nesta situação e você não faria perguntas parvas!
Jesse'nin niyetini anladılar.
Eles descobriram o Jesse.
Baton Rouge'Iu Jesse WEILAND 5 Eylül 1983, çarşamba günü öldü.
WEILAND, Jesse De Baton Rouge, faleceu quarta, 5 de Setembro de 1983.
Olmak istediğimiz şeyler için.
Jesse!