Kafam karıştı translate Portuguese
2,040 parallel translation
Kafam karıştı sadece.
É só a minha... cabeça a p regar-me... partidas.
Minnettarım ama kafam karıştı.
Quero dizer... fico contente.
Onu unutmaya çalışıyorum sonra buraya gelip, tüm bunları söylüyor benim biraz kafam karıştı.
Continuo a tentar esquecê-lo, mas... depois ele vem aqui e diz estas coisas, e eu fico tão confusa.
Kafam karıştı.
Estou confuso.
Yapmayı isterdim ama bunu uzun süredir yapıyorum ve ölüm ile seks arasında kafam karıştı.
Quem me dera conseguir, mas já faço isto há tanto tempo, que estou confuso em relação à morte e ao sexo.
Benim bile kafam karıştı. Bence bu sefer olay yapmayalım eski dostum.
Acho que devemos ficar até ao fim disto, velho amigo.
Birazcık kafam karıştıda burada.
Estou um pouco distraído.
Kafam karıştı, neden bahsediyoruz?
Estou confuso, o que está dizendo?
- Kafam karıştı.
- Estou confuso.
Bakın, hem topografyadan hem coğrafyadan hem de koreografiden kafam karıştı.
eu fiquei confuso com a topografia... A geografia e a coreografia.
Ne... Kafam karıştı!
Estou confundido.
O kadar söylenti var ki, kafam karıştı.
Isto parece-me uma mera coincidência.
Spencer, bak gerçekten çok kafam karıştı burda neler oluyor? !
- Spencer, tenho de dizer-te uma coisa, não sei se acontece alguma coisa errada aqui.
Pekala, kafam karıştı.
Muito bem, estou confusa.
Sizi arıyordum, iki kişi yerine dört kişi görünce kafam karıştı.
Achei que era você, mas depois vi quatro pessoas em vez de duas e fiquei confuso.
Gençken, kafam karıştığında yardım etmesi için bir kitap hazırlamıştım.
Quando era jovem, fiz um livro para me ajudar quando estava confuso.
Kafam karıştı Dr. Kevorkian.
Agora estou confusa com isto, Dr. Kevorkian.
- Kafam karıştı.
Estou confusa.
Öyleyse kafam karıştı.
Então estou confusa.
Kafam karıştı Bayan Blanc-Sec.
EStou verdadeiramente confuso, Mademoiselle Blanc-Sec.
Kafam karıştı.
Não entendo.
Bırak da şunu bir aydınlığa kavuşturalım çünkü biraz kafam karıştı.
Deixa ver se percebi, pois estou um pouco confuso.
Kafam karıştırılmıştı.
Fui forçada.
Kafam karıştı.
nesta confusão toda,
- Aman Tanrım, yine kafam karıştı.
- O quê? Meu Deus! Estou mesmo perdida.
Diğer suçlu Faddeev'i kendisinin öldürdüğünü itiraf edince kafam karıştı.
Quando o outro condenado confessou ter morto o Skinny Faddeev fiquei confuso.
Kafam biraz karıştı, çünkü Dylan'ı hasta listenden çıkardığını sanıyordum.
Estou um pouco confuso, porque pensei que tinhas dito que tinhas transferido o Dylan dos teus cuidados.
Senin Herbie Hancock demen kafamı karıştırdı.
O teu Herbie Hancock bloqueou-me!
Tamam, kafam karıştı.
Estou confuso.
Salak rehberlik toplantısı iyice kafamızı karıştırmıştı.
A reunião com a terapeuta deixou-nos ainda mais confusos.
Kafam karıştı.
Estou confusa.
Kafam çok karışmıştı.
Confundo-me facilmente.
Kafamızı karıştırmaya çalışıyorsun.
Está tentando nos confundir.
Kafam karışmıştı.
Fiquei um pouco... confuso.
Morluklar biraz kafamı karıştırıyor toksikoloji incelemesi netleştirecektir.
Estou um pouco surpreendido com a lividez, mas a Toxicologia pode ajudar nisso. Olá, Calleigh.
Dur biraz, kafamı karıştırdın.
Espera, espera, espera... Não estou a perceber.
İtiraf etmeliyim ki mektubunuz biraz kafamı karıştırdı, Mr. Dumbledore.
Admito alguma confusão, ao receber a sua carta, Mr. Dumbledore. ORFANATO DE WOOL
Aldığım anti-depresanlar kafamı karıştırmıştı. Savcı bunu mahkemede belirtmişti.
Os antidepressivos lixaram-me o juízo, os peritos corroboraram essa tese.
Kafam çok karıştı.
Estou tão confuso.
Kafamı karıştırıp durma.
Estraguei tudo com as minhas mãos.
Bu yeni zımbırtılar kafamı karıştırıyorlar. Evet.
Estas coisas modernas têm botões a mais para mim.
İnsanlar genellikle kafamı karıştırır ama beni endişelendirmelerine izin vermemeye çalışırım.
As pessoas às vezes confundem-me, mas tento não deixar que elas me preocupem.
Pardon, bir günden diğerine değişen işin kafamı karıştırıyor.
Desculpe, mas fico confuso em relação ao seu emprego.
Biraz kafam karıştı.
Estou baralhado.
Baban internette uyuşturucu suçlarını, mahkeme tutanaklarını filan inceledi ama daha çok kafamız karıştı.
O teu pai até andou a ver na Internet quais eram as penas e os procedimentos, mas é muito confuso.
- Tommy, kafam karışmıştı.
- Tommy, estou confusa.
- Pekâlâ, kafam çok karıştı.
- Ok, estou confusa.
Kafam karışmıştı.
Confundido sobre o que queria.
Bu yüzden merek ediyordum da belki sen kafamı karıştırıyorsundur.
E então perguntei-me... Se poderias ser tu quem me estaria a confundir.
Kafam karışmıştı.
Estava completamente perdido!
Dışarıdan gelen haberler kafamı karıştırıyor. Çözemiyorum.
Fico confusa com a maior parte das coisas que vêm de fora.