English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ K ] / Kalbimi

Kalbimi translate Portuguese

2,385 parallel translation
Kalbimi çaldı.
"Roubou meu coração."
Kalbimi çaldı. - Nasılsın?
"Roubou meu coração -." Como você está?
Sen ilk bakışta kalbimi çaldın, tatlım.
"Você roubou meu coração, à primeira vista, meu amor."
Sen de ilk bakışta benim kalbimi çaldın, sevgilim.
"Você roubou meu coração à primeira vista, meu bem."
Sen ilk bakışta kalbimi çaldın, tatlım.
"Você roubou meu coração à primeira vista, meu bem."
Sen de ilk bakışta benim kalbimi çaldın, sevgilim.
"Você roubou meu coração, à primeira vista, meu amor."
Onlar benim kalbimi çalıyor.
"Eles roubam o meu coração."
Üzgünüm, ama kırılmış kalbimi elimde tutarken bıraktığın adam değilim.
- Não vai dar certo. Sinto muito, mas não sou o mesmo tipo que tu deixaste com o coração esmagado nas mãos.
Biliyorsun, istediğim son şey senin kalbimi kırmak ama bunlar gerçekler.
A última coisa que quero fazer é magoar-te, mas esses são os factos.
Bakın, Derek kalbimi kırdı, ama sonra üstesinden geldim.
O Derek partiu-me o coração, mas depois superei.
* Aklımı ve kalbimi bıraktım dans pistinde *
I left my head and my heart on the dance floor
Kalbimi kırayım deme
Não se vá, partindo meu coração
Kalbimi sana verdim
Eu te dei meu coração
Kalbimi kırayım
Não se vá, partindo o meu
Kalbimi bir güvercine kaptırdım.
Perdi o meu coração para um pássaro.
Güvenime edilmiş korkunç bir ihanet bu. Şimdi sana, kardeşine kalbimi açtığımı ama onun bir nevi ezdiğini söylesem yardımı olur mu? Dur, dur, dur!
Foi uma traição da minha confiança.
Kalbimi kırılıyor.
O meu coração está despedaçado.
Gelmezsen, 7 : 01'de kalbimi sana sonsuza dek kapatacağım.
Às 19h01 o meu coração fecha para ti.
Üniversitede okuyan birisi için kabul etmesi oldukça tuhaf ve utanç verici, ama Milo'yu kaybetmek kalbimi kırdı.
É uma coisa estranha e embaraçosa para um universitário admitir, mas perder o Milo partiu-me o coração.
Kaybetmeyeceğim, kalbimi sokaktan gelen etkileşimlere karşı kapalı tuttuğum sürece.
E não vou perder. Só tenho de fechar o meu coração e manter os encontros em segredo.
Geçen tüm yıl boyunca kalbimi dinledim ve bu beni hiçbir yere götürmedi.
No ano passado, segui o meu coração e isso não me levou a lado nenhum.
Kalbimi, cebinize koymuşsunuz.
Tem o meu coração no seu bolso.
Kalbimi kırdınız (! )
Estou triste.
Lakin bir kez daha fikir değiştirirsen kalbimi kırarsın. Tamam, Pete, tamam.
Tudo bem, Pete.
... kalbimi kırmasına müsaade ettim.
fugir...
Kalbimi söküp aldın ve çocuğumuzdan uzaklaştın.
Destroçaste-me o coração. E abandonaste o nosso filho. Segui em frente.
Her zaman yanınızda olamayacağımı düşünmek, kalbimi parça parça ediyor.
Dói-me o coração de pensar que não posso estar sempre convosco. "
Her zaman yanınızda olamayacağımı düşünmek, kalbimi parça parça ediyor.
Dói-me o coração de pensar que não posso estar sempre convosco.
Houston için işe, Austin için işe kalbimi çalan eyalet için işe.
Chichi por Houston, chichi por Austin, chichi pelo estado onde o meu coração se perdeu.
Stetoskobunu çıkarıp kalbimi de dinleyecek misin?
Também vai sacar do estetoscópio e ouvir o meu ritmo cardíaco?
Kalbimi çekip çıkaran bir erkek arkadaşım vardı.
Tive um namorado que me destroçou o coração.
Ian kalbimi kırdı, Spencer hala Wren'i unutmaya çalışıyorum. Bu yüzden hayır dedim.
O Ian partiu-me o coração, Spencer, e ainda estou a recuperar do Wren, por isso recusei.
Kalbimi kırmak için söylediysen, başardın.
Se queria magoar-me, conseguiu.
Kalbimi kıracaksın.
Vais partir-me o meu coração.
Kalbimi kırdın ama şimdi.
- Isso magoa.
Bu kalbimi kırdı.
isso me machucou.
Benden vazgeçemedi o yüzden... .. kalbimi almak için vodun denen çok eski bir büyüyü... -... kullandı.
Ele não me conseguia esquecer, portanto usou vudu, que é uma magia antiga, para me roubar o coração.
Bilirsin, genellikle beş adım ilerdeyimdir ya da 15 adım. Ve nerede dağılacağını görebilirim. Ya da nerede adamın beni hayal kırıklığına uğratacağını ya da nerede kalbimi kıracağını ya da...
Normalmente sei o que está por vir e sei quando tudo se vai desmoronar ou quando o tipo me vai decepcionar ou me vai partir o coração ou...
Ben... bu işe kalbimi verdim, ve o da baskı yapmaya devam ediyor.
Eu pus o meu coração nisto e ele continua a ser pisado.
Kalbimi bir izmarit gibi ezdi.
Esmagou o meu coração como um cigarro.
Sana kalbimi verdim!
Eu te dei o meu coração!
Kalbimi kıran kalbi kırdın.
Partiste o coração que partiu o meu.
Kalbimi sürekli açık tutmamla ilgili bir şey var.
Vou-te dizer uma coisa que tento manter no meu coração.
"Lütfen, Tanrı'm, lütfen. Kalbimi aç, bana bir işaret gönder."
Deus, por favor, abre o meu coração, envia-me um sinal.
Evet, ben kalbimi uzun zaman önce düşürdüm.
Se não tivesse coração, já te tinha afogado.
Birkaç kadeh daha doldurun Islatıvereyim kalbimi
E sirvam mais uns copos Para poder encharcar o meu coração
Kızıma hitap ediyorsunuz, üstelik benim huzurumda! Ona kalbimi ve elimi sunuyorum, tıpkı istediği gibi ikisi de bomboş. Evet!
Está a dirigir-se á minha filha, e na minha presença!
- Kalbimi alıp, çamaşır makinesine yumuşatıcı bile koymadan, atman gibi bir şey bu.
- Foi como se me tirasses o coração... o pusesses no secador e nem sequer utilizasses amaciador.
Kırdın kalbimi.
Partiste-me o coração.
Kırdın kalbimi!
Partiste-me o coração.
Her zaman yanınızda olamayacağımı..... düşünmek, kalbimi parça parça ediyor.
Majestade?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]