English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ K ] / Kapalı

Kapalı translate Portuguese

11,792 parallel translation
- Sanırım kapalı bir mekanda.
Dentro de portas, creio.
- Saldırının, kapalı mekanda gerçekleşeceğini biliyoruz.
- Sabemos que o ataque é dentro de portas.
Afişte üstü kapalı bir şekilde yavrulama hakkında bilgileri olduğu söyleniyor.
Parece que o autor do tópico tem informação sobre "a ninhada toda."
Cep telefonun kapalı, oda telefonunun fişi çekilmiş.
Telemóvel sem bateria, e o fixo desligado.
Aslında otoparkta bir araç gördüm camları kapalıydı.
Vi um carro no estacionamento, com janelas fechadas.
Ofisine gittim ama ışıkları kapalıydı.
Fui à sala dele e as luzes estavam apagadas.
- Hayır efendim. - O zaman çeneni kapalı tut.
- Então, está calado.
Ağzı kapalı kutuya gerçekten girmeden nasıl giriyorlar?
Como é que entramos num espaço selado sem entrar verdadeiramente?
Hayır, evin ışıkları kapalıydı.
Não, as luzes da casa estavam apagadas.
Sekreterinizin bize tek söyleyebildiği Eddie'yi kapalı kapılar ardına çektiğinizdi.
A única coisa que a sua secretária nos disse foi que depressa levou o Eddie para o seu gabinete.
O yüzden bana gözün kapalı güvenebilirsin.
Isto é, aposta sempre no preto.
Valiliktekilere, imzayı kapalı kapılar ardında çabucak atmalarını söyledim.
GABINETE DO GOVERNADOR Disse ao gabinete do governador : "Sabe que o melhor era assinar à porta fechada e despachar o assunto."
Yom Kippur tatili sebebiyle bugün kapalıyız.
Devido ao feriado do Yom Kippur,
- Lou, bu yol kapalı!
- É uma rua fechada!
Birimi yeniden çalıştırmak için kolu kapalıya çevireceksin, sonra açığa, kapalıya, sonra açığa.
Para reiniciar o filtro, só tens de o desligar com a alavanca, depois ligar, desligar e ligar.
Dik dururken, kapalı.
Asas na horizontal, desligado.
Köprü kapalı!
Esta ponte está fechada.
Bir sonraki kadın... Kapalıysa, özellikle iç kadar güzel olun.
A próxima mulher com quem me deitar vai ser tão bonita por dentro como é por fora.
Ben... Bir muhasebeci olarak yetenek gerekir Bu bulmacayı çözmek için... Kazanan teklifin numara ile... iş kapalı olacaktır nerede Bu bize söyleyecektir.
Preciso das tuas grandes aptidões contabilísticas para me ajudares a descobrir a última peça do puzzle, que é o número da transação da licitação vencedora.
Kapalı gözler.
Os olhos estão fechados.
Kapalı gişe.
Full house.
Bu sabah hem köprü hem de tünel kapalıydı, trafik bir kabus gibiydi ve Tony de sanki hatam falanmış gibi bana bağırıyordu.
As ponte e o túnel estavam fechados, o trânsito estava um pesadelo. E o Tony a gritar comigo como se a culpa fosse minha.
Kapalıyım.
Já "fechei as portas".
Kapalı tabut olacak değil mi?
O caixão vai ficar fechado. Não vai?
Kapalı olmasını çok istiyorum, Bobby.
Gostava muito que ficasse fechado, Bobby.
Bayan Kennedy önderliğinde olmasını isteriz. Ama Oswald hala bir kapalı kutu.
Todos queremos seguir as instruções dela, mas ainda não sabemos muito sobre este Oswald.
Tüm sivillere ve diktatörlere kapalı.
Completamente interdita a todos os civis... e senhores da guerra.
Açık ve kapalı ve devam ediyor.
Nada de parar, vamos, vamos, vamos.
Etrafta gözlerim kapalı yürümüyorum ben!
Porque não ando por aí de olhos fechados.
5 dakikalığına kapalısın.
Está fechado cinco minutos.
Zaten kapalı.
Está desligado.
Çeneni kapalı tut.
Fica de boca calada.
Kapalı kapılar ardından kararlar verildi ve o sadece bilet satmak için kullandığımız bir sirk hayvanı.
As decisões era tomadas no quarto dos fundos e ele não passava de um animal de circo, de que precisávamos para vender bilhetes.
Superdome'daki binlerce kişi ve ülke genelindeki kapalı devre sinemalardaki milyonlarca kişi daha izlemek için para ödedikleri bir dövüş için dolandırılmışlardır.
Milhares de pessoas no Super Dome e milhões nos cinemas espalhados pelo país foram enganadas num combate que pagaram para ver.
- Neden monitör kapalı o zaman?
- Não sabe nada.
Gözlerim kapalı dua ettiğimi hatırlıyorum.
Lembro-me de ter fechado os olhos e rezado. Eu perguntei a Deus...
Şu an kapalı.
Está próxima.
Kapalı bir çekim olacak.
O ensaio será fechado.
- Doğru, sezon kapalı.
- Sim, mas é uma sessão fechada.
Tamam mı? Diğer yollar kapalı ya da mayınlı.
As estradas estão bloqueadas ou minadas.
Kapalı hâlde tut.
Mantem-no fechado.
Başını ile kapalı!
Cortem-lhe a cabeça!
Tamam mı? Emniyet açık, emniyet kapalı. Beni dinle.
Certo, assim está travada, destravada.
Çeneni kapalı tut.
- Cala-te, idiota!
Tüm takip cihazları kapalı görünüyor.
Todos os dispositivos silenciaram-se.
- Niye kapalı kapıya konuşuyorsun?
- Esta conversa não faz sentido?
- Yol kapalı!
- Está fechado.
Yol kapalı!
Está fechado!
Şef koridorun tamamı alevlerle kapalı.
O corredor está bloqueado, Comandante.
Kapalı veya kullanılmayan bir telefon numarasını aradınız.
Ou está fora de serviço.
Güvenlik kapalı.
O travão está accionado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]