Karnım translate Portuguese
2,355 parallel translation
Karnım da çok kaşınıyor.
E dói-me o estômago.
Karnım.
O meu estômago.
Anne, karnım acıktı.
Mãe, tenho fome.
- Baba, karnım acıktı.
- Pai, tenho fome.
- Karnım da aç. - Biraz bekle.
- Estou com fome.
Kızım, tüm geceyi dışarıda geçirmeyi düşünmüyordum ama Warwick'ten sonra, bir partiye davet edildik Q-Tip DJ'lik yapıyordu ve daha sonra da kahvaltı yerine gittik ama bilirsin dışarıda yemek yemem, bu yüzden karnım zil çalıyor.
Não esperava ficar fora toda a noite, mas depois do Warrick fomos convidadas para um After Hours, conhecemos o DJ Fomos comer, e tu sabes que não como em publico Estou esfomeada.
Karnım.
A minha barriga!
Karnım zil çalıyor.
Estou faminta.
- Karnım zil çalıyor, Gerri.
- Estou faminta, conheces-me.
Karnım zil çalıyor.
Estou a morrer de fome.
Karnımı doyurmak için, başka neden olabilir ki?
Para encher a barriga, porque mais?
Fena değildim. Karnımız daha az doyardı o kadar.
Estava tudo bem... menos para comer, só isso.
Buraya ilk geldiğimde otelde çalışmış karnımı yemek ve dayakla doldurmuştum.
Quando cheguei aqui trabalhei num hotel. Lá alimentava-me, de comida e de surras!
Hayır, senin o deli saçması, aptalca kurtuluş stratejilerine karnım tok.
Não vai me convencer... da sua merda de sobrevivência psicopata.
Karnım o kadar aç ki, hiç farketmez.
- Estava morto de fome. Está delicioso.
Gönderdiğin para karnımızı doyurup kalacak yer bulmaya anca yetiyor.
O dinheiro que envias mal chega para comida e abrigo.
Karnım doydu.
É só que já estou cheio.
Biraz karnım aç.
Tenho fome.
Karnım açken uyumaktan nefret ederim.
Detesto ter fome antes de ir para a cama.
Sadece karnım acıktı onlarda bana bunu getirdiler.
É por ter fome, e eles terem-me trazido isto.
Karnım aç
Só estou com fome.
Karnım ağrıyor.
Dói-me a barriga.
- Değilim, karnım...
- Não, o meu estômago.
Karnım. - Aynı yer mi ağrıyor?
- A mesma dor de antes?
- Benim karnım aç.
- Tenho fome.
Çelik gibi karnım vardır.
Eu tenho um estômago de ferro fundido.
Bir süre karnımızı balıkla doyuruyoruz, zira et nadir olmaya başladı.
Os peixes nos alimentaram por um tempo então a carne tornou-se escassa.
Ama karnımı açmak zorundalar.
Mas vão abrir-me a barriga.
Tamam, zaten karnım zil çalıyor.
Queres saber? Eu estou com fome.
Baba, karnım çok ağrıyor.
- Pai... estou com dores de estômago.
Karnım aç.
Tá vendo? O celular ainda funciona.
- Tamam. - Karnım da pek aç.
- Estou com fome.
Karnın acıktı mı bakalım?
Queres comida?
Karnım aç, daha çok yemeğe ihtiyacım var.
- Estou com fome, preciso de mais.
Karnın aç mı?
- Tens fome?
Cleo, karnın aç mı?
Cleo, estás com fome?
- Karnım zil çalıyor.
- Estou faminta.
Arenada iki yıl boyunca kazanacağım zaferler onların karnını doyurur.
Dois anos na arena, e os meus ganhos mantêm-nos alimentados.
Bak bakalım karnı acıkmış mı?
Vê se ele também tem fome.
Aç karnına ve gardsız yakalandım, tamam mı?
Fui apanhado desprevenido de estômago vazio, está bem?
- Karnında mı?
- Com o seu estômago?
Aşkımız karnımızı doyurur.
Podemos viver do amor.
Karnının içi kanla doluyor. Pedallar lazım.
O abdómen está com hemorragia, é preciso estancar o sangue.
karnın mı acıktı Selina?
Tens fome Selina?
Şimdi gidip bir ahbabın karnını falan açalım.
- Vamos abrir um mano.
Karnını hazırlayalım.
Preparem a barriga.
Karnım zil çalıyor.
Sinto-me ligeiramente esganado.
Sen ne yapıyorsun? Karnım acıktı.
- O que estás a fazer?
Karnın aç mı, değil mi?
Parece engraçado. Mas eu sempre quis fazer isso.
Oğlunuz çekip gidebilir ama kızım dokuz ay karnında onu taşımaya mahkum.
O seu filho pode afastar-se, e a minha filha vai ter um bebé na barriga durante nove meses.
Carnes'ı morgdan çıkarıp kukla şovu gibi ipleri bağlayıp birini karnından konuşturmak lazım.
Tirar o Carnes da morgue, colocá-lo como no "Fim-de-semana com o Morto" e fazer um ventríloquo falar por ele.