Karıncalar translate Portuguese
656 parallel translation
Karıncaları severim.
Eu gosto de formigas.
Bir hafta içinde karıncalar ve akbabalar nasılsa hallederler.
Numa semana, os abutres e as formigas acabam com ele.
Efendi karıncalar kölelerinden nasıl yiyecek topluyor görüyor musun?
Veja como as mestras dominam as formigas Coletam o alimento dos seus escravos.
Bir çukur kazıp, yüzüne şekerli su sürdüler. Ve karıncaların gelişini bana izlettiler.
Por isso fizeram um buraco, e esfregaram a cara dele com bagas doces e fizeram-me ver o que as formigas fizeram.
Karıncalar gözlerini yer.
As formigas vão comer os teus olhos.
Bu Pazar gününü böyle kumda karıncaları sayarak bitirmeyeyim.
E agora... não me faça terminar o domingo contando formigas na areia.
Sen kalıp karıncaları mı saymak istiyorsun?
Quer ficar aqui a contar formigas?
İnsanlar karıncalar gibi etrafta koşturuyor.
As pessoas andam que nem formigas.
Bütün şu karıncaları görüyor musun?
Viu as formigas?
Bu karıncalar beni delirtiyor.
Estas formigas poem-me doida.
Karıncalar, küçük böceler, ağustos böcekleri...
Formigas, pequenos insetos, cigarras...
Karıncalar, avlarını çeneleriyle tutup parçalar... ama onları formik asit zerk ederek öldürürler.
As formigas usam as mandíbulas para cortar ou prender as víctimas... mas elas matam com ele, injetando ácido fórmico.
Kimse bu dev karıncalar hakkında bir şey bilmesin, yapmasın istediniz.
Ninguêm mais deve saber dessas formigas, excepto nós aqui dentro.
Çöl karıncalarının bazı türlerinin 9 metre derinlikte... çukurlar kazabildiğini biliyor musunuz?
Sabiam que certos tipos de formigas do deserto cavam... até 9 metros no chão?
Karıncalar tünel açıp başka yerden çıkar.
Elas fariam outra abertura.
Karıncalar derin sudan çıkamaz.
Formigas não sobrevivem na água.
Karıncaları yuvanın iyice derinlerine sürüp orada tutmaya yetecek kadar ısı.
- Muito calor para fazê-las entrar depois prendê-las lá.
Şu iki boş yumurtada kraliçe karıncalar vardı.
Estes dois ovos vazios eram de formigas rainhas.
General O'Brien ve Dr. Medford bu büyük karıncaların... varlığının gizli tutulması gerektiğini düşünmüştü.
O Gen. O'Brien e o Dr. Medford... acharam que o segredo total sobre a existência delas era essencial.
Bu karıncalar ve onlara akraba türler Amerika'da çok yaygındır.
Estas formigas, em suas várias espécies, são comuns em todo os EUA.
Karıncalar pek iyi göremez.
As formigas não enxergam bem.
Savaş halindeki karıncalar.
Aqui, formigas em guerra.
Gördüğünüz gibi, karıncalar vahşi, acımasız ve cesur savaşçılardır.
Como vêem, formigas são soldados selvagens, brutais e corajosos.
Karıncalar, dünya üzerinde insan dışında... savaşan tek türdür.
As formigas são as únicas criaturas, fora o homem, que fazem guerra.
Daha önce insanlar tarafından görülen karıncaların hiçbiri 2,5 santimi geçmemişti.
Nenhuma formiga já vista pelo homem tinha mais de 2,5 cm.
Bulduğunuz karıncaların büyüklüğü ne?
Qual o tamanho das formigas que encontraram?
Ona inanıyorum. Crotty'nin karıncaları gördüğü gün doğu yönünde kuvvetli rüzgar vardı.
Havia ventos fortes a oeste na área... no dia em que Crotty viu as formigas.
"Denizdeki bir gemide karıncalar yumurtadan çıktı."
"Ninho chocado a bordo de navio..."
"Viking dev karıncaların istilasına uğradığı için... " gemiye inceleme ve kurtarma ekibi yollanamadı. "
Impossível vasculhá-lo, pois estava infestado de formigas gigantes. "
Dr. Medford... dev karıncalar nasıl olur da görünmeden gemiye çıkabilir?
Dr. Medford, como elas conseguiram entrar no navio sem serem vistas?
Şu dördü, ölü erkek karıncaları bulduğumuz yerleri gösteriyor.
Bem, essas quatro indicam locais onde encontramos machos mortos.
Karıncaların.
- As formigas.
Jensen, gördüğün karıncalar nasıldı?
Como eram as formigas que viu?
- Şu karıncalar tam olarak nerede görünüyor?
Jensen, onde exatamente essas formigas aparecem?
Birkaç ay önce New Mexico çölünde dev karıncalar bulunmuştur.
Há 2 meses, no Novo México, formigas gigantes foram descobertas.
Görünüşleri bildiğimiz karıncaya bir hayli benzeyen bu karıncaların boyu... geçirdikleri mutasyon yüzünden 3 ile 3,5 metre arasındadır.
Essas formigas são semelhantes às formigas caseiras que conhecem. Porém, elas sofreram mutação. Variando em tamanho de 2 a 4 metros...
Bu yuvadan yeni kraliçe karıncalar çıkmışsa... bütün Amerikan şehirleri tehlikede olabilir.
Se novas rainhas foram chocadas e escaparam... todas as cidades americanas podem estar correndo perigo.
Yeni prenses karıncalar.
São novas princesas.
Tek bildiğin karıncaları izlemek.
Estamos aqui á meia hora e tu só sabes observar formigas.
Karıncalar çok ilginçtir.
As formigas são interessantes.
Belki oraya döndüğün zaman, yaşadığın yerde atlıkarıncaları ve orkestra konserlerini bulacaksın, Martin.
Talvez quando voltar, Martin, descobrirá que no lugar onde está Há carroséis e concertos de banda.
Karıncaların kemirmediği şey yok.
Toda a madeira deste país abrasador está comida pelas formigas.
Işık yoksunluğundan boğulmayanlar ise delirmişcesine daireler çizdiler, tıpkı karıncalar gibi.
Os que não morreram, asfixiavam pela falta de luz davam voltas como loucos, como formigas.
Karıncalar dünyayı ele geçirir.
As formigas controlarão o mundo.
Kaçışır tüm karıncalar.
Há formigas em profusão
Yada karıncalar tarafından yenerek.
Ou mastigado por formigas?
Federasyon bizim hâlâ karıncalar gibi eşelenmemizi istiyor, hem de bir karınca yuvasından biraz daha geniş bir tümsekte.
A Federação obrigar-nos-á a trabalhar como formigas, num formigueiro maior do que o normal.
Neden günün en güzel saatinde karıncalar gibi dizilip kendimizi zehirlemeyelim ki?
E se nos puséssemos em fila como as formigas na altura mais bonita do dia, e nos suicidássemos?
Karıncalar tırtılı öldürdü mü?
- As formigas mataram a lagarta?
" İnsanlar, arılar ya da karıncalar gibi sürekli.. .. aynı hareketleri tekrarlamazlar, bilgilerini inşa ederler,
" Os homens não são como as abelhas e as formigas, que repetem sempre as mesmas coisas.
Londra'nın en taze mezgiti 2. katta. 3. kat Ribena, karıncalar televizyon ve alev makineleri orada, yemek vagonu sergimiz...
O peixe mais fresco de Londres, 2º andar, terceiro Ribena, formigas, televisão e lança-chamas, a exibição de vagões-restaurante...
karın 129
karin 119
karina 16
karın var mı 18
karın ağrısı 18
karınız 52
karın nerede 32
karınız mı 21
karın nasıl 41
karın mı 65
karin 119
karina 16
karın var mı 18
karın ağrısı 18
karınız 52
karın nerede 32
karınız mı 21
karın nasıl 41
karın mı 65