Karın mı translate Portuguese
14,228 parallel translation
- "Catherine." Karın mı?
"Catherine." Esposa?
Karımın ondan beklediğini yapmadığını gördün.
Viste que a minha esposa não fazia o que deveria fazer.
Güzel karım Tamara'yla tanışın.
Conheça a, minha linda mulher Tamara.
Kalanların envanterini çıkarıp başladığımız işi bitireceğiz.
Vamos fazer um inventário do que nos resta e acabar o que começámos.
- Karın kaslarını rahatlatmana ihtiyacım var.
Relaxe os músculos do estômago.
- Bu, karımın da aynı tarihte ölmüş olmasından kaynaklanıyor.
Isso é porque a minha própria esposa faleceu praticamente nessa altura.
- Yani hasta karısını başkasıyla mı değiştirdiğini söylüyorsun?
Está a insinuar que ele trocou a esposa doente por alguém?
- Karının icabına bakacağım, ve onunla işim bittiğinde sıradaki sen olacaksın.
Irei tratar da tua esposa, e quando terminar talvez trate de ti.
- Dışarıya çok çıkar mısın?
Costuma sair muito?
"Kadın Saati" nde şimdi, "Shakespeare'in karısı bunalımda mıydı?"
E a propósito de "Hora da Mulher", a mulher de Shakespeare era deprimida?
Karın var mı?
E você? Tem mulher?
Bu epey utanç verici bir durum ama sanırım beni Lotus isminde bir pandayla karıştırdınız.
Isto é bastante embaraçoso, mas acho que me confundiste com um Panda chamado Lotus. - O meu nome é Po.
Çocuklar, kar görmeye hazır mısınız?
Então, crianças, prontas para ver neve?
Kim sona kalırsa hayatının sonuna kadar donlarımı yıkar.
O último a chegar vai lavar as minhas cuecas para o resto da vida!
Karımın abisini ele vermeyeceğim.
Não vou trair o irmão da minha mulher.
Sonra, evde karımın ve çocuğumun yanında olmalıyım diye düşündüm.
Mas achei que deveria estar em casa com a minha esposa e o meu filho.
Sanırım başkasıyla karıştırdın.
Não, acho que me confundiu com outra pessoa.
Bunun çok aptalca olmasını geçtim uzak bir ihtimalda olsa, Seth'in savaşına karışırsam diye.. ... savunma amaçlı bildiğim her şeyi yazmak zorundayım.
Além de ter sido uma grande estupidez, vejo-me agora obrigado a registar tudo o que sei para me precaver contra a possibilidade remota de a guerra do Seth me afectar.
... Karıştıralım, ikiye bölelim, mucizevi olarak kartın.
Baralhando e cortando, milagrosamente... a tua carta.
Karımın ailesi Ciudad Victoria'da.
A família da minha mulher está em Ciudad Victoria.
Karımın son sözlerini söylemiştiniz.
Citou as palavras da minha mulher à beira da morte.
Ölmüştü. Karım da aynısını söyleyecektir.
A minha mulher pode confirmar.
Ama karımın başka çaresi yoktu.
A minha mulher... Ela não teve escolha.
Sinyal alıcılarını, model güçlendirici olarak kullanıp sinyali dışarı çıkarırım.
Posso usar feixes amplificadores para emitir o sinal a partir da cratera.
Bu işin karışmamasını umalım.
Esperemos que não dê para o torto.
Of be zenci, kimsenin karımın beni sevdiğini söylemesine gerek yok.
Ó preto, não preciso que me digam que a minha mulher me ama.
Ben senin karınım.
Sou a tua mulher.
Onun hayatını kendi hayatım yaptım ve parçaları birbirine karıştırdım, o yüzden hangisi neydi ayırt edemezdin.
Assumi a sua vida como minha e juntei as peças, e mal se percebia qual era qual.
Karınızın katilini bulacağım, Bay Kimmel.
Vou encontrar o assassino da sua mulher, Mr. Kimmel.
Karınızın intihar ettiğine inanacak bir sebebiniz var mı?
Tem motivos para crer que a sua mulher se suicidasse?
Bu saldırıların sonucu olarak, Sayın Başkan kötülerle mücadeledeki en büyük silahımız olan Galaksi Komandolarının sayısının dörtten beşe çıkarılmasını istedi.
Como resultado, o Presidente requereu aos sempre vigilantes, Rangers Galácticos que aumentem o seu número de quatro para cinco.
Eski karımın pansiyonundan. Biraz birikmişimiz vardı.
A pensão da minha ex-mulher, mas, é pouca coisa.
Zengin biri olsaydın karınla kırıştırdığını düşündüğün birini öldürtmek için adam tutar mıydın?
Se fosse este gajo rico... contratava um gajo para "ligar" o carro... do homem que anda a comer a sua mulher, certo?
Karımı da aldın.
Que me tirou.
Kafası mı karışık sizce? Ne yaptığını bilmiyor mu?
Acha que ele está confuso, que já não sabe o que faz?
Dışarı çıkarır mısın Billy?
Queres deixá-lo sair, Billy?
Burada olmadığın için, bazı şeyler aklımı karıştırdı...
Algo me desconcertou, mas você não estava aqui.
Motoru çıkarıp süspansiyonu artıracağım ve gövdeyi açtıktan sonra şaftı düzenleyip hava akımını artıracağım.
Bem, levantar o motor, subir a suspensão, cortar a carroçaria, personalizar os eixos e maximizar o fluxo de ar.
Karını siktiğin sırada ona bakıp "Ölene kadar seninle birlikte olacağım" diye düşünüyor musun?
Olhas para baixo para a tua esposa, enquando a fodes e pensas, "Vou ficar contigo, até eu morrer"?
Affedersin, yoksa beni diğer kızlarla mı karıştırdın?
Desculpa, pensaste que fosse como uma dessas raparigas?
Karımı öldüren adamın hiçbir şey olmamış gibi elini kolunu sallayıp buradan çıkmasından daha kötü ne olabilir?
! O que pode ser pior do que o homem que assassinou a minha esposa sair daqui como se de uma piada se tratasse! Como se nada fosse?
Karımın ; sen ve şerefsiz arkadaşlarının söndürdüğü bir ışığı vardı.
Havia uma luz que irradiava sobre a minha esposa que tu e os sacanas dos teus compinchas resolveram apagar.
Karımın senin gibi bir şerefsizle işi olması için bir sebep yok dünyada!
Não há qualquer motivo no mundo para que a minha esposa tivesse seja o que for com escumalha como tu.
Karımın katilinin gitmesine izin verdin.
libertou o assassino da minha esposa.
Aklını karıştırmaya uğraşıyor, hayatım.
Ele só está a brincar contigo, querido.
Kafanın biraz karışık olduğunu gördüğüm için sana biraz açıklayacağım.
Vou explicar-lhe, porque vejo que está um pouco confuso.
Bağırsaklarımı karıştırsın diye bir pisliğe para veremem.
Eu não vou pagara um idiota para me arrancar as tripas.
Bir dakika, yukarı çıkar mısın?
Pára. Volta atrás.
Oylamanın karım için de olduğunu açıkça belirttim.
Deixei bem claro que um voto em mim seria um voto também para minha esposa.
Halkım karımın kalması gerektiğine karar verdi.
O meu povo decidiu que a minha esposa deve ficar.
Bu sefer daha büyük bir karışıklık mı çıkarttın?
Em que bagunça se meteu agora?