Kaçırmayın translate Portuguese
361 parallel translation
O'nu istemediğinizi ağzınızdan kaçırmayın olur mu?
Não lhe dirá que não nos quer às dois, verdade?
Onu gözden kaçırmayın, ben bir şişe getireyim.
Tenha-o debaixo de olho. vou buscar a garrafa.
Kaçırmayın!
Não os deixe escapar!
Tekrar elinizden kaçırmayın.
Muito bem. Vejam se ele não fica outra vez à solta.
- Tek kelimesini kaçırmayın.
- Não perca pitada.
Bunu kaçırmayın.
Não deve perder isso.
Cleopatra'dan bu yana en sansasyonel kızılı görmek istiyorsanız Brooklyn'deki Danny McGuire'ın dansçısı Rusty Parker'ı kaçırmayın.
Para ver a ruiva mais sensacional desde a Cleópatra... não perca a Rusty Parker, no Danny McGuire's.
Yüzünüzü kaçırmayın, Bayan Wales. Bana bakın.
Encare-me a mim!
Kaçırmayın.
Não se atrasem.
Şölenimizi kaçırmayın sakın.
Não perca nossa festa!
Şölenimizi kaçırmayın.
Não perca a nossa festa!
Bunu kaçırmayın!
Tomem algo picante.
Pazar günü fazla avlanmayın, ama iyi bir fırsat çıkarsa kaçırmayın tabi.
Não caceis muito no dia do Senhor, embora não deixeis escapar uma bela peça. Vamos, seus filhos bastardos.
Kaçırmayın onu!
Ela não escapará!
Elinizden kaçırmayın.
Não o deixem fugir.
Getirin onu kızlar, kaçırmayın!
Apanhem-na, e viva!
Midwest'in en büyük temsilini kaçırmayın!
Aqui está, amigos. O melhor espectáculo do Meio Oeste.
Çıkarın şunu üstünüzden ve onu kaçırmayın.
Vista-se e vá ter com ele.
Kaçırmayın, bir sürü aç çocuk bekliyor.
Não falhem. Haverá muitos miúdos esfomeados.
Gözünüzden kaçırmayın.
Näo a percas de vista.
Fırsatı kaçırmayın.
Quero que seja também para vocês.
Onu gözden kaçırmayın.
Queimem-no!
İşte böyle, gözden kaçırmayın.
É isso, queimem-no!
Onu kaçırmayın!
Não se afastem!
İnemezseniz biz oraya varana dek... gözden kaçırmayın yeter.
Se não puderem aterrar, vigiem até que cheguemos lá, está bem?
Huzurumu kaçırmayın!
Desamparem a loja!
Bayanlar ve Baylar, kaçırmayın, gösteri başlamak üzere.
Preparem-se, senhoras e senhores, o espectáculo está prestes a começar.
Onu elinizden kaçırmayın.
Certifica-te de que não o deixas fugir.
Aptallık etmeyin ve onun keyfini kaçırmayın.
Não seja tolo e mude seu humor.
- Şölenimizi kaçırmayın.
- Não falteis ao nosso banquete.
Yeteneklerinizi göstermek için böyle bir şansı kaçırmayın.
Não desperdicem esta oportunidade de demonstrarem a vossa perícia.
Bu fırsatı kaçırmayın. Yeteneğinizi ve nişancılığınızı büyük şampiyonumuzla kıyaslayın.
Não deixem passar a oportunidade de medir as vossas capacidades com nosso grande campeão.
Bir görünün bir kaybolun. İpin ucunu kaçırmayın ama.
Só fugidiamente, aqui e ali, mas näo muito...
Gözden kaçırmayın.
Mantém-no debaixo de olho, mas nada de perseguições.
En güzel yerini kaçırmayın.
Vai perder o melhor.
Kaçırmayın!
Não perca!
Kaçırmayın.
Não perca.
Kaçırmayın!
Vê isto!
Yaramaz Nina'nın hayatındaki çıplak gerçekleri sakın kaçırmayın yarın "Dünyadan Haberler" de başlıyor.
Leia a história da Nina picante, a começar no News of the World amanhã.
Kaçırmayın.
Toca a aderir.
Bölümünü kaçırmayın.
A História do Mundo, Parte II.
Güneşin Oğlu Esteban'ın gelecek bölümünü kaçırmayın.
Misteriosas Cidades de Ouro! Legendas Criadas por :
Sakın kaçırmayın.
Não percam.
Kaçırmayın.
Näo o deixem fugir!
- Gazetecilik nişanlını kaçırmayı kapsamaz.
Isso não inclui raptar a nossa noiva lá de onde eu venho.
Onları korkutup kaçırmayı başardın, Ben.
Assustaste-os. Vão fugir.
Bu kaçırmayı siz mi ayarladınız?
Foi você que o mandou raptar da primeira vez?
Aldırmayın, o bizim kadrolu kaçığımız.
Não lhe ligue, é a nossa louca residente.
Kaç adamınız var? Ne planlarsanız planlayın, benim adamlarımı karıştırmayın!
Capitão, seja como for, não vai involver os meus homens!
Kaçırmayın.
Vão passá-la às quatro. Não a percam.
Bu, kaçırmayı arzulamayacağın bir şans.
Este é o tipo de hipótese que não podes desperdiçar.